
'Atiye' dizisinin karakterleri çalıntı mı?
2. sezonunun yayınlanmasıyla birlikte tekrardan gündem olan Atiye dizisi bu defa çok farklı bir konuyla gündeme geldi. Yazar Buket Uzuner 'Atiye' dizisinin karakterlerini romanının ana karakterlerinden uyarlandığını ve izinsiz olarak kullanıldığını belirtmiş. Bu durum da akıllara "'Atiye' dizisinin karakterleri çalıntı mı?” sorusunu getiriyor. Atiye dizisinin karakterler çalıntı mı? Gelin, hep birlikte Molatik olalım.

Telif davası açılmış
Yazar Buket Uzuner ‘Atiye’ dizisinin karakterlerinin bir romanının ana karakterlerinin izinsiz bir şekilde kullanılmasından dolayı diziye telif davası açmış. Telifin sebebi ise Buket Uzenir’in romanındaki ‘Defne Kaman’ ve ‘Umay Nine’ karakterlerinin dizide izinsiz bir şekilde kullanılıyor olmasıymış. Bu yüzden de diziye dava açmaktan geri kalmamış Buket Uzuner.

“Fikrî ihlaldir”
Buket Uzuner'in avukatı Abdullah Egeli, olayla ilgili; "Bilindiği gibi bir roman ve senaryonun temeli onun ana karakterleridir ve olayların akışı yoğunluklu olarak ana karakterlerin belirlediği bir yolda gelişir. Bu gerek edebiyatçılar gerek senaryo, film ve dizi sektöründe çok bilinen bir teknik konudur. 'Atiye' dizisinin senaryosu, Buket Uzuner'in romanının ana karakterleri üzerine farklı adla kurulduğu 'Atiye' dizisi, yazarın aynı serinin yazmakta olduğu eserlerine karşı bir fikrî ihlalidir. 'Atiye' dizisi senaryosundan Buket Uzuner'den izinsiz ve habersiz alınan (arkeolog, anne, kız kardeş gibi) ana ve yan karakterler (bunların adları değiştirilmiş) olayın örgüsü ve gidişatı çıkarıldığında geriye 'Atiye' diye bir dizi kalmamaktadır. Burada açık ve net bir intihalden ziyade Buket Uzuner'in sevilen romanının ustaca değiştirilerek işlenmesi ve bundan bir senaryo çıkarılması söz konusudur. Buna rağmen yapımcılar kamuoyunu yanıltmamışlar ve kamuoyu bu dizinin romanın karakterlerinin ve konusunun değiştirilerek işlenmesi olduğu farkına varmış ve bunu sosyal medyada dile getirmiştir" açıklamasını bu sözlerle ifade etmiş.

Benzerler
Şöyle bir Buket Uzuner’in romanının konusuna baktığınızda ‘Atiye’ dizisiyle çok benzer olduklarını görmüş olacaksınız. İlgili romanın konusu şöyle: Çorum'da Hitit dönemine ait büyük bir tarihi eser hırsızlığını araştıran gazeteci Defne Kaman ortadan kayboluyor. Gazeteci kadının en son görüldüğü antik Hitit kalıntısı Yazılıkaya'da ortaya çıkan geyiğin nöbet tutması, bir efsane gibi Çorum'da kulaktan kulağa yayılmaya başlıyor. Olayın büyümesi üzerine, Defne Kaman'ı canlı bulmak için şehrin valisi, emniyet müdürü ve Türkiye'nin ilk eko-hacktivisti olduğunu iddia eden Karaca çalışmalara başlıyor. Bu sırada sosyal medyada #DEFNEKAMANNEREDE etiketiyle birleşen gençler eylem yapmak için Çorum'a yola çıkıyorlar.

Çalıntı mı?
Konusundan da görüldüğü üzere ‘Atiye’ dizisiyle aşırı benzer konular. Sadece olay akışı, olayın geçtiği yer ve kurgu farklı. Aslında baktığınız zaman çalıntı olması ihtimali biraz da düşük gibi. Birebir aynısı değil sadece benzerlik gibi bir durum söz konusu. Bu kadar benzer olması ‘çalıntı’ olduğu anlamına gelir mi? Bence pek gelmez gibi. Eğer arkeolojik bir kazının olduğu bir kurgu planlıyorsanız ve bu kurgu Anadolu topraklarında geçiyorsa unsurların ve karakterlerin benzer olması oldukça muhtemel gibi.

Beklenmedik bir kurgu değil
Çünkü Türk mitolojisinden ve özellikle Şaman/Kaman geleneğinden yararlanırsınız. Zaten bu şekilde mistik, tarihi ve Anadolu toprakları üzerinde geçen bir kurgu veya senaryo yazmak istiyorsanız birbirine benzer olması ve birbirinden esinlenmesi çok muhtemel. Doğaüstü güçleri olan ve doğayla iç içe olan bilge bir kadın (ki bilenler bilir Şamanların doğaya olan aşkını), garip anlam verilemeyen paranormal bir olay yaşayan bir kadının ve erkeğin olması çok da akıllara gelmeyecek, beklenmedik bir kurgu değil gibi.

Daha önce de dava açılmış
Ki daha önce Atiye'ye yazar Şengül Boybaş da dava açmıştı. Şengül Boybaş, romanından esinlenilerek çekilen dizinin ön jeneriğinde, fragman, afiş gibi tanıtımlarında eserine ve ismine yer verilmediğini iddia etmiş.

Edebiyatta da…
Yarın öbür gün de “Ya ben şu senesinden Göbeklitepe’de geçen şöyle bir şey yazmıştım” deyip ortaya başka bir telif davası atılabilir. Her an her şey olabilir. Açıkçası ben bu durumu şuna benzetiyorum. Şemsi Tebrizî ve Mevlana arasındaki ilişkiyi Canan Tan da yazmıştı Ahmet Ümit de… Şimdi biri “Ben bu konuyu daha önce yazmıştım her şey benzerlik gösteriyor, karakterleri çıkarsan ortada roman ya da film olmaz” gibi bir durum söz konusu olabilir mi? Bence de pek olamaz gibi. Tabii bu durum tarihi bir durum üzerinden verilen bir örnek olduğu için sağlam bir argüman olmasa da edebiyatta da birbirine benzer roman veya hikâye görülmesi de oldukça muhtemel.

Reklam amaçlı mı?
Sonuçta her romanın ve filmin işlenişi, kurgusu ve ilerleyişi ayrı. Karakterler ve konular birbirine benzeyebilir mi? Tabii ki benzeyebilir. Birinin aklına gelmiş olan bir başkasının aklına gelmiş olamaz mı? Bence olabilir. Belki de ‘Atiye’ dizisinin senaristlerinin belki romanda bile haberi yoktur. Benzerlik gibi durumların çalıntı olarak nitelendirilmesi ne kadar doğru? Belki de Buket Uzuner bu gibi durumlar üzerinden kitabının reklamını yapmaya çalışıyordur? Ya da belki ‘Atiye’ dizisinin karakterleri çalıntıdır. Her an her şey olabilir.