Dünyaya rezil olmadık, korkmayın!
Spor, müzik, sinema gibi ortak uğraşlar sayesinde tüm dünya ülkeleri birbirleriyle etkileşime geçebiliyor. Fakat anlaşılmaz şekilde Türk insanı olarak bu etkileşimi devamlı başka yerlere çekiyoruz. Özellikle futbol konusundaki son iki örnek bunu çok iyi gösteriyor: İzlanda maçı öncesinde bulaşık fırçalı troll'lük girişimi ve UEFA Süper Kupa finalinde sahaya giren Türk youtuber. Fazla hassas davranmıyor muyuz?
Dünyaya rezil olmadık, korkmayın!
Spor, müzik, sinema gibi ortak uğraşlar sayesinde tüm dünya ülkeleri birbirleriyle etkileşime geçebiliyor. Fakat anlaşılmaz şekilde Türk insanı olarak bu etkileşimi devamlı başka yerlere çekiyoruz. Özellikle futbol konusundaki son iki örnek bunu çok iyi gösteriyor: İzlanda maçı öncesinde bulaşık fırçalı troll'lük girişimi ve UEFA Süper Kupa finalinde sahaya giren Türk youtuber. Fazla hassas davranmıyor muyuz?
İmaj korkusu
Bu tip uluslararası organizasyonda yer aldığınız zaman dünya vitrinine çıkıyorsunuz, bu doğru. Tanıtım çalışmaları, organizasyonun sorunsuz geçmesi, öncesinde sonrasında yapılan etkinlikler ve daha nice detay da bu vitrindeki imajınıza etki ediyor.
Ama emin olun sahaya kendi reklamını yapmak için giren herhangi biri ne Türkiye'nin ne de başka bir ev sahibi ülkenin imajını, prestijini, saygınlığını etkilemiyor. İstisnai bir olay olarak geçiliyor. Hele hele Türkiye'ye bir daha büyük final verilmeyeceği tamamen evham.
UEFA ve FIFA'nın ortak kararıyla bu görüntüler ekrana bile getirilmiyor zaten. Nedeni de sahaya giren kişiye o reklam fırsatını tanımamak ve görüntü kirliliği oluşturmamak.
Fakat biz nedense bu olayı vatan hainliği seviyesine getirdik bile. Neden? Çünkü bizi dünyaya rezil etti sanıyoruz. Dünyaya rezil olmak bu kadar kolaysa imajınız pamuk ipliğine bağlı demektir.
Koskoca Türkiye altı üstü futbol sahasına girip dizlerinin üstünde kayan biri nedeniyle dünyaya rezil olmaz. Yapan kişinin bireysel olarak ayıplanması ve belki kamu düzenini bozmaktan kısa süreli bir hapis cezası yeterli.
Hem dünyaya karşı imajımızı bu kadar gözetiyorsak bu imajı zedeleyen onca olay yerine basit bir sahaya girme meselesini büyütmek büyük hata değil mi?
Asıl problem ne?
Şampiyonlar Ligi finalinde sahaya 'Vitaly Uncensored' yazılı mayosuyla giren Kinsey Wolanski'yi hepimiz hatırlıyoruz. Kendisi ABD'li bir model ve Rus sevgilisi Vitaly'nin reklamı için sahaya yarı çıplak atladı.
ABD ya da Rusya dünyaya rezil mi oldu? Finale ev sahipliği yapan İspanya dünyaya rezil mi oldu? Sevgilisini böyle saçma sapan bir işte araç olarak kullanan Vitaly bile rezil olmadı. Hatta hem o hem de sevgilisi bu işin kaymağını yediler.
Türkiye'de sahaya bir erkek youtuber değil de güzel bir manken atlasa yine "dünyaya rezil olduk" olarak mı bakacaktık olaya acaba? Asıl problem sahaya birinin girmesi değil de kimi girdiği mi yoksa?
Bu artık bir sektör
Şampiyonlar Ligi finalinde sahaya girip takipçi sayısını kat kat arttıran Kinsey Wolanski'nin ardından milyonların gözünün üstünde olduğu bu tip büyük turnuva finallerinin artık 'bedava reklam' olarak görüldüğünü yazmıştım.
Sahaya girmenin bir hayli kolay olduğu futbol maçlarında güvenlik görevlilerinin on binlerce insana tek tek mukayyet olması mümkün değil. Eğer sahaya girmeyi kafaya koymuş biri varsa, girme şansı oldukça yüksek.
Türk youtuber ve Vitaly Uncensored gibi fırsatçılar için bundan sonraki futbol, basketbol, beyzbol ve daha nice büyük final artık bir reklam şansı. Bunun çözümü de çoktan bulundu bile; giren kişiyi ekrana getirmemek. Girmelerini engelleyemezsiniz ama onları göstermeyerek reklamlarını yapmalarını engelleyebilirsiniz. Bu da azalarak bitmelerini sağlayacaktır.
