Kendimizi ne kadar kaybettik?
İletişim şeklimiz, davranışlarımız, ruh halimiz sürekli değişim halinde. Toplumsal olaylardan, akımlardan ve olup bitenden çok çabuk etkileniyoruz. Kabalık bir tür 'akım' haline gelince, kaba oluveriyoruz. Tıpkı işyerindeki davranışlarımız ile stadyumdaki davranışlarımızın birbirinden farklı olması gibi... Normalde ağza alınmayacak hakaretleri stadyumda sırf yanımızdakiler de yapıyor diye fütursuzca savurabiliyoruz. Fakat 'nezaket sınırları içinde' davranılması gereken ortamlarda gerçekten nazik davranıldığında tuhaf bir şaşkınlıkla yaşanan şeyi takdir ediyoruz.
Halbuki nezaket, takdir beklemez. Nezaketin takdir edilmesi anlamsızdır.