Aşırı adamlıktan yapıyoruz bunları
Adam olma hali, kişiye fiziksel güçle evreni yönlendirebilme becerisi verir. Eğer adamsanız, bir kişiyi fiziksel ya da ruhsal şiddete maruz bırakarak "terbiye" edebilirsiniz. Hatta bu, adam olanların en büyük ortak özelliğidir. Adamlar şiddetle yaşar. Sevgileri de şiddetlidir, nefretleri de. Fiziksel şiddetin de ruhsal şiddetin de en iyisini onlar uygular. Adamlar adamdır.
Adamlar hayatlarındaki kadınlara şiddet göstererek beslenir. Duygusal ya da fiziksel şiddetin her türlüsü, adamlık güçlerini artırır. Şiddet uygulamayan erkek birey, adam değildir. Öyle "Ben adamım" diye ortalarda gezemez, alırlar façasını. Yok öyle. Tabii. Bedavadan adam olunur mu? Adam olmak o kadar kolay mı?
Adam kişiler, istediklerini elde etmek için her yola başvurabilirler. Onlar için dünya bir savaşın en çetin cephesidir. O cepheden galibiyetle çıkmak, kendilerinin en büyük hedefidir. Peki, galibiyetleri nedir? Onu bilemeyiz. Biz o üst bilince sahip değiliz.
Adam olduklarını kabul etmeden -hafazanallah- başlarına bir şey geliverirse gözleri açık gider. Tüm dünya el ele tutuşup kendilerinin etrafında dönerek "Sen adamsın ve yaptığın her şey kesinlikle doğru" diyerek nedamet getirmeli, adamdan af dilemelidir.
Adamın kadına uyguladığı şiddet kesinlikle sevgisindendir. Sevdiğinden kıskanır, sevdiğinden aşağılar, sevdiğinden döver, sevdiğinden hor görür, sevdiğinden taciz eder, sevdiğinden hapseder, sevdiğinden yargılar, sevdiğinden küfreder, sevdiğinden özel hayatın gizliliğini ihlal eder, kendi eşini/sevgilisini sevdiğinden onu aldatır, sevdiğinden öldürdüğü bile olur. Adamlar, dünyanın en sevgi dolu bireyleridir.
Adamlar, adam gibi sever. O telefon açılmadı mı? Adam bağırır, sevdiğinden. O iş yemeğine gidildi mi? Adam zehir eder. Zira etraf it kopuk kaynar, herkes adam olmadığından dünya kadınlar için tehlike doludur. Adam korur. Şiddetli korur. Sahiplenen adam tutuşuyla korur. "Kız ben seni bulmaz mıyam, saçlarını yolmaz mıyam" der adamlar. Adamlar var ya, helal olsun, adamdır onlar adam!