9 yaşındaki Şiar'ın ölümüne neden sessiz kalındı?

Gün geçmiyor ki Müge Anlı’da yaşanan olaylar ağzımızı açık bırakmasın, içimizi parçalamasın ya da yaşadığımız dünyaya olan inancımızı kaybettirmesin… Yine bir çocuk öldürüldü ve bunu gizleyen öz annesi Müge Anlı'ya çıktı. Gülizar ve Hami, gözaltına alındı mı? Gülizar, Müge Anlı'da itiraf etti mi? Müge Anlı’da bu hafta işlenen olayda yine hepimize ‘Nasıl yani?’ ‘Neden?’ sorularını bol bol sordurtmayı başardı. Gülizar ve Hami çiftinin 9 yaşındaki oğulları Şiar yangının ortasında kalarak can veriyor. Ama otopsi raporunda Şiar’ın kafasının daha öncesinde yarıldığı anlaşılıyor. Daha öncesinde Şiar’ın kafasında bir şey olmadığını hatta ‘özellikle baktığını’ söyleyen Gülizar, bu söylemesiyle açıkça bir şeylerin sakladığını ifade etmiş oluyor. İnsanın kafasındaki soru işaretler artmaya devam ediyor… Neden bir insan evladına zarar vermiş birini koruyabilir? Bu kendi dahi olsa… 9 yaşındaki Şiar kime ne yapmış olabilir ki böyle bi’ ölümü ona yakıştırabilirler. Ve vicdanları bir nebze sızlamadan bu ölümün üzerini kapatmaya çalışırlar. Biliyorum sizin de sinirleriniz yerlerinden oynuyor… İster istemez hemen aklıma İlber Ortay’ın şu sözleri geliyor: Eşitsiz durumdaki çocukların pozitif görünenleri de ayrı bir problem. Dünyadaki ekonomik yapılanmanın, dünyadaki sınıfsal konunun farklılıklar getirdiği bir gerçek. Bedelini yine çocuklar ödüyor. Eşitsizlik dediğimiz zaman, zengin ve fakir diyoruz, halbuki aradan çok sular geçti. Artık kadınlar aktif üretim hayatına katılıyor. Zengini de fakiri de çocuğunu evde bırakıyor. Ben öğrencilerime, sabah kahvaltıyı birlikte yapamayacaksanız, iyi geceler diyemeyecekseniz, masal anlatamayacak ya da dua okuyamayacaksanız, akşam yarım saat konuşmayacaksanız çocuk doğurmayın diyorum. Kadın çok para kazanıyor çocuğuna istediğini alıyor ama yanında yok. Kelime kelimesine o kadar haklı ve o kadar doğru ki. Bir çocuğu dünya getirmek, her şeyin bittiği anlamına mı geliyor? Gelmemeli… Onu iyi bir insan olarak hayata kazandırabilmek tamamen aile de bitiyor. Onun için İlber Ortaylı’nın da dediği gibi ona kitap okumayacaksanız ona her sabah kahvaltı hazırlamayacaksanız dünyaya getirmeyin. Sadece bununla da bitmiyor çalışan ailelerin çocuklarına bütün olanaklarını sağlaması da mesele değil. Genelde de çalışan ailelerde çocukların o manevi boşluğu ortadan kaldırmak için çocuklara istediği her şeyi sağlaması bence çocuklar için çok daha büyük sorunlar yaratıyor. Çünkü hiçbir manevi boşluğu hiçbir maddi güç doldurmaz, dolduramaz… Artık lütfen çocuklarımızın, istismar edilmelerinden, öldürülmelerinden değil; hayattaki başarılarından, mutluluklarından, heveslerinden, hayallerinden konuşalım. Aileler yüzünden hayatları mahvolmuş, öldürülmüş ve katilini ailesinde aradığımız masum çocuklardan değil… Küçük çocuğun annesi Gülizar, canlı yayında Müge Anlı’nın ısrarlı sorularına dayanamayarak kan donduran bir itirafta bulundu. Anne Gülizar; Sevgilim Hami, oğlumu yangından önce öldüresiyle dövdü, yerden kalkamadı. Öldü sandım. Hami 3 çocuğumu da demir çubuklarla taciz ediyordu dedi. Bu itirafı ihbar kabul eden İstanbul Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Müge Anlı stüdyosuna gelerek canlı yayında hem anne Gülizar hem de sevgilisi Hilmi’yi gözaltına aldı.