'Adını Feriha Koydum'u tekrar izlememize sebep olan 10 detay

Bir dönemin en çok izlenen dizilerinden biriydi 'Adını Feriha Koydum'. Üzerinden on sene geçmesine rağmen pandemi süreciyle birlikte birçoğumuz 'Adını Feriha Koydum'a tekrar kitlendik. Peki 'Adını Feriha Koydum'u tekrar tekrar izlememize sebep olan şey ne? Gelin hep birlikte Molatik olalım... Dizide sürekli bir gerginlik var. Feriha her an bir şeyden yakalanacakmış gibi hissediyorsunuz. Baskıcı aile gerginliği ve stresi o kadar iyi verilmiş ki size anlatamam. Feriha Ha gitti ha gidecek derken dizi akıp gidiyor. O gerginlik bizi ayakta tutuyor. Diziyi izlemek için gerekli detaylardan biri olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle Çağatay Ulusoy'un ve Hazal Kaya'nın gencecik olması ve birbiriyle adeta kedi-köpekmişçesine davranmaları çok komik. Sürekli bir atar gider var. Cidden harika. Feriha ve Emir diyaloglarını izlerken insan o atardan hafif bir gevşemiyor değil. Feriha'nın zevki... Cidden giydiği kıyafetlerden yaptığı makyaja kadar Hazal Kaya'yı öyle görmek insana biraz komik geliyor. Zaten Feriha'yı Hazal Kaya olarak değerlendirmek de zor. Feriha canlı olarak aramızda yaşayan biri. Feriha'nın almak için 2 ay otelde çalıştığı ayakkabıyı unutursak da kalbimiz kurusun. Dizide gariban gerçekçiliği o kadar iyi verilmiş ki. Feriha'nın yatarken eski eşofman giymesinden nişanda yapılan saçına kadar. Diğer dizilerde görülen fakir ama orta sınıf yaşayan hiç kimse yoktu 'Adını Feriha Koydum'da. Her şey çok gerçekti. Hem de aşırı. Tabii ki sosyetik sivri dilli karakterimiz Lara. Ağzına geleni söyleyen kendi halinde takılan biriydi. Feriha'yı yalan söylerken yakaladığındaki sözler hâlâ kulaklarımızda çok gitmişti üstüne ama olsun. He bir de şey var tabii Hayvanlar da vardır! Hayvanlar da vardır! Koray cidden izlenilmesi gereken bir karakterdi. Öyle arada derede kalmış herkesin gönlünü yapmaya çalışan saf gibi Hande'nin peşinde koşturan iyi biriydi. Feriha'nın yanında olma çabaları da tatlıydı. Bir de Koray'ın Feriha'nın evinde gider borusuna yaptığı bakış da diziyi izlenebilir kılan şeylerden biriydi. Birçoğumuz hayatımıza bu bakışla devam ediyoruz. 'Adını Feriha Koydum' izleyen herkesin kulaklarında Feriha annecim şeklinde tiz bir ses yükselir. Evet Feriha'nın annesinin ikonikleşmiş Feriha annecim repliği de izlenmeye değerdi. Çünkü annenin baskı altında kızını anlamaya ve yanında olmaya çalışması kalp ben. 10 yıl öncesinin modasını görmek de insanı bir kendine getirmiyor değil. Cidden herkes ne kadar istediği gibi giyiniyormuş. Alakasız kombinler, saçma kıyafetler. Şimdi öyle mi? Sokağa bir çıkıyoruz defile. Tabii bu durum da ayrı güzel ama cidden on yıl önce neler giyiyormuşuz nostaljisi de güzel. Feriha'nın yalanı ortaya çıktıktan sonra Emir'in Feriha'ya olan tavırları da bence tekrardan izlenmeye değerdi. Bir de bayıl istersen Feriha cümlesi hâlen daha ikonikliğini koruyor. Ve son olarak Feriha'nın vermiş olduğu benlik savaşı. Olduğu ve olmak istediği hayat arasındaki uçurumunda yapılan gariban felsefesi. Aynaya bakılarak bağırılan Bu ben değilim ki cümlesi. Güzel bir diziydi bence 'Adını Feriha Koydum'. Bu ben değilim ki cümlesi de hâlâ ikonikliğini koruyor. Fazilet.Senol@milliyet.com.tr twitter.com/SenolFazilet instagram.com/SenolFazilet