Bedük 'Gravity' ile çıtayı yükseltip 'FlashForward'a adım attı

Bedük'ün 'FlashForward' adını verdiği yeni albümüne sonunda kavuştuk. Nisan ayının sonunda çıkan albümün çıkış parçası olarak belirlenen 'Gravity' özellikle klibiyle sadece şarkıcıya değil aynı zamanda Türk müzisyenlerinin İngilizce yayınladıkları şarkılar arasında da daha şimdiden unutulmayacak bir iş oldu. Peki Bedük'ün yeni albümünün artıları ve eksileri neler? Öncelikle Bedük'ün 'FlashForward'ını İngiltere'de hazırladığını belirtmemiz gerekiyor. Yıllardır İngilizce şarkılar yazan, kaydeden Bedük'ün İngiltere'de hazırlandığı buram buram belli olan bu albümünü sırf bu yüzden bile ayrı bir klasmanda değerlendirmek gerekiyor. Henüz ilk şarkıda yani 'Move To My Beat'te karşımıza disco-funk çarpıyor, Oh diyoruz, mis gibi bir dans şarkısıyla karşılaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Deniz Taşar'lı 'Get Wrecked' tipik Bedük sound'undan uzaklığıyla daha farklı bir hava katıyor. Albümün çıkış şarkısı 'Gravity' ise özellikle cool'luğuyla bugüne kadar Bedük'ün imza attığı en havalı şarkılardan biri. 'Gravity'deki cool'luk 'Say Something'le devam ediyor, Bedük'ün müziğinin biraz daha evrenselleştiğini bu şarkıda fark etmemek imkânsız. Tıpkı 'Gravity' gibi albüm öncesinde yayınlanan single'lardan biri olan 'We Dance' ise özellikle melodisiyle akılda kalıyor. Albüm baştan sona tutarlı ve 'konsept' olarak ilerlerken karşımıza çıkan 'Alive' şaşırtıyor. 'Alive' ile Türk müziği ve damarının albüme dahil edildiğini görüyoruz. Bana sorarsanız bu albümün tek eksisi bu şarkı. Bedük, 'Türk müzisyen' unvanına yüzde 100 evrensel ve trend bir işle de sağlayabilecek yetenekte. 'Alive' gibi hafif de olsa Türk sosuna gerçekten ihtiyaç var mı? Bence yok. 'With You'daki 'uçuş'la beraber albüm tekrar 'aşırı havalı' çizgisine geri dönüyor, çok da iyi yapıyor. Bedük'ün en büyük hit şarkılarından biri olan 'Automatik'in 'Automatik X' adıyla karşımıza aşırı 'automatik' bir versiyonla çıkması da elbette hoş bir jest. 'FlashForward'dan ne sonucu çıkıyor peki? Elbette Bedük'ün yıllardır Türkiye'de yaptığı İngilizce albümlerin ve şarkıların ne kadar 'farklı' bulunsa da aslında ne kadar Türkiye ayarında olduğunu görüyoruz. Bedük, İngiltere'de kaydettiği 'FlashForward'la gecikmeli de olsa bütün zincirleri kırıyor ve bana sorarsanız hem kendi tarzını çok daha engelsiz, çok daha direkt yansıtıyor, hem de trend bir iş ortaya koymuş oluyor. 'Alive'daki Ne gerek var? tadındaki Türk damarı da olmasa bu albümün bir Türk müzisyen tarafından üretildiğini düşünmek hayli güç. İşte sırf bu durum, bu kendine güvenen, özgüvenli, dünya vatandaşı olma hali tam da Bedük'ten beklediğimiz bir şeydi. Ne şanslıyız Bedük belki gecikmeli bile olsa ondan beklediğimiz evrensellikle karşımıza çıktı. 'Gravity' belki karşıki dağları delmez ya da 'FlashForward' dünyayı baştan fethetmez ama bir önemi yok. Bedük, Yurt dışına açılmanın koşulu: Yurt dışı standartlarında, yurt dışı algısıyla ve en önemlisi de 'yurt dışı'nda kaydetmek diyor. Formülü hem kendi uyguluyor hem de başarılı bir sonuç elde ediyor. Sıradaki beklentimiz ise Bedük'ün buram buram İngiltere kokan bu albümüyle özellikle Avrupa dans sahnesini fethetmesi. İngiliz dans müziğinin hüküm sürdüğü Avrupa müzik piyasasında özellikle İsveç, Almanya, Belçika ve Hollanda'da yakalanabilecek bir niceliksel liste başarısı Bedük'ün önce Avrupa müzisyenliğini, akabinde de dünya müzisyenliğini pekiştirecek. Yani her şey çok ama çok güzel olacak, de-vam! twitter.com/mayksisman instagram.com/mayksisman youtube.com/mayksisman can.sisman@milliyet.com.tr

Bedük 'Gravity' ile çıtayı yükseltip 'FlashForward'a adım attı