Fenerbahçe 2013'te nasıl Avrupa'nın en iyilerinden oldu?

2012-2013 sezonuna Şampiyonlar Ligi play-off mücadeleleri ile başlayan Sarı-Kanarya, 2. elemede Spartak Moskova'ya direnemeyerek Avrupa Ligi'ne direkt grup aşamasından katılmıştı. Marsilya, M'gladbach ve AEL'in olduğu gruba düşen Fenerbahçe'nin amacı, uzun zamandır hasret duyduğu Avrupa'da taraftarlarını memnun edecek bir başarı elde etmekti. İlk maç Fransız temsilcisi Marsilya karşısındaydı. Caner ve Alex'in gollerine karşılık, ilerleyen senelerde Fenerbahçe forması giyecek Ayew ve Valbuena durdurulamayınca maç 2-2 beraberlikle sonuçlandı. Bu maç aynı zamanda Kaptan Alex'in Fenerbahçe formasıyla oynadığı son Avrupa maçı olarak da tarihe geçecekti. Bir sonraki maç M'gladbach karşında, Almanya'daydı. Bir önceki maç 2 puanı evinde şansız bir şekilde kaybeden Kanarya'nın moral için bu maçı kazanması şarttı. Sarı-Lacivertliler, geriye düştüğü maçta Baroni ve Meireles'in attığı muhteşem gollerle 2-4 maçı kazanmasını bildi. Ve bu önemli deplasman galibiyetiyle 3 puanı hanesine yazdırdı. Üçüncü maç AEL Limasol karşısında Güney Kıbrıs'ta oynandı. Kaleci Volkan Demirel'in müthiş kurtarışları ve Egemen Korkmaz'ın kafa golüyle Fenerbahçe, bir deplasmandan daha 3 puan çıkarmış oldu. Aynı maçın Kadıköy ayağında da 2-0 rakibini geçen Sarı-Lacivertliler grup aşamasında önemli bir galibiyet daha elde ediyordu. Grubun beşinci maçında Fransa'ya konuk olan temsilcimiz için alınacak 1 puan gruptan çıkmak için yeterli olacaktı. Bekir İrtegün'ün inanılmaz rövaşata golü ile Fransız devinin kendi evinde devirmeyi başaran Fenerbahçe, artık son 32'de karşılaşacağı rakibi beklemeye başladı. Kura çekiminde Bate Borisov'le eşleşen Kanarya ilk maçı Rusya'da oynadı. Meireles'in erken dakikalarda kırmızı kart görmesi sonucu 10 kişi falan Fenerbahçe, 0-0'lık skoru koruyarak rakibini Kadıköy'de devirmenin planlarını yapıyordu. Kadıköy'deki 2. maçta Baroni'nin penaltı golüyle rakibini 1-0 yenen Sarı Kanarya, son 16 turuna katılmaya hak kazanmıştı. Son 16'da rakip Çek temsilcisi Viktoria Plzen'di. Deplasman maçından Kuyt'ın golüyle 1-0 galip ayrılan Fenerbahçe, İstanbul'daki maçta rakibiyle 1-1 berabere kalarak bir üst tura çıkmayı başardı. Çeyrek finalde rakip İtalya'nın önemli ekiplerin Lazio'ydu. İstanbul'da oynanan ilk maçta Sarı-Lacivertli ekip, rakibini 2-0'la geçerek ikinci maç öncesi büyük bir avantaj yakalamıştı. İtalya'daki maçta Lazio'nun tribün kapatma cezası olması Kanarya için başka bir avantajdı. 1-1 biten ikinci maçtan sonra Fenerbahçe yarı finalde bir sürpriz bekliyordu. Kuradan güçlü Portekiz ekibi Benfica çıkmıştı. Çok iyi top oynarak yarı finale kadar yükselen Fenerbahçe için zorlu rakip karşısında tek parola galibiyetti. Kadıköy'de oynanan birinci maçta ilk yarının son dakikasında Fenerbahçe'nin kaçırdığı penaltı, belki de turun kaderini belirleyen vuruş olacaktı. Bu maçta Egemen'in kafa vuruşundan bulduğu golle 1-0 galip ayrılan ve birçok pozisyonu harcayan Fenerbahçe için Portekiz'de alınabilecek her türlü beraberlik ve gollü bir farklı mağlubiyet yeterli olacaktı. Portekiz'deki maç oldukça çekişmeli geçti. İlk golü bulan ekip Benfica olsa da Kuyt'ın penaltı golü durumu eşitledi. İlerleyen senelerde Fenerbahçe'ye transferi konuşulan ve Trabzonspor'a giden Benfica'nın forveti Oscar Cardozo'yu durduramayan Fenerbahçe sahadan 3-1 mağlubiyetle ayrıldı. Her şeyini koyarak sahada mücadele veren Fenerbahçe'nin Avrupa mücadelesi de bu maçla sonlanmış oldu. Fenerbahçe o sene yarı finalde elenmiş olsa da gücünü tüm Avrupa'ya gösterdi. Çok büyük işler başaran bu takım, Fenerbahçe'nin unutulmaz kadrolarının da arasına girmiş oldu. Seneler sonra bile o günleri gülümseyerek anabiliyorsak başardıklarının değeri çok büyük. Umarız bir gün bizlere daha büyüklerini yaşatırlar. İnancımız tam.