Aynur Aydın 'remake'i meşrulaştırarak 'bizden biri' mi olmak istedi?

Eşsiz benzersiz bir şaheser yaratmak, özellikle de 2010'lu yıllarda, tarihten bugüne çok fazla eser üretilmişken, ne kadar mümkün? 'Kelebek etkisi' lafının altını doldurmuşken üstelik? Bir eser yaratırken, başka eserlerden etkilenmemek diye bir şey olabilir mi? Bir de tersten düşünelim: Yeni bir şey yaratamamak çok mu imkânsız da 'ilham almayı' meşru hale getirme çabası içindeyiz? Aynur Aydın, 'Gel Güzelim' klibiyle enteresan bir konuyu tartışmaya açmış... Önce olan biteni kısaca hatırlayalım. Aynur Aydın, tam 25 yıl önce Jale'nin söylediği 'Gel Güzelim'i tekrar söylemiş. Popüler tabirle 'kavırlamış'. Bilmeyenler için söyleyelim, Jale'nin söylediği bu şarkının sözleri Aysel Gürel, bestesi de Garo Mafyan imzalı bir 90'lar klasiği. Hani son yılların en büyük trend'lerinden biri olan 90'lar partileri listelerinin vazgeçilmezleri arasında bu şarkı. Dolayısıyla, Aynur Aydın'ın tam çeyrek asır sonra bu şarkıyı 'güncellemesi', modern bir dokunuşla canlandırması oldukça hoş ve kıymetli. Keza şarkıyı 2019'dan yorumlayan aranjör Berk Kirtis de harikalar yaratmasa da 'sınıfı geçen' bir aranje yaratmış. Buraya kadar her şey yolunda gidiyor. Fakat işin video klip kısmı oldukça enteresan ve bence önemli bir tartışmayı gündeme getirmiş. Biliyorsunuz, son 10-15 yıldır, özellikle de sosyal medya ve Youtube sayesinde artık 'kopya-çakma' mevzularında epey bir 'hız kazanmış' durumdayız. Yani atıyorum bir video klibin çalıntı olup olmaması, bir başka eserle çok fazla benzerlik içerip içermemesi 90'lara tur bindirircesine bir hızla karşımıza çıkıyor. Klip, Youtube'ta yayınlanır yayınlanmaz Bu da mı tesadüf? Çalıntı! demeye teşne 'kopya polisleri' tarafından inceleme altına alınıyor. Yönetmenliğini Aynur Aydın ve Caner Erzincan'ın ortaklaşa üstlendiği 'Gel Güzelim' klibi de tam olarak bu malzemeyi veren bir video olmuş. Klip, baştan sona 'gönderme/selam' barındırıyor en pozitif yorumla. En azından Aynur Aydın, klibi bu şekilde savunuyor. Finalde Aysel Gürel'e selam yollanması, rapçi Contra'ya ve/veya Aleyna Tilki'ye yapılan 'tavşan' göndermesi, Hülya Avşar'ın meşhur 'Bu Gece Uzun Olacak' pozu filan oldukça SMS barındırıyor. Ama en dikkat çeken kısım tabii ki fotoğraf sanatçısı Eli Rezkallah'a ait karelerin kullanılması... Klibin konsepti, tıpkı İrem Derici'nin 'Ben Tek Siz Hepiniz' gibi 'gönderme' üzerine kurulu. Doğrudur, 'gönderme'ler, eski eserleri tekrar canlandırarak gündeme taşımak, özellikle de bir 'cover' şarkıda oldukça mümkün, bütünlüklü. Buna 'remake' deniliyor. Hande Yener'in daha önce ağırlıkla Madonna kliplerinden çeşitli pozları videolarında yer vermesi de 'remake'le açıklanmıştı. Yener, kendisine Çakma Madonna! diyenlere Biraz vizyon, biraz 2000'ler, biraz özgürlük! dilemişti. Koskoca Madonna'nın Hande Yener'e Benim pozlarımı kullanmışsın, hayırdır Makbule? @handeyener diye tweet atmayacağına göre -ki şakasına atsa efso olurdu- Madonna'dan 'izin almak' zaten pek de lüzumlu değildi, kimse de yadırgamadı vs. Fakat ablamız star. O bir Madonna. Uğraşmaz dünyanın geri kalanıyla. Ama sonra bir