Bohemian Rhapsody: Freddie Mercury'nin ilişkilerinin gerçek hikayesi

Queen grubunun solisti Freddie Mercury'nin hayatını anlatan 'Bohemian Rhapsody' filmi, rockstarın iki ilişkisi üzerinden ilerliyor: İlk nişanlısı Mary Austin ve 7 yıllık sevgilisi Jim Hutton... Peki filmde anlatılanlar gerçek mi? Mary Austin ve Jim Hutton aslında kim? Freddie Mercury ile ilişkileri nasıldı? Ve asıl soru: Freddie Mercury'nin hayatının aşkı kimdi? Büyük rockstar'ın ölüm yıldönümünde onu saygıyla anarken; hayatının gizli kalmış yönlerine göz atalım... Freddie Mercury'nin hayatını anlatan Bohemian Rhapsody filmine göre, rockstar hayatında iki kez aşık oldu: İlki 24 yaşındayken tanıştığı ve evlenme teklif ettiği Mary Austin. İkincisi ise, hayatının son dönemlerinde tanışıp ölümüne kadar aşk yaşadığı, Jim Hutton... Film her iki ilişki hakkında birçok detay veriyor. Ancak bu detaylar çoğunlukla kurgu... Peki gerçek neydi? 1951 doğumlu Mary Austin, yoksul bir ailenin kızıydı. Annesi ve babası sağırdı, onlarla işaret diliyle anlaşıyordu. 15 yaşında okulu bıraktı. İlk işi sekreter stajyerliğiydi. Bu işten ayda 5 pound kazanıyordu. 19 yaşında, Paul McCartney ve Mick Jagger gibi ünlü isimlerin de müşterisi olduğu, 'Biba' isimli bir mağazada çalışmaya başladı. Bir rock konserinde, daha sonra Queen grubunun gitaristi olacak olan Brian May ile tanıştı ve çıkmaya başladılar. Freddie Mercury zamanla arkadaşının sevgilisi Mary'ye ilgi duymaya başladı. 6 ay boyunca Mary'nin çalıştığı mağazaya gidip geldi. 24'üncü yaş gününde Mary'ye çıkma teklif etti. Freddie'nin sanat okulundaki çalışmalarından Mary çok etkilendi, ondaki potansiyeli gördü. Mary Austin onu ilk gördüğünde, 'vahşi görünümlü bir müzisyen' olduğunu düşündü. 2013 tarihinde Daily Mail'e verdiği bir röportajda Mary Austin, Daha önce tanıştığım kimseye benzemiyordu. Daha önce hiç onun kadar kendine güvenen birini görmemiştim diye anlatıyor o günleri. İkili flört etmeye başladı... 1973 yılında Freddie Mercury, Mary Austin'a evlenme teklif etti. Yılbaşında bana büyük bir kutu verdi. Kutunun içinden başka bir kutu çıktı, onun içinden de bir başkası. Bu onun tipik oyunlarından biriydi. En küçük kutudan yeşil bir yüzük çıktı. Çok şaşırmıştım. Hiç beklemediğim bir şeydi. 'Evet, seninle evlenirim' diye fısıldadım diye anlatıyor Austin. Bu dönemde Freddie Mercury, nişanlısına 'Love of My Life' isimli bir aşk balladı yazdı, ailesiyle tanıştırdı. Daha sonra sevgilisine biseksüel olduğunu söyleyince evlilik iptal oldu. Romantik ilişkilerini bitirdiler ama dostlukları ölene kadar sürdü. Öyle ki Freddie Mercury, Mary Austin'a 4 yatak odalı, 400 bin pound değerinde bir ev aldı. Bu ev, kendi yaşadığı 28 odalı, 500 bin pound değerindeki, yüksek duvarlarla çevrili ve gizli bir bahçesi olan Garden Lodge'dan iki sokak ötedeydi. Basının karşısında da ondan hep sevgiyle söz etti: Herkes bana Mary'nin yerini neden dolduramadığımı soruyor. Bu sorunun cevabı çok basit: Çünkü imkansız demişti 1985 yılındaki röportajında: Tek arkadaşım Mary ve başka kimseyi de istemiyorum. O benim gayrıresmi eşim. Bana göre biz evliyiz. Birbirimize