07.09.2024 - 02:45 | Son Güncellenme:
SERKAN ARMAN
SERKAN ARMAN- Havayoluyla seyahat tırmanışını sürdürüyor. Bu yıl dünyada 9.7 milyar yolcu trafiği bekleniyor. 2040’lara gelindiğinde bu rakamın 20 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu gelişme beraberinde yaklaşık 2.4 trilyon dolarlık bir havalimanı yatırımı getirecek.
Bugün 8 ülkede 15 havalimanından oluşan bir portföyü ve 100 milyonun üzerinde yolcusu bulunan TAV Havalimanları da hedef pazarlardaki fırsatları yakından takip ediyor.
Büyümenin Orta Asya, Uzak Doğu ve Pasifik, Afrika gibi gelişmekte olan bölgelerde daha hızlı olacağına dikkat çeken TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı (CEO) Serkan Kaptan, bu tablodan daha fazla pay almak için gelişmekte olan pazarlara odaklanmayı sürdüreceklerini dile getiriyor. Serkan Kaptan çeyrek yüzyılı geride bırakan TAV Havalimanları’nın rotasını yolcu memnuniyeti, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik ekseninde çiziyor. 30 yıllık havacılık kariyeri bulunan Kaptan’ın şu tespiti çok önemli:
“Teknolojinin bizi getirdiği yere ve önümüzdeki dönemde taşıyacağı ufuklara rağmen, insan tüm stratejilerin odağında olmak zorunda. İnsani deneyimin yerini alacak bir teknolojik gelişmenin hala çok uzağında olduğumuzu düşünüyorum. Seyahat etmek, yüz yüze görüşmek, yeni deneyimler kazanmak vazgeçilmez önemde. Havayolu erişilebilir oldukça dünyanın daha iyi bir yer olmasına da katkı sunuyor.”
Serkan Kaptan’la TAV Havalimanları’nın ilerleyişini ve gelecek planlarını konuştuk...
*Dünyada orta sınıfın büyümesi ve ‘low cost’ havayollarının yükselişiyle seyahat talebi artıyor. Nasıl bir tablo bizi bekliyor?
Havayoluyla seyahat eğilimiyle kişi başına düşen gelir arasında doğrudan bir ilişki var. Kuzey Amerika ve Batı Avrupa gibi gelişmiş pazarlara baktığımızda, kişi başı yılda 3 uçuş ortalamasına kadar bu ilişkinin çalıştığını görüyoruz. Bu ortalamaya ulaşan ülkelerde büyüme yavaşlarken, gelişmekte olan ülkelerde büyüme çok daha hızlı gerçekleşiyor. Düşük maliyetli havayolları da uçmayı daha fazla insan için erişilebilir hale getirerek bu trendi destekliyor.
Havacılık uzun vadeli projeksiyon gerektiren bir sektör. Dolayısıyla uçak üreticilerinin, havayolu ve havalimanlarının küresel düzeyde çalışan birliklerinin öngörülerine bakarak eğilimleri takip edebiliyoruz. Bu yıl tüm dünyada 9.7 milyar yolcu trafiği bekleniyor. 2040’larda bu sayısının ikiye katlanarak 20 milyara ulaşacağı öngörülüyor. Bu büyümenin de, Orta Asya, Uzak Doğu ve Pasifik, Afrika gibi gelişmekte olan bölgelerde karşılaştırmalı olarak daha hızlı olacağını görüyoruz. Özetle, havacılığın ekseni Doğu’ya doğru kayıyor.
Trafik büyümesi beraberinde yaklaşık 2.4 trilyon dolarlık bir havalimanı yatırımı getirecek. Biz de bu tablodan daha fazla pay almak için gelişmekte olan pazarlara odaklanmayı sürdüreceğiz.
*Havada talep yükselirken, TAV Havalimanları da en büyük yatırım dönemi içinde. Yılın ilk yarısı sizin açınızdan nasıl geçti? İkinci yarı beklentileriniz doğrultusunda mı seyrediyor?