bakıyoruz. Eli Rezkallah'tan İngilizce Instagram paylaşımı geliyor, Aynur Aydın'ı mention'layarak sitemini dile getiriyor. Rezkallah, sitemini şöyle ifade ediyor: Aynur, 'Birkaç görseli alıp klip yaptım, yarın da canım başka bir şey yapmak istediğinde onu yapacağım' dedi. Bunları başka bir 'sanatçı'dan duymak üzücü... İngilizce atılan bu paylaşımı Türkçeye bu şekilde çevirdik. O zaman ben 'Mayk-Translate'lik yapıp, Rezkallah'ın tam olarak ne demek istediğini söyleyeyim sizlere: Aynur'cuğum, teşekkürler işlerimizi takip ettiğin, bizi yaşattığın, duyurduğun, çoğalttığın için. Ama bir 'sanatçı' gerçekten bunu yapar mı? İzin istedin de vermedik mi? Bu işin yolu yordamı bu mudur? Yani aslında Rezkallah, Aynur Aydın'ın 'sanatçı'lığını eleştirmiş, sosyal medyada dolanan başlıklardaki gibi 'sözde sanatçı' olmakla suçlamış. Aynur Aydın'ın bu laflar üzerine söyledikleri ise ne yazık ki beklentilerin epey altında kalmış. Aydın, Dünyada remake diye bir şey var, klibin konsepti selam çakma üzerine. Hırsız muamelesi görmek beni üzdü. Sanat dünyayı güzelleştirmek için vardır. Sevgi ve saygıyla diyerek fazla 'üzgün' bir portre çizmeyi tercih ederek popülist bir tutum sergilemiş. Türkçesi, 'halka oynamış'... Hayranlarından destek mesajı beklentisi içinde yapılan bu açıklamayı oldukça yetersiz bulduğumu söylemeliyim. Yıllardır 'bizden biri' olduğunu kanıtlama çabasındaki gurbetçi Aynur Aydın'ın popülizm dalgalarında kaybolduğuna tanıklık etmek beni hayal kırıklığına uğrattı açıkçası. Aynur Aydın haklı. Remake'i Avrupa'da Amerika'da filan hep yapıyollağ diyebiliriz, çünkü bu doğru. İyi de hani Aynur Aydın bize vizyon katacaktı? Hani Batı'nın artısını getirecekti sadece? Batı'nın tartışmalı eksisi ne kadar vizyon içeriyor? 'Yenildim Daima'larla, 'Yanı Başıma'larla şöyle üzerimize üzerimize biraz vizyon atmayı seçip 'coolstar' olabilecekken, neden bu kadar Türkiye'nin starı olmayı istiyor? Neden kolayı seçiyor? Bir tutam 'yerel'lik katılmış 'Günah Sevap'la Avrupai tarzını Türk radyolarına kabullendirebilmiş bir şarkıcı nasıl olur da bir anda 'tık'ların peşine düştü? Peki tüm bunlar neden oluyor? 'Remake'in Selam yollama adı altında meşrulaştırılma çabası yüzünden... Bir sanatçı düşünün, eserlerine sahip çıkmayacak! Olacak iş mi? Rezkallah'ın sergilediği tavır, bir eser yaratan, bu dünyaya bir iz bırakan bir sanatçının sergilemesi gereken bir tavır. Rezkallah, Alt tarafı 2-3 kare, nolacak yaaa diye basite indirgenmiş laf sokmaları hak etmeyecek kadar doğru bir 'hatırlatma' yapmış. Bu dünyaya, edebiyat, müzik, plastik sanatlar vs. gibi yollarla iz bırakma hedefindeki kişiye 'sanatçı' demiyor muyduk? Video kliplerdeki 'remake' tartışması benim gözümde yoruma kapalı bir konu. Postmodernizmin doruklarında gezinmeyelim demiyorum, gezelim görelim tabii ki. Ama popülist tavırların meşrulaştırılma çabalarına da bence artık bir Hayır! demek gerekiyor. Sonu yok çünkü. Şu anı yaşarken 5 dakika öncesine bile saygımız yok. Biraz mesafe, biraz erişilmezlik, dokunulmazlık mı lazım acaba herkese? Sosyal medyayı bıraksak iştahımız kapanır mı, düzelir mi bu obur halimiz? can.sisman@milliyet.com.tr