Betül Aşçı tutuklanmalı mı?
Instagram’da açtığı canlı yayınla gündeme gelen Betül Aşçı, kısa bir süre içinde Twitter’ın gündemine oturdu. Kardeşi olarak tahmin edilen küçük yaştaki bir kıza sigara içirdiği, çok fazla tepkiye sebep olan videoya ‘BetülAşçıtutuklansın’ ‘hashtag’i açıldı. Peki Betül Aşçı tutuklanmalı mı? Verilen tepkileri hak ediyor mu?
Ne oldu?
Twitter’da Betül Aşçı adına açılmış ‘hashtag’ gündeme geldi. Kardeşi olduğu düşünülen küçük kıza sigara içmesini öğrettiği bir canlı yayın açmış Betül Aşçı denilen kardeşimiz. Canlı yayını izleyen bir vatandaşımız da “Seni ifşa edeceğim görürsün” diyerek canlı yayından aldığı ekran videosunu sosyal medyanın derin dehlizlerine salıvermiş.
Tutuklama kararı…
Olayın doğru olduğunu tabii ki savunmuyorum ama önüne düşen hazır malzemeye sanki avıymış gibi yapışan, yargının temel taşlarından biri olan (!) linççi tayfa Betül Aşçı davasında tutuklanma kararı çıkartmış. Davaya göre Betül Aşçı videodaki küçük kızı istismar etmiş ve hakkında tutuklanma kararı çıkarılması isteniyor.
Tutuklama kararı çıkmalı mı?
Peki sanık Betül Aşçı hakkında açılan dava sonucunda tutuklama kararı çıkmalı mı çıkmamalı mı? Ona da bendeniz Dındın Paşa’nın engin düşünceleriyle görüşlerimi bildireceğim. Şakayı bir kenara bırakacak olursak bu gibi durumlar aslında başımıza ilk defa gelmiyor.
Kafasında yumurta kırılan teyze
Bilirsiniz ki ülkemizde hatta dünyada; en çok kadınlar, çocuklar ve yaşlılar dokunulmazdır. Lakin en büyük zararı toplumun bu kısmı görür. Hatta çok kısa bir süre önce yine bir kardeşimiz babaannesinin kafasında yumurta kırmıştı. Yaşı kemale ermemiş olan bu kardeşimiz sosyal medyadaki Yargıtay tarafından linç yağmuruna tutuldu.
Aşırı tepki mi gösteriyoruz?
Hatta durum o kadar ileri gitti ki TV programlarına çıkıldı, ailenin evine sosyal hizmet uzmanları gitti. Kafasında yumurta kırılan teyzeme “Bu evde şiddet görüyor musun?” sorusunu yöneltip kadını evden almaya kadar gitmişler. Duruma olan hassasiyetten rahatsız değilim ama bu tarz şakalara ve durumlara aşırı tepki gösterip asıl noktayı gözden kaçırıyoruz diye düşünmekteyim. Çok sesli olmak elbette güzel, herkes bir şekilde tepkisini gündeme getirsin amma velakin şöyle bir durum oluyor gibi: Teyzenin kafasında yumurta kırınca “A terbiyesiz”, silah dayayıp tetiği çekince büyük bir sessizlik oluyormuş gibi.
İstismar olarak görülmeli mi?
Betül Aşçı meselesine tekrardan dönüş yapacak olursak; “Betül Aşçı’nın yaptığı doğru bir davranıştır, bunda da ne var canım” diyecek bir durum söz konusu değil tabii ki. Fakat istismar olarak görülecek hakkında tutuklama emri çıkarılmasını düşündürtecek kadar büyük mü yaptığı eylem? Bence yargı önüne çıkmalı ama tutuklanmalı mı? Orası düşünülür.
Komik olduğunu düşünüyor
Çünkü istismar, tutuklama derken; ben sandım ki bu abla kül tablasıyla dövdü çocuğu, zorla bir şey yaptırdı sanıyorum. Aslında zorlama var ama şöyle “Aman n’olacak canım ben baban mıyım” diyerek yapıyor… Betül Aşçı yaptığının komik olduğunu düşünerek küçük kızla eğlenmeye çalışıyor bir nevi. Bana öyle geldi. Ama küçük kızın eğlenmediğini kaçırıyor.
Hukukçu değiliz
Yani demek istediğim şu ki ortada hakkında tutuklanma kararı çıkartılacak bir durum yok gibi. "Yaptığı doğrudur kesinlikle" demiyorum elbette. Hukukçu değilim, hatta birçoğumuz değiliz. Yaptığı anayasada istismara girer mi? Kızın canının yandığı ve istemiyor oluşu göz önünde bulundurulacak olursa istismara girme ihtimali var gibi pek bilmiyorum fakat gördüğüm kadarıyla ablamız işin dalgasında.
Tutuklama emri mi olmalı?
Verilmesi gereken ceza da tutuklanma emri mi olmalı? Hâkim de değilim fakat fikrimce; en fazla uyarı alır, para cezası kesilir, belki bir süreliğine kardeşinden uzaklaştırılır. Bu durumun cezası yargı önüne çıkmak ve bu gibi şeyler olmalıdır diye düşünmekteyim. Bence kişinin özgürlüğü bu denli hatalara kadar indirgenmemeli. Betül Aşçı yanlış yapmış olabilir ama bu yanlış, özgürlüğüne mâl olacak bir yanlış mı? Bence bu gibi durumlara aşırı tepki gösterenlerin kaçırdığı nokta da bu. Sosyal medyanın gücünün farkında değiller. Çünkü günümüzde bazen yargı sosyal medya üzerinden işliyor.
Özgürlüğüne mâl olmalı mı?
Korona sürecinin ilk başında hatırlarsınız çocuğun biri yolda sokağa çıkma yasağı olan bir amcayı durdurup “Ne diye dışardasın amca” minvalinde, kendince doğru bildiği şeyi yaptığını düşündüğü bir video çekmişti. O videoya herkes kadar ben de üzüldüm, amcanın o hali benim de içimi cız ettirdi ama videoyu çeken çocuk da tutuklanmıştı. Yaptığı doğru değildi ama tutuklanmasına ve bir saat bile olsa özgürlüğünün elinden almasına değer miydi? Bence asıl önemli olan soru bu. Koronavirüs’le beraber hepimizin özgürlüğün ne denli kıymetli olduğunu anladığımız bir dönem geçirdik. Bence bu noktada Betül Aşçı meselesinde de sorulması gereken soru “Yaptığı bu davranış özgürlüğüne mâl olmalı mı?” sorusudur. Verdiğiniz cevap sonucunda da Betül Aşçı tutuklanmalı mıdır tutuklanmamalı mıdır? Yok olmalı mıdır? Orası da size kalmış.
