Finlandiya'daki sıcaklık rekoru yeni bir tehlikenin habercisi mi?

Finlandiya'nın kuzeyindeki Laponya bölgesinde son 107 yılın en yüksek sıcaklık değeri kaydedildi. Gezegenimizde gerçekleşen normal dışı bu olaylar büyük bir tehlikenin mi habercisi? Gelin Molatik olalım... Geçtiğimiz günlerde Finlandiya'da 1914'ten bu yana en yüksek sıcaklık değeri kaydedildi. Ülkede en son, Temmuz 1914'te Laponya'daki 'Inari Thule' bölgesinde 34.7 santigratlık bir sıcaklık kaydedilmişti. Finlandiya‘nın Laponya bölgesinde son 107 yılın en yüksek sıcaklık değeri kaydedildi. Finlandiya Meteoroloji Enstitüsü, ülkenin en kuzeyindeki Laponya bölgesinde bulunan Utsjoki-Kevo istasyonunda 33.6 santigrat derece sıcaklık ölçüldüğünü bildirdi. Elbette Finlandiya'da yaşanan bu sıcaklık ise normal bir durum olarak yorumlanmadı. Laponya bölgesi Temmuz ayının başından bu yana sıcak hava dalgasının etkisine girmiş bir halde. Finlandiya’nın komşuları Norveç ve İsveç‘in de kuzey kesimlerinde sıcak hava dalgasının etkin olduğu bildiriliyor. Hatta Norveç’in Kuzey Kutup Dairesindeki Saltdal bölgesinde geçtiğimiz haftalarda sıcaklığın 34 santigrat dereceye kadar çıktığı da bildirilmişti. Yaşanan bu sıcaklık artışı ise iklim değişikliği krizinin hızlı bir şekilde geldiğinin en büyük kanıtlarından biri. Norveç ve Finlandiya'nın yanı sıra benzer sıcaklık rekorları Kuzeybatı Pasifik’ten de geldi. ABD’nin Oregon eyaletinde sıcaklık 46.1 dereceye kadar çıktı ve Oregon Valisi Kate Brown bu sıcaklık sebebiyle 90 küsür kişinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu. ABD'nin yanı sıra bu sıcak dalgasının Kanada’da da en az 486 kişinin yaşamını yitirmesine ve orman yangınlarına sebep olduğu kaydedildi. Uzmanlar, iklim krizinin geldiğini ve durumların önümüzdeki aylarda daha da kötüleşeceğinden korkuyor. Kanada ve ABD'nin batı kesimleri başta olmak üzere Kuzey Yarımküre'de hissedilen aşırı sıcaklar, iklim değişikliğinin sonuçları konusundaki endişeleri de artırıyor. Dünya Meteoroloji Örgütü'nün, İklim İzleme ve Politikalar Departmanı Müdürü Dr. Omar Baddour, olaylar karşısında Sera gazı yoğunluğunun küresel sıcaklıkları artırmasıyla, sıcak hava dalgaları daha sık ve yoğun şekilde görülüyor yorumunu yaptı. Dünya Meteoroloji Örgütü'ne göre, sıcak hava dalgaları artık daha erken başlayıp daha geç sona eriyor ve bu durum insan hayatını tehlikeye sokan ve çevre üzerinde ciddi etkilere yol açan bir kriz halini alıyor. İngiltere Meteoroloji Dairesi'nden iklim uzmanı Nikos Christidis, İnsan kaynaklı iklim değişikliği olmasaydı, Haziran'da ABD'nin ve Kanada'nın batısında sıcaklık rekorları kırılması imkânsızdı yorumunu yaptı. Normal şartlarda soğuk iklimiyle bildiğimiz hatta yaz aylarının da serin geçtiği bölgelerde sıcaklığın bu denli artması, birçok olumsuz sonuç doğuruyor. Yaşanan bu olumsuz sonuçlardan sadece birkaçı bile endişe etmek için yeterli. Orman yangınlarının artması tehlikesi, buzulların erimesi ve bu erimenin yarattığı toprak kaymaları, canlıların yaşamsal faaliyetlerinin etkilenmesi ve tüm bunlara bağlı olarak hem sosyal hem ekonomik krizlerin artması çok olası bir durum olarak yorumlanıyor. Neredeyse gezegenimizin dört bir yanında yaşanan iklim değişikliği ve anormal durumlar aslında bizler için büyük bir işaret niteliğinde. Fakat biz bu kadar işarete rağmen insanlık olarak bu işaretlere gözlerimizi kapatıyor görmezden geliyoruz. Elbette gezegenimizi kurtarmak için var gücüyle çalışan insanlar da var fakat bu insanları marjinalleştirerek yalnız bırakıyoruz. Peki buna el birliğiyle Dur diyemez miyiz? Hala nefes alıyorken dengeleri bozduğumuz gibi düzeltmek yine bizim elimizde değil mi? Koronavirüs'ün yarattığı pandemiden çıkardığımız bir der olmalı... Birlik olma dersi. Aynı birlikteliği gezegenimizi kurtarmak için yapamaz mıyız? Bunu biraz değil çok düşünelim... twitter.com/betulyaseminn instagram.com/betulyaseminkeskin blykeskin@gmail.com