HBO’nun yeni dizisi Catherine the Great ve reyting uğruna çürüyen Türk dizi sektörü

HBO, Oscarlı oyuncuları tavlamaya devam ediyor. Bu seferki zafer Helen Mirrren ile elde edildi. 'The Queen' filminde canlandırdığı II. Elizabeth rolüyle Oscar kazanan ve tarihi rollerde ne kadar başarılı olduğunu kanıtlayan Helen Mirrren, yeni HBO minisinde Rus çariçesi II. Katerina’yı canlandıracak... Acaba bizim yapım şirketlerimiz ne zaman benzer bir vizyonla, kendi özgün tarihi hikayelerimize el atacaklar? Ömrümüz o günleri görmeye elverecek mi? Eninde sonunda bugün gelecekti. Dünyaca ünlü, Oscar ödüllü Hollywood yıldızları da dizi dünyasına boyun eğecekti. Biliyordum; Helen Mirren ve Meryl Streep de bir gün bir dizide Avrupa hükümdarlarını veya onların eşlerini canlandıracaktı. İşte o gün geldi... Oscar, BAFTA, Emmy, Altın Küre ve aklınıza gelen tüm büyük ödüllerden en az bir tane evinde bulunduran, yaşayan en büyük kadın oyunculardan olan Helen Mirren, HBO tarafından çekilen 4 bölümlük mini dizide, Rusya’nın meşhur imparatoriçesi Büyük Katerina’yı canlandıracak. 18'inci yüzyıl Rusyası'na damgasını vuran Büyük Katherina'nın saltanatının son yıllarına odaklanan dizide, imparatoriçe ve sevgilisi Grigory Potemkin'in tutkulu ilişkisi anlatılacak. Bugün bildiğimiz Rusya'nın şekillenmesine önayak olan bu ikili, yaşadıkları dönemde rakiplerine karşı birlikte savaşmış ve tutkulu bir aşk yaşamıştı. Dizinin senaryosu, daha önce yine Helen Mirren'ın canlandırdığı 'Elizabeth I' filmini de yazan Nigel Williams'a ait. Yönetmenliğini ise, yine daha önce 'Prime Suspect' dizisinde Helen Mirren ile çalışan Philip Martin yapacak. Büyük Katherina'nın sevgilisi, Rus askeri komutanı, devlet adamı ve hayat arkadaşı Grigory Potemkin rolünde ise Jason Clarke'ı izleyeceğiz. Fragmanına da kavuştuğumuz bu büyük drama, HBO'nun yeni sezondaki büyük işlerinden biri olacak gibi görünüyor. Bu sonbaharda başlayacak olan dizide Helen Mirren'ı 18'inci yüzyıl Rus imparatoriçesi olarak izlemenin fikri bile şahane! Şahsen bu diziyle bir Emmy veya hiç olmadı bir Avrupa prensliği sahibi olmasına kesin gözüyle bakıyorum... Acaba bizim yapım şirketlerimiz ne zaman benzer bir vizyonla, kendi özgün tarihi hikayelerimize el atacaklar? Muhteşem Yüzyıl ile başlayan furya ne yazık ki niteliği düşe düşe kendini bitirdi. Halbuki reytinglere kurban verilemeyecek kadar kıymetli, bir o kadar esrarlı ve dramatik onlarca, belki yüzlerce hikayemiz, bir o kadar da tarihi kişiliğimiz var. Anlatılacak tek hikaye Hürrem'in veya Sultan Süleyman'ın hikayesi miydi? Türk sinemasının yetenekli kadın oyuncularının eğitimleri, deneyimleri, müthiş vizyonları resmen boşa gidiyor. Onların Helen Mirren'ı, Meryl Streep'i varsa; bizim de Çiğdem Selışık Onat'ımız, İpek Bilgin'imiz, Zerrin Tekindor'umuz var. Fakat ne yazık ki Avrupalılar gibi bu kadınları el üstünde tutup senaryoya boğmaya tenezzül etmiyoruz. Aynı şey Haluk Bilginer, Şener Şen, Erdal Özyağcılar, Erkan Can gibi isimler için de geçerli. Mesela Osmanlı tarihindeki en büyük alimlerden Evliya Çelebi'nin hikayesinin anlatıldığı, yüksek bütçeli bir tarihi dizi izlesek nasıl olurdu? Düşünsenize... Tarihte beste yapan ilk padişah olan II. Bayezid'i, notaların başında çalışırken izlesek? Müziği, şiiri seven, tam bir kitap kurdu olan II. Murad'ı, satranç dahisi I. Mahmud'u, güvercinlere meraklı olan Sultan Vahdettin'i, astrolojiyle ilgilenen III. Mustafa'yı, tahta çıktığı günün gecesi 19 erkek kardeşini boğdurtan III. Mehmet'i, Yedikule zindanlarında işkence edilip boğularak öldürülen Genç Osman’ı, Türkiye’de ilk defa Latin harfleriyle Türkçe yazı yazan Hatice Sultan'ı, Osmanlı tarihinde yalnız bir defa ve bir kişi için hapishane olarak kullanılan Kız Kulesi'nin hikayesini, tarihimizde gece yarısı defnedilen tek insan olan Hekimoğlu Ali Paşa’yı, ve daha nice hikayeyi... politik veya ideolojik baskı altında olmadan, objektif bir bakışla; tarihçilere, sosyologlara, işinin ehli uzmanlara başvurarak... zaten halihazırda var olan mükemmel oyuncularımızla... Taylan Biraderler, Çağan Irmak, Uğur Yücel, Yılmaz Erdoğan gibi usta yönetmenlerimizle çeksek, yayınlasak, Avrupa'ya sunsak... Çok mu saf hayaller bunlar? Bir sektörün büyük bir amaç için bir araya gelmesi bu kadar mı zor? Bunu engelleyen ne var? Keşke çıkıp biri söylese... Neden bütün bunlardan mahrum kaldığımızı; niçin Chernobyl, La Casa De Papel, The Dark ve son olarak Catherine the Great için hissettiğimiz heyecanı kendi dizilerimiz için hissedemediğimizi anlatsa... Şimdi sırada, Netflix için çekilen altı bölümlük mini dizi 'Osmanlı Yükseliyor' adlı yapım var... Dizide Fatih Sultan Mehmet'in üvey annesi Mara Hatun'u canlandıran Tuba Büyüküstün, uzun zamandır ilk kez bir rolden bu kadar etkilendiğini, uzun süre etkisinden çıkamadığını, setten ayrılırken zorlanıp kostümünü çıkarırken çok üzüldüğünü söylemişti. Bakalım, belki bu adım bizim için de bir başlangıç olur!