inanıyoruz ve bu benim için yeterli. İlişkimiz gözyaşları içinde sona erdi ama aramızda çok sıkı bir bağ oluştu. Bu bağı bizden kimse alamaz. Ulaştığımız noktaya kimsenin ulaşması mümkün değil. Aşıklarımdan çoğu, bana hep neden onun yerini alamadıklarını sorarlar. Mary'nin yerini hiçkimse alamaz. Fakat onun sevgililerini de kıskanmam, çünkü nasıl benim yaşadığım bir hayat varsa, onun da kendine ait bir hayatı var. Yalnızca, birlikte olduğu insanla mutlu olup olmadığı konusunda kaygılanırım. Mary de aynı şekilde benim için kaygılanır; birbirimizi daima kollarız. Aşkın böylesi muhteşem bir şey. Pek çok sorunla karşılaşırım ama onları aşmaya çalışırken Mary hep yanımda olmuştur. Mary Austin daha sonra evlenip iki çocuk sahibi oldu. Freddie Mercury bu çocukların vaftiz babasıydı. 1991 yılında Mercury hayatını kaybettiğinde, Mary başucunda bekleyenlerden biriydi. Freddie Mercury, Mary Austin'a birçok mülk ve Londra'daki evi olan Garden Lodge'u bıraktı. Austin, Freddie Mercury'nin vasiyetini de yerine getirerek, bedeninin küllerini nereye gömdüğünü kimseye açıklamadı: Kimsenin nereye gömüldüğünü bilmesini istemiyordu. Bunun bir sır olarak kalmasını istiyordu ve öyle de kalacak” dedi. Filmde, Jim Hutton (Aaron McCusker tarafından canlandırılıyor) Freddie Mercury'nin evini temizleyen bir hizmetçi olarak gösteriliyor ama aslında hikaye çok farklı. Jim Hutton, kuafördü. 2006'da The Times of London'la yaptığı bir söyleşiye göre, Freddie Mercury ile ilk kez Londra'daki eşcinsel bir gece kulübü olan Heaven'da karşılaştı. Kendisinden 3 yaş büyük olan şarkıcı, Jim Hutton'a ona bir içki ısmarlamayı teklif etti. Süperstarı tanıyan Hutton, teklifi reddetti. Bir buçuk yıl sonra yine aynı gece kulübünde birbirlerini tekrar gördüklerinde, Mercury yine ona bir içki ısmarlamayı teklif etti. Bu sefer Hutton kabul etti. İlişkileri böyle başladı. Kısa süre sonra Hutton, Freddie Mercury'nin meşhur evi Garden Lodge'a taşındı. Bir yandan da kuaförlük yapmaya devam etti. Her çift gibi onların da ilişkisinde iniş çıkışlar yaşandı. “Bir keresinde onu Heaven'da başka bir adamla gördüm. Beni kıskandırmak için yaptığını söyledi” demişti Hutton röportajında: “Başka bir gün yine bir erkekle gördüm, tartıştık.” Hutton, 1985'te Queen’in efsanevi Live Aid performansına da sahne arkasından tanık oldu. “Sahnedaki varlığının kalabalığın üzerindeki etkisini hissedebiliyordunuz” diye anlatmıştı o günü: “Konserden sonra Elton (John) yanıma geldi ve bana 'Seni p.ç kurusu, adamı kaptın' dedi. Freddie Mercury, AIDS olduğunu sadece sevgilisi Jim'e söyledi. Hatta isterse evi terk edebileceğini de söyledi. Jim kalmayı tercih etti. Jim Hutton, sevgilisinin özel hayatında şovmen kişiliğinden uzak, sessiz sakin bir adam olduğunu anlatmıştı: “Kedileri severdi. İşten geldiğimde birlikte kanepede uzanırdık. Ayaklarıma masaj yapıp günümün nasıl geçti diye sorardı.” Çiftin ilişkisi, Mercury'nin ölümüne kadar devam etti. Mercury hayatını kaybettiğinde, Jim Hutton ilişkileriyle ilgili bir kitap yazdı: 'Mercury ve Me'. Hutton, 1 Ocak 2010'da kanserle savaşının ardından öldüğünde 60 yaşındaydı.