Hizmet verdiğimiz yolcu sayısı ocak - temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artarak 59 milyona ulaştı. Aynı aralıkta toplam dış hat trafiğimiz yüzde 16 artış gösterdi. Antalya’nın dış hat trafiğinde yüzde 10, Ankara’da özellikle AJet ve Pegasus’un açtığı hatlarla yüzde 25, İzmir’de de Sunexpress ve Pegasus’un katkısıyla yüzde 19 büyüme görüyoruz. Yurtdışında da Kazakistan Almatı, Gürcistan ve Suudi Arabistan Medine havalimanlarımızda yüksek çift haneli artış gerçekleşti.
Yılın ilk yarısı finansal anlamda da beklentilerimize uygun bir şekilde geçirdik. Hissemiz Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksinde en yüksek performans gösteren hisse oldu ve yatırımcılarımıza da fayda yaratmayı başardık. 2024’ü 100 - 110 milyon yolcu; 1.50 - 1.57 milyar euro ciro ile kapatmayı bekliyoruz. Şu an için beklentilerimize uygun ilerliyoruz.
*Hizmet tarafında da TAV’da önemli bir büyüme gözüküyor. Bu tarafta ana hatlarıyla son gelişmeler neler? Nasıl bir ilerleme planlıyorsunuz?
Yaklaşık 10 yıl önce önemli bir strateji değişikliğine gittik ve iştiraklerimizi bizim işletmediğimiz havalimanlarında da hizmet vermek üzere yapılandırdık. Bu stratejinin sonucunda, iştiraklerimizin ürün ve hizmetlerini de kattığımızda ayak izimiz Şili’den Bermuda’ya, Güney Afrika’dan Endonezya’ya 33 ülkede 110 havalimanına ulaşıyor.
2023’te cironun yüzde 42’si servis şirketlerinden geldi. Bu iştiraklerimiz arasında özel yolcu salonu ve ticari alanların yönetimine odaklanan TAV İşletme Hizmetleri ve havalimanı bilişim çözümleri üreten TAV Technologies küresel ölçekte büyüyor. ATÜ Duty-Free, yedi ülkede 110’dan fazla mağaza işletiyor. Havaş yer hizmetlerinde Türkiye’nin en köklü markası; ayrıca Riga ve Zagreb’de de faaliyet gösteriyor. BTA yiyecek-içecek tarafında konseptler geliştirken aynı zamanda üretim yapıyor, otel işletmeciliği ve uçak içi catering hizmeti de sunuyor. TAV Güvenlik de havacılık özel güvenlik çözümlerindeki uzmanlığını farklı alanlara da taşıdı.
*Almatı ve Antalya TAV’a ivme katması beklenen iki önemli yatırım. Bu iki yatırımda son durum nasıl?
Almatı Havalimanı’ndaki yaklaşık 220 milyon dolarlık yatırımı tamamladık ve yeni terminali 1 Haziran’da açtık. Yeni terminalle birlikte gerek yolcu memnuniyeti, gerekse de operasyonel verimlilik konusunda önemli bir ilerleme oldu. Şimdi eski terminali de yenileyerek iç hat trafiğine hizmet verecek şekilde geliştiriyoruz.
2021-2025 yılları arasında Almatı satın alma bedeli, Ankara ve Antalya için ödenen peşin kiralar ve portföyümüzün diğer kısımlarında yaptığımız tüm yatırımları da alt alta koyunca yaklaşık 2.5 milyar euro’luk bir toplam yatırım programımız var ve her şey takvime uygun şekilde ilerliyor.
Antalya’daki yatırımlarımızı tamamlandıkça devreye alıyoruz. Bu yılın başından itibaren yeni Genel Havacılık /CIP Terminali, kargo apronu ve hangarlar, cami ve katlı otopark tamamlanarak hizmet vermeye başladı. 2025’in ilk çeyreğinde tüm çalışmalar tamamlanmış olacak. Ankara’da da 2025 yılını hedefliyoruz.
