09.04.2023 - 03:56 | Son Güncellenme:
Özge Konukçu/ YAK Avukatlık Ortağı- Bilim insanlarına göre gezegenimizde yaşanan iklim değişikliğinin insan etkisiyle oluştuğu aşikar. Son 1 aydır Şanlıurfa ve Adıyaman’da oluşan sel felaketleri ve İstanbul’da son 10 yılın en kurak kış aylarının geçiyor olması söz konusu iklim krizinin Türkiye’deki yansımaları. Yerkürenin 1.2 derece ısınmasının yaratmış olduğu bu etkilerin ısınmanın artmasıyla daha büyük boyutlara ulaşması da mümkün. İnsan davranışlarının neden olduğu bu sonuçların önünü alabilmek de yine insanlığın en büyük görevlerinden. Özellikle yeşil ve sürdürülebilir ekonomiye geçiş için hazırlanan düzenlemeler küresel ölçekte bu sorumluluk bilincinin oluşması için son derece önemli. Burada Avrupa Birliği (AB) tarafından hazırlanan “Avrupa Yeşil Mutabakatı” son derece değerli.
Birbirini tamamlayıcı iki sistem
Yeşil Mutabakat ile atılan adımlara ek olarak Avrupa Komisyonu tarafından, karbon salımını azaltmak adına hazırlanan “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması” teklifi Aralık 2022’de tarafların belli hususlarda anlaşması ile kabul edildi. Peki, 1 Ekim 2023'te belirli sektörlerde pilot olarak uygulanmaya başlanacak sınırda karbon düzenlemesi konusunda AB ülkelerini bekleyen gelişmeler neler?
Avrupa Komisyonu, karbon salımını azaltmak adına 14 Temmuz 2021 yılında Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) teklifini sundu. AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu tarafından teklif üzerinde yapılan düzenlemeler sonrasında taraflar 13 Aralık 2022'de belirli hususlarda anlaşmaya vardı. CBAM’ın henüz yürürlükte olmadığı mevcut sistemde, birlik içinde belirli sektörlerde faaliyet gösteren üreticilerin sera gazı salımı, Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Programı (ETS) kapsamında kontrol altında tutuluyor. CBAM ile ETS esasen birbirini tamamlayıcı nitelikte iki sistem. ETS kapsamında üreticilere bir yıl içinde yapabilecekleri karbon salımı miktarını içeren ruhsatlar ücretsiz veriliyor. Üreticiler, üretim sırasında ortaya çıkan karbon salımı miktarına göre bu ruhsatı ETS kapsamında diğer üreticilere satabildiği gibi karbon salım sınırını aşan üreticiler de buradan yeni ruhsat satın alabiliyor. Böylece üreticinin karbon salımı arttıkça ödediği para da artıyor ve bu da karbon salım miktarını azaltmaya teşvik ediyor. CBAM’ın mevcut sisteme yapacağı önemli bir ilave ise bir nevi karbon salımı vergisi getirerek AB içindeki üreticilerin ETS’den kaçmak için birlik dışında üretim yapmasının engellenmesi. Bu sistemle, AB içerisinde ETS kapsamında üretim maliyetine tabi olan mallar ile birlik dışından ithal edilen malların karbon salım miktarına göre maliyet bakımından eşitlenmesi hedefleniyor. Bu düzenlemeler AB’deki üreticilere üretim süreçlerinde ETS kapsamında ruhsat sınırlarını aşan sera gazı salım miktarı için yapacakları ödemeler ve sera gazı salımını azaltacak ya da ortadan kaldıracak şekilde üretim sistemlerine geçilmesi gibi ilave maliyetleri de getiriyor. CBAM ile, ortaya çıkan bu maliyetleri azaltmak amacıyla, üretimi iklim ve karbon salımı politikaları daha rahat ülkelere taşıyarak haksız bir rekabet ortamının oluşmasının ve engellenmek istenen karbon kaçağının AB’den başka bölgelere taşınmasının önüne geçilmesi amaçlanıyor. CBAM'ın 3 yıl sürmesi planlanan geçiş döneminin ilk etabında uygulama sadece demir-çelik, çimento, gübre, alüminyum, elektrik ve hidrojen üretimi için geçerli olacak. Ayrıca, geçiş döneminde ihracatçılar sadece raporlamayla yükümlü olacak ve bu geçiş döneminde henüz bir vergi ödemesi yapılmayacak. Geçiş dönemi sonunda CBAM kademeli olarak yürürlüğe girerken, ETS kapsamında belirli sektörlerdeki üreticilere karşılıksız verilen ruhsatlar (free allowance) da sona erecek. Böylece birlik içinde karbon salınımı miktarı azalırken birliğe ihraç edilecek mallarda da karbon salımının düşmesi hedefleniyor.