25.02.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:
Efnan Atmaca - İntikam, insanın bir türlü kurtulamadığı alışkanlığı... Hep kendini haklı gördüğü, adalet peşinde olduğu iddiasıyla uğruna şiddeti dahi kutsadığı alışkanlığı! Shakespeare şiddetin dozunu en uçta kullandığı; sayısız cinayet, sakatlama, tecavüz, evlat katli, yamyamlık, işkenceye yer verdiği “Titus Andronicus”ta insanlığa iki seçenek sunar: Barbarları uzaktan izlemek ya da barbarlığımızı fark etmek! İnsanlık ise hâlâ anlamlandırılamayan bir dürtüyle hep aynı seçenekte karar kılıyor. Olga Helen Bach ve Thomaspeter Goergen’in bu eşsiz tragedyadan uyarladığı “Titus Kompleks”, DasDas’ın yeni prodüksiyonu olarak seyirci karşısına çıktı.
Hiç bitmeyen savaş
Hiç şüphesiz gerek metnin sertliği, zamansızlığı ve mesajı gerek rejideki Batı’daki örnekleriyle yarışan farklı tarzıyla “Titus Kompleks” sezonun en iddialı oyunlarından biri.
Oyunun sözü hiç eskimiyor çünkü insan denen varlığın çıkarı uğruna ne kadar vahşileşebileceğini gözler önüne sererken iktidar ile gücün nasıl çekici olduğunu gösteriyor. Öyle bir ayna tutuyor ki insana yansıyanlar herkesin gözünü korkutuyor. Sahi siz ne kadar ileri gidebilirsiniz güç için, para için, intikam için? Test etmek ister misiniz sınırınızı? Etmeyin! Çünkü zalim ile mazlumun yer değiştirmesi işten bile değil. Zulme uğradığını düşünen intikam uğruna gücü ele geçirip o zalimden daha kötü oluyor. Şiddet tıpkı agresif bir tümör gibi bütün hücreleri ele geçiriyor. Örnekler aklınıza gelmiştir bile.
Ama elbette sözü nasıl söylediğiniz de önemli. “Titus Kompleks”in yönetmenliğini, sahne ve kostüm tasarımını Ersan Mondtag üstleniyor. Alt katı kanlı bir mezbaha, üst katı ‘kitch’ bir müteahhit ofisi olan iki katlı bir dekor kurulmuş sahneye. Dört sahne çalışanı dekoru çevirerek odalarda neler yaşandığına seyirciyi şahit ediyor. Sahneye kurulan dev ekranlardan canlı olarak çekilen görüntüler yansıtılıyor. Bu görkemli dekora rengârenk ve cesur kostümler eşlik ediyor. Titus’u canlandıran Mert Fırat karakterin ‘titan’ hâliyle düşkün hâli arasındaki çöküşü tam tadında veriyor. Didem Balçın da oğlunu öldürdüğü için Titus’tan intikam almak isteyen Tamora’nın çekingen tavrından eli kanlı katile dönüşmesini öyle gerçekçi oynuyor ki gözlerindeki alev seyirciyi yakıyor. Can Sipahi, Doğukan Polat, Elçin Afacan, Ferit Kaya, Onur Dilber, Yalım Danışman, Hilal Attar hepsi canlandırdıkları rollerde insanın iyilikle kötülük arasındaki savaşını ustalıkla geçiriyor seyirciye. Oyuncular bu kadarla da kalmıyor. Söyledikleri şarkılarla oyunu bir üst seviyeye taşıyorlar.
Lavinia’nın sesini herkes duysun
Elçin Afacan oyunda Tamora’nın kurduğu tuzak üzