02.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:
Gizem Çetimen
Ahşaptan yapılmış bir kukla olan ve her yalan söylediğinde burnu uzayan Pinokyo’nun hikâyesini duymayan yoktur. Carlo Collodi’nin 1881 yılında bir çocuk gazetesine tefrika olarak verdiği masalda Geppetto adında yaşlı bir marangoz bir odun parçasından yapar Pinokyo’yu...
Böylelikle her zaman istediği bir çocuğa da sahip olur. Ancak bildiğimiz bu masal Yekta Kopan’ın kaleme aldığı İş Sanat’ın yeni çocuk oyunuyla değişiyor. Bu kez Pinokyo bir robot olarak karşımıza çıkıyor. 4 yaş ve üzerindeki çocuklar için uyarlanan “Robot Pinokyo” oyununu; yönetmeni Lerzan Pamir, anlatıcı Aslı Tandoğan ve bu versiyondaki Geppetto’ya hayat veren Atılgan Gümüş ile konuştuk.
Pinokyo’yu robot yapmaya nasıl karar verdiniz?
Lerzan Pamir: Oyunun metnini Yekta Kopan yazdı. Kendisi “Pinokyo” hikâyesinin modern bir versiyonunu yapmak istedi. Yani aslında fikir benim değil Yekta’nın. Ben yönetmek için devraldım. Son zamanlarda çocukların teknolojiyle olan ilişkisinden dolayı çağdaş bir klasiği, teknolojiyi de içine katarak daha modern bir yorumla sahneleyelim diye düşündüğünü biliyorum. Bunun sonucunda da “Robot Pinokyo” doğmuş oldu.
Ne gibi farklılıklar var yeni Pinokyo’da?
L. Pamir: Bizim Pinokyo’muz ahşaptan değil, robottan yapılmış bir çocuk. Babası marangoz değil, bir bilgin. Oyunumuzda, süper kahramanla ilişkilendirilmiş bir anne figürümüz var. Aslında hikâyeye hizmet eden karakterler aynı ama yeni bir versiyonu diyebiliriz.
Proje süreci nasıldı?
L. Pamir: Yekta (Kopan) ve İş Sanat ile birlikte yapmaya karar verdik. Ardından da projenin müzikal olursa daha keyifli hale gelebileceğini düşündük. Müziklerimizi yapan Tolga Çebi’yle bir araya geldik. İş Sanat canlı bir orkestra istiyordu ve biz de çok iyi bir orkestra kurduk. Böyle olunca şarkı söyleyebilen oyuncalara ihtiyacımız oldu. Ben, ekibin bir kısmıyla daha önce farklı müzikallerde çalışmıştım. Onlara teklifte bulunduk. Ardından yıllardır müzikal kariyerini takip ettiğimiz Atılgan’la (Gümüş) ve Aslı’yla (Tandoğan) görüştük.
Aslı Tandoğan: Çocuklara sanatla dokunmak çok kıymetli
İlk kez bir çocuk oyununda oynayacaksınız. Bu sizin için nasıl bir deneyim?
Aslı Tandoğan: Oğlumun seyredeceğini ve çocuklarla bir arada olacağımı düşünmek beni çok heyecanlandırıyor. O yüzden sahnede ne hissedeceğimi bilmiyorum. Çocuklarla bir araya gelip onlara sanatla ilgili bir yerden dokunmak çok kıymetli bir şey. O yüzden mutluyum.
Atılgan Bey, sizin için çocuk oyununda oynamak nasıl bir deneyim?
Atılgan Gümüş: En son 22 yıl önce Kenter Tiyatrosu’nda Cengiz Özek’le birlikte bir kukla tiyatrosu yapmıştık. Bu bir alışkanlık. Çocuk oyunu, en zor oyun türü. Sonrasında ise sıralama komedi, dram diye devam eder. Bunların en üstünde ise müzikal vardır. Bu oyunda ikisi de bir arada ve gerçekten çok çalışıyoruz. Toplum, isminde ‘çocuk’ geçtiği için çocuk oyunlarını hafife alıyor. Bu çok yanlış bir şey. Maalesef çevremizde pedagojik olmayan çok fazla oyun var. İyilerini tenzih ediyorum tabii ki. Ama çocuklarımızı, araştırmadan sırf çocuk oyunu olduğu için götürdüğümüzde onlara iyilik yapmıyoruz. Onlar, çocukları eğlendirme derdine düşmüş. Düşünsenize belli bir yaşa kadar dikkati en dağınık insan grubudur çocuklar. Onlara bir oyun yapıyorsun, bu çok zor bir şey.