*Havalimanı operasyonlarınızın kuşbakışı bir fotoğrafını çekseniz neler görürdük?
TAV Havalimanları olarak çeyrek yüzyılı geride bırakıyoruz. Bu süreçte kritik dönüm noktalarından geçtik ancak başlangıçtan bu yana stratejik olarak sadece havalimanı işletmeciliğine odaklanıyoruz.
Bugün sekiz ülkede 15 havalimanından oluşan bir portföyümüz, 100 milyonun üzerinde yolcumuz var. Dünyadaki rakiplerimizden farklı olarak, yolcu deneyiminin her adımında hizmet sunan iştiraklerimiz bulunuyor.
Yolcularımızın seyahatlerini planladıkları andan uçağın kapısına kadar onlara eşlik ediyoruz. Bu da bize inanılmaz bir iç görü sağlıyor.
Coğrafi ayak izimize baktığınızda büyümenin yüksek olduğu ülkelere odaklandığımızı görebilirsiniz. Bu coğrafyalarda risk de daha yüksek ama risk yönetiminde önemli bir deneyime ve çok tecrübeli ekiplere sahibiz.
Büyümeye odaklanan stratejimizin üç ana sacayağını yolcu memnuniyeti, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik oluşturuyor. Yaptığımız her işte de bu yönelimin izlerini görmek mümkün.
*Cironuzun önemli bir bölümü yurtdışı operasyonlarınızdan geliyor. Buradaki ağırlığı artırmayı düşünüyor musunuz? Radarınızda neler gözüküyor?
Doğru, 2023’te gelirlerimizin yüzde 61’i yurtdışındandı. Hedef pazarlarımızdaki fırsatları yakından takip ediyoruz. Bu açıdan büyümenin yüksek olacağı Orta Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika, Balkanlar ve Doğu Avrupa ile Kafkaslara odaklanıyoruz.
Yakın zamanda Kuveyt Havalimanı’nın işletmesi için açılan ihaleye davet edildik ve teklif verdik. Bu ihalenin 2024 içinde sonuçlanmasını bekliyoruz. Yine Karadağ’daki özelleştirme sürecini yakından takip ediyoruz.
‘Ortak değerler ve ortak amaçlar başarıyı getirir’
*Havacılıkta ve TAV’daki uzun kariyerinizin size öğrettiği en önemli 3 şey ne oldu?
Havacılık krizlere çok açık, ama geri dönüşün de bir o kadar hızlı olduğu bir sektör. Ben de bu 30 yıl boyunca doğal afetlerden terör saldırılarına, ekonomik krizlerden salgın hastalıklara her türlü krizle karşılaştım ve şunu gördüm: Kontrol edemeyeceğimiz çok şey var, ama hazırlıklı olmak ve kendine güvenen bir organizasyon kurmak zorundayız. Bu güven en zor zamanlarda mücadele edebilmemizi sağlar. Kaybolan güveni yeniden kazanmak çok zor ve uzun bir süreçtir. Bununla bağlantılı olarak, değerlerimiz bireysel anlamda olduğu kadar organizasyonlarımızın başarısı için de kritik. Ortak değerlere sahip bir topluluğun ortak bir amaç belirlediğinde bunu başaramaması için geriye çok az neden kalır.
Teknolojinin bizi getirdiği yere ve taşıyacağı ufuklara rağmen, insan tüm stratejilerin odağında olmak zorunda. İnsani deneyimin yerini alacak bir teknolojik gelişmenin hala çok uzağındayız. Seyahat etmek, yüz yüze görüşmek, yeni deneyimler kazanmak vazgeçilmez önemde. Havayolu erişilebilir oldukça dünyanın daha iyi bir yer olmasına da katkı sunuyor.