Analog fotoğrafın tadı neden başka?

Analog çekim, günümüzde oldukça popüler bir hobi. Hatta kullandığımız telefonlarda bile birçok uygulama mevcut. Fakat analog fotoğraf makineleri ile çekilen fotoğrafların tadı tabii ki başka. Gelin analog makinelerin dünyasına Molatik olalım… Analog makinelerle çekilen fotoğrafların yıkanması, basılması ya da dijitalleştirilmesi anında olan bir şey değil. Öncelikle pozun tamamlanması gerekiyor yıkamaya verebilmek için. Yani günümüzde çocuk oyuncağı olan bir iş, analog makinesi kullananlar için oldukça uğraştıran bir süreç. Bir kere kafamıza göre fotoğraf çekelim diye bir şey yok. 35 pozun her biri son derece kıymetli. Hangi fotoğrafı çekmek istediğinize çok iyi karar vermeniz gerekiyor ki sonradan pişman olmayasınız. Analog makineye sahip olduğunuzda her zaman iyi fotoğraflar çekmek istersiniz. Bunun için kendinize yerler belirleyip o yerleri en ince ayrıntısına kadar gezmek ve oralardan çok güzel anılar çıkarmak mükemmel bir haz. Öyle çektim oldu diyerek işinizi noktalayamazsınız. Artık tek tuşla ardı ardına birçok fotoğraf çekebiliyoruz. Fakat analog fotoğraf makinesi kullanmak belirli bir öğrenme süreci gerektiriyor. Diyafram ayarı, netlik ayarı gibi ayarları öğrenmeden ne yazık ki iyi fotoğraflar çekemezsiniz. Dediğim gibi artık tek tuşla fotoğraf çekiyor ve aynı anda o fotoğrafa ulaşabiliyoruz. Bu, her ne kadar kolaylık sağlasa da bir o kadar da işin büyüsünü kaçırıyor. Analog makineyle çektiğimiz fotoğrafların, yıkanıp da elimize gelmesi ve süreyi beklerken duyduğumuz merak, çok güzel bir his. Çektiğimiz fotoğrafların nasıl olduğunu görmek için sabırsızlıkla beklememiz, hızla akan bu dünyada bence çok anlamlı. Analog fotoğraf makineleri genellikle paslanmaz çelik, dökme demir gibi materyallerden yapılmıştır. Bu da onları çok sağlam kılıyor. Ayrıca dijital makinelerin belli bir çekimden sonra kullanılamaz hale gelmesi, analog makineleri daha cazip hale getiriyor. Çünkü analog fotoğraf makinelerin en az 100 yıl hiç bozulmadan çalışabilecek bir şekilde üretilmiştir. Günümüzde dijital bir fotoğraf makinesi almak nereden bakarsak bakalım oldukça pahalıya geliyor. Analog fotoğraf makineleri ise artık üretiminin olmamasından ve film teknolojisinin geri planda kalmasından dolayı normal bir dijital fotoğraf makinesinden oldukça ucuz. Fotoğraf çekerken ayarları tam yapamamış olabilirsiniz. Ya da filmi tam sarmadan arka kapağı açmış olabilirsiniz ki bunlar çok sık başa gelen şeylerdir. Tam ümidi kesmişken yıkandıktan sonra beklemediğiniz kadar güzel fotoğraflar açığa çıkabilir ki bu da analog fotoğrafçılığın kendine has ve bir o kadar güzel sürprizleri... Bir kere analog fotoğraf makineleri eskidir, sadece çektikleriyle değil, el değişmeleriyle de adeta bir anı depolarıdır. Elinize gelene kadar daha önce kim bilir başka hangi insanlar kullanmıştır. İşte bu his bile, analog fotoğrafçılığı sevmek için bir neden. Bu kadar güzel bir hobi dururken bence telefonlarımızdaki analog çekim uygulamalarını kaldıralım ve bir analog fotoğraf makinesi edinelim. Bu salgın bitince de o semt senin bu semt benim gezip duralım. Zaten dışarı çıkmayı çok özledik. Analog fotoğraf çekmek, her şey normale döndüğünde şehrin hafızasında bir şeyleri kaydetmek için oldukça güzel bir fırsat. twitter.com/deniz_tasdelen instagram.com/deniz.i.tasdelen deniz.tasdelen@milliyet.com.tr