Brexit şafağında İngiltere: Kim ne diyor, İngiltere'yi ne bekliyor?

Britanya'nın AB'den çıkışı, upuzun bir sürece dönüştü. Bu upuuzun sürecin içinde, hükümetler de değişti, başbakanlar da... Tartışmalar, ikinci referandum talepleri, erken seçimler, istifalar derken hem İngiltere hem de AB için yolun yeni bir kıvrımına ulaşıldı artık. 31 Ocak itibariyle, Brexit resmi olarak gerçekleşmiş oldu. Şimdi, getiri ve götürüleriyle her iki tarafın da ilgilenme zamanı. AB-Britanya ayrılığı, tahmin edilenden çok daha zorlu oldu. Yasal olarak pek çok düzenlemeyi gerektiren, tarafların mutabakatını gerektiren, her iki tarafın da vatandaşlarına makul sebepler sunulmasını gerektiren bu ilginç süreç, özellikle İngiltere için sancılı geçti. Ancak bir şekilde süreç 31 Ocak gecesine taşındı. Görünüşe göre artık Şimdi ne olacak? sorularına cevap verme zamanı. Zira, herkes, bugünden sonrayla ilgilenmeye sonunda başlayabildi. İngiltere, kısmî anlamda AB'siz ilk iş gününü atlatıyor ve Pound, Dolar'a karşı yüzde 1 oranında değer kaybetmiş durumda şimdiden. Euro da Dolar karşısında bir miktar değer kaybetmiş görünüyor. Ancak dünyanın farklı ülkelerinden uzmanların değerlendirdiği gibi, Britanya ekonomisinin Brexit sonrası ciddi sınavlardan geçeceğini söylemek hiç de güç değil. AB'den ayrılığa geçiş sürecinde olan Büyük Britanya'da değişecek ve değişmeyecek pek çok özel durum bulunuyor. Britanya vatandaşlarının tamamını etkileyen pek çok şey, bu geçiş sürecinde yavaş yavaş dönüşecek. Örneğin, şimdilik seyahat şartlarında herhangi bir değişiklik yok. İngiliz vatandaşları, şimdiye kadar olduğu gibi AB vatandaşları için ayrılanv pasaport kontrol alanlarını kullanacak. Ehliyetleri de geçerlilik süreçlerinin bitimine kadar yürürlükte olacak. Hem AB vatandaşları hem de İngiltere vatandaşları, geçiş süreci boyunca aynı hareket özgürlüğüne sahip olacak. İngiltere, AB bütçesine geçiş süreci boyunca ödemeler yapmaya devam edecek ve ticaret de olağan seyrinde sürecek. Bu hayati konular, geçiş süreci boyunca sabit kalarak durumu kolaylaştıracakmış gibi görünse de, İngiltere'nin bir an önce çözüm bulması gereken pek çok sorun bulunuyor. AB ile ticaret anlaşması yapmalı, güvenlik işbirliklerini güncellemeli, gıda ticaretini sürdürülebilir kılmalı, şu ana kadar yaşanan karmaşanın 'boş yere' yaşanmadığını ortaya koymalı ve ekonomik güveni yeniden sağlamalı... Tüm bunlar için bir yıldan kısa süreleri olması da cabası. İngiliz basınının uzun zamandır iki tartışma konusu var: Brexit ve Megxit. Meghan Markle ve Prens Harry'nin kraliyet ailesinden ayrılığı ve İngiltere'nin AB'den ayrılığı ciddi birer gündem maddesi olarak önlerinde duruyor. Referandum zamanında görüşlerini manşetleri üzerinden belirten gazetelerin tamamının şimdi de benzer yöntemlerle AB'den çıkışı karşılayışını görüyoruz. Örneğin, başından beri Brexit'i destekleyerek sayfalarında taşıyan iki gazete, Daily Mirror ve Daily Express, 31 Ocak'ı kutlar nitelikte manşetlerle karşımıza çıktı: Yüksel ve parla, bu görkemli yeni Britanya! manşetiyle çıkan Daily Express, bu sayısını Tarihi Brexit baskısı olarak nitelendirmeyi seçmiş. Benzer bir çizgide olan Daily Mirror ise Şimdi bize sözünü verdiğiniz Britanya'yı inşa edin! diyor ve bu manşetin hemen üstünde şunları söylüyor: Bugün ülkemiz, AB'nin dışında bir geleceğe uyandı. Bize, daha adil ve daha güçlü bir ülke sözü vermiştiniz. Referandumda evet oyu ya da hayır oyu veren tüm seçmenler için şimdi sözünüzü tutun. The Sun ise daha da dikkat çekici bir öğütte bulunuyor manşetinde: Savaşmayın, ayrılın! Başbakan Boris Johnson'un 'başarısı' olarak adlandırdıkları sürecin nihayetinde İngiltere'yi bir araya getirme çağrısı yapıyor The Sun. Şimdiye kadar sürece muhalif görünen, süreci desteklemeyen The Guardian ise Elveda dediğimiz gün manşetiyle çıktığı Brexit Özel baskısının sürmanşetinde ise Avrupa'dan 27 mektup, sizi şimdiden özledik ifadelerini kullanıyor. Özellikle Brexit döneminde gerçekleştirdiği iddialı yayın politikasıyla dikkatleri üzerine çeken 'i' gazetesi ise Şimdi ne olacak? manşetiyle 1 Şubat sabahını karşılamış. Bu gazetelerin tutumları, farklı seçmen profillerinin tutumlarını büyük oranda karşılıyor. En önemlisi ise, hangi görüşten olursa olsun, tüm seçmenlerin daha iyi bir İngiltere hayali kurması... İngiltere Başbakanı Boris Johnson ise, güven vermeyi hedefleyerek açıklamalar yapıyor ve Brexit'in tamamen gerçekleşmesinin İngiltere için büyük bir fırsat olacağını öne sürüyor. Bu iddialı ve ısrarlı tutumun sonuçlarının faydalı olup olmadığını orta vadede göreceğiz. andac.uzel@demirorenmedya.com