18.09.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Gül Mutlu Eskihancılar - Aslında yıllardan beri özellikle sosyal medyada çeşitli vesilelerle Ali Şamil’den bahsedilir. Kitabın kapağında kullanılan fotoğrafının altında onun kahramanlığı, saraylardaki sıcak kuş tüyü yatağını terk edip, Sultan Vahdettin’in damadı, son sadrazam Ahmet Tevfik Paşa’nın oğlu İsmail Hakkı Bey’le bir gece sabaha karşı Nişantaşı’ndaki evlerini terk edip, maceralı bir yolculuktan sonra Ankara’ya varmaları, Mustafa Kemal Paşa ile buluşmaları, sonra cepheye gidip savaştıkları anlatılırdı.
Turgut Yasalar bu hikâyeyi önce film yapmak üzere araştırmaya başlamış, sonra kitaba dönüştürmüş. Kendi ifadesine göre adeta bir arkeolojik kazı gerçekleştirmiş. Çünkü o sosyal medya hesaplarında yerden göğe konulamayan Ali Şamil hakkında o kadar az bilgi varmış ki… Nitekim Yasalar, kitabının girişinde şöyle diyor: “Keşke birileri kendisiyle uzun uzun söyleşmiş olsaydı. Keşke ben bu çalışmaya çok önceleri başlamış ve şimdi hayatta olmayan ve fakat onu yakından tanımış olanlarla görüşmüş olsaydım. Keşke romandaki tarihi kişiliklerin hepsi hatıralarını yazmış olsaydı.”
Ali Şamil’in hikâyesinin eksik parçalarını Turgut Yasalar tamamlamış.
Kitabın “Binbir Gece Masalları’nı hatırlatan bir kurgusu var. Yıl 1955. Ali Şamil hakkında türlü rivayetler dolaşıyor. Kitabın ilk satırlarından aktarmak gerekirse; “Rivayet muhtelifti. Hakkında herkes bir şeyler anlatırdı. Yok efendim, Atatürk’le rakı bile içmişmiş. Yok efendim, Sultan Vahdettin’i iyi tanırmış, hatta sarayında yaşamışmış. Yok efendim, Büyük Taarruz’da Yunan Başkomutanını o esir almışmış. Vay efendim, Enver Paşa’nın has adamıymış! Dedik ya, rivayet muhtelifti.”
İşte tam bu noktada İzmir’in Kahramanlar mahallesinin gençleri bir gün Ali Şamil’in önünü kesip ondan hikâyesini anlatmasını istiyorlar. O da önlerindeki ramazan ayı boyu teravihten sonra kıraathanesine gelmelerini söylüyor. İlk günden başlayarak ramazan boyunca Ali Şamil’in kıraathanesi dolup taşıyor. O da Enver Paşa ile tanışmasından başlayarak, saray hayatını, Sultan Vahdettin ve eşlerini, kızlarını, Mustafa Kemal ile buluşmasını, Batı Cephesi’ne gidişlerini ve Büyük Taarruz’u anlatıyor. Su gibi akıp giden, okura “Sanki Ali Şamil’in kıraathanesindeydik” duygusu veren kitabı Turgut Yasalar, Büyük Taarruz’un şehit ve gazilerine ithaf etmiş.