Hırvatistan iş ahlakı sayesinde Dünya Kupası finalinde

İzlanda ve İsveç gibi ülkeler için de iş ahlaklarının yüksek olduğunu söyleriz. Özellikle çıkardıkları sporcular arasında tembel, huysuz oyuncu yok denecek kadar azdır. Hırvatistan'ın oyuncularının iş ahlakı da en az İzlandalı ve İsveçli oyuncular kadar yüksek. Fakat onları finale getiren sebeplerin başında yüksek iş ahlaklarını yetenekleriyle harmanlamaları var. Xavi-Iniesta ikilisinden sonra Barcelona orta sahasını çekip çeviren Rakitic ve yıllardır Real Madrid'in beyni olan Modric, Hırvat orta sahasını oluşturuyor. Penaltılara giden Rusya-Hırvatistan maçı sonrasında bir video ortaya çıktı. İtfaiye erleri istasyonda penaltıları takip ediyorlar ve artık son penaltı atılacak. Rakitic beyaz noktada, golü atarsa Hırvatistan yarı finale çıkıyor. Tam o esnada yangın ihbarı geliyor ve Hırvat itfaiyecilerin hepsi ok gibi fırlayıp üstlerini giyinerek araçla uzaklaşıyor. İşte bu iş ahlakının, liyakatin bir göstergesidir. 15 saniye geç çıkmayı göze alsalar son penaltı atışını izleyebilirlerdi. Fakat onlar da biliyor ki yangın gibi acil durumlarda 15 saniye insan hayatına mâl olabilir. Dünya Kupası süresince futbol dışı konularla da gündeme gelen Hırvatlar sempati topladı. Dejan Lovren'in oğlunun telefon ekranında maçı takip ederken milli marş esnasında ekrana gelen her futbolcunun adını söylemesi ve itfaiyecilerin videosu duyulan bu sempatinin nedenlerindendi. 2008 Avrupa Şampiyonası çeyrek final maçında Hırvatistan'ı elemiş bir ülke olmamız da Türk halkı olarak onlara karşı ayrı bir yakınlık duymamızı sağlıyor. Gerçi aradan geçen 10 yılda onlar nerede, biz neredeyiz... İngiltere'yi eleyip finale çıktıkları maçın uzatmalarında gösterdikleri performans da yine iş ahlakı ve disiplinin kanıtı. 2-1 önde olduğunuz maçın son dakikalarında takımca geriye çekilmek skoru korumak amacıyla yapılan psikolojik bir harekettir. Fakat Hırvat oyuncular, teknik direktörleri Zlatko Dalic'in onlara verdiği 'ilerde basın' taktiğinden hiç taviz vermediler. 118. ve 122. dakikada bile rakip alanda baskı yapan bir Perisic, Badelj, Corluka vardı. İş ahlakı ve disiplinden bahsetmişken buna aykırı davranan Nikola Kalinic'ten bahsetmeden geçmek olmaz. Grup aşamasında oynanan Hırvatistan-Nijerya maçında yedek kalmasından dolayı mutsuz olan Kalinic, teknik direktörünün oyuna gir talimatını reddederek huzursuzluk yaratmıştı. Takım içindeki uyumu ve havayı bozabileceği düşünülerek kadro dışı bırakılan ve Rusya'dan gönderilen Kalinic, Hırvatistan için yalnızca bir istisna. Yallah Milano'ya Kalinic. Hırvatistan'ın Beşiktaş'ta oynayan defans oyuncusu Domagoj Vida, Rusya maçından sonra Ukrayna lehine yaptığı tezahüratın videosunu yayınlamış ve tepki çekmişti. İngiltere maçında tribünlerde olan Ruslar tarafından yoğun protestoya maruz kalmasına rağmen herhangi bir ters tepki vermedi. Harry Kane ve Sterling gibi iki etkili silah karşısında iyi bir sınav verdiğini ve değerine en az 72 milyon euro daha kattığını söyleyebiliriz. Turnuvanın bir diğer sürpriz ismi de Luka Modric. Aslında sürpriz olmasının sebebi Hırvatistan'ın şampiyonluk yolunda ilerliyor olması. Yoksa Modric yıllardır istikrarlı şekilde iyi oynayan, Real Madrid orta sahasına yön veren muhteşem bir oyuncu. Real Madrid'le Şampiyonlar Ligi'ni almış olması, Hırvatistan'la Dünya Kupası boyunca 3 maçta maçın oyuncusu seçilmesi, Arjantin'e attığı müthiş gol derken eğer Hırvatistan, Dünya Şampiyonu olursa Luka Modric 10 yıllık Messi-Ronaldo hegemonyasına son vererek Ballon d'Or'u alma şansına sahip. Tüm bu final yolculuğunun sonunda bölüm sonu canavarı olarak Fransa var. Önce kariyerinde tek eksiği Dünya Kupası olan Messi'li Arjantin'in, sonra tüm maçlarını kazanan Cavani-Suarez'li Uruguay'ın, son olarak da yılların gizli favorisi Belçika'nın şampiyonluk hayallerini yıkan Fransa! Bakalım 15 Temmuz Pazar akşamı Fransa, bir hayal yıkıcı olarak Hırvatistan gibi 4 milyon nüfuslu butik bir ülkenin de şampiyonluk hayallerini yıkacak mı? turcel.orman@milliyet.com.tr turcel.orman@milliyet.com.tr