Bir Pagan festivali olarak Hristiyanlık öncesinde Britanya'da düzenlenen Samhain, hasat mevsiminin bittiği 31 Ekim'de kutlanıyordu. Geçimini topraktan sağlayan halk, elindeki hasatın mutluluğu ile bu festivali düzenliyordu. Bu geleneğin M.Ö. 4000 yılına kadar dayandığı düşünülüyor. Samhain festivalinin 31 Ekim'de kutlanmasının sebebi, bu tarihte artık tüm hasatın alınması ve doğanın sonbaharla birlikte ölüm dönemine geçmesi. Bu gece ölülerin dünyaya döndüğüne ya da yaşayanlarla ölüler arasındaki duvarın kalktığına inanılırdı. Hristiyanlık yayıldıkça tüm Pagan ritüelleri gibi Samhain de şekil değiştirdi. 601 yılında Papa Gregory, misyonerlere bu tip ritüelleri hoşgörülü bir şekilde değiştirmeleri yönünde talimat verdi. Ancak bu gelenek yok olmadı; hatta 31 Ekim gecesi Hristiyanların Azizler Günü'nün arifesi olarak kabul edildi. 19'uncu yüzyılda göçmenler sayesinde Amerika'ya da ulaşan Cadılar Bayramı geleneği, abartılı Amerikan kültürü sayesinde o kadar büyüdü ki; tüm dünyada bu ritüelin Amerika'dan çıktığına inanıldı. Ve bu korkunun literatürdeki adı, 'samhainophobia'... Neden mi? Çünkü Ortaçağ'da baykuşların cadı olduğuna inanılıyordu. Kötü şans ve uğursuzluk getirdiğine inanılan kara kedi, örümcek ve yarasa da bu yüzden Cadılar Bayramı ile özdeşleştirilir. Cadılar Bayramı'nın renkleri olan turuncu kışı, siyah da ölümü ifade eder. Meksika'da Cadılar Bayramı yerine, 1 gün sonra tıpkı Samhain'de olduğu gibi ölüler anılır. Ölüler Günü, tüm Güney Amerika'da 'Kawsasqanchis' olarak bilinir. Gizemli ve korku dolu gösterileri ile tanınan sihirbaz Houdini, Cadılar Bayramı gecesi ölmüştü. Ölümden sonraki yaşamla çok ilgili olan sihirbaz, 1926'nın 31 Ekim gecesi hayatını kaybetti. Houdini'nin ölüm nedeni ise apandisitti. Filmlerde ve Cadılar Bayramı görsellerinde sıklıkla kullanılsa da, dolunay Cadılar Bayramı'nda çok nadiren görülür. En son 2001, ondan önce de 1955 yılında görülen dolunayın en erken 2020 yıllında tekrar Cadılar Bayramı'na denk geleceği öngörülüyor. Efsaneye göre şeytanla oyun oynamayı seven Jack adında bir çiftçi turpların içine kömür doldurarak bir çeşit fener yapıyormuş. Bu gelenek yüzyıllarca devam etse de, 1800'lerdeki kıtlık sebebiyle Amerika'ya turp götürülememiş ve yerini Amerika'da bol bulunan balkabaklarına bırakmış. İçi oyulan turp ve kabaklara halen Jack'in Feneri deniyor.. Eski çağlarda genç kızlar, Cadılar Bayramı ateşinin önünde bekleyip terleyerek, ateşin içinde evlenecekleri kişiyi görmeyi beklerdi. Aynı şekilde merdivenlerden inerken aynaya bakıldığında da aynada gelecekteki eşin görüleceği düşünülürdü. Cadılar Bayramı'nda sokaklarda cadı görmeyi umut eden insanlar, bunun için gece yarısı kıyafetlerini ters giyer ve yollarda geri geri yürürdü. Bu şekilde cadıları görebileceklerine inanıyorlardı. İnsanlar farklı giyinerek ve evlerinin dışına korkutucu objeler asarak bu gecede kötü ruhları kendilerinden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Bu gelenek zamanla günümüzdeki eğlence amaçlı giyinmeye dönüştü. Birçok Ortadoğu ülkesi, Afrika, Çin ve Avustralya'da Cadılar Bayramı kutlanmıyor. Bazı Hristiyanlar da Cadılar Bayramı'nı şeytanın doğum günü olarak görüyor ve kutlanmasına şiddetle karşı çıkıyorlar. Aynı Britanyalılar gibi İslamiyet öncesinde Şaman Türkleri de benzer ritüeller uygulardı. Yakut Türkleri sonbaharda kış günleri yaklaştığı için kötü ruhlara, cadılara saçı (şeker ve değerli hediyeler) yapardı. Bu ritüel, Samhain'le büyük benzerlik göstermektedir. Trakya'nın geleneksel Bocuk Gecesi de 6 Ocak'ta kutlanmasına rağmen Cadılar Bayramı ile benzerlik göstermektedir. Bu tarihte Bocuk Cadısı'nın gezdiğine inanılır, onu kaçırmak için ahırlara sevdiği düşünülen kabak tatlısı konurdu. İnsanlar cadı kılığına girer ve korkunç hikayelerle birbirlerini korkutmaya çalışırdı. Kaynak: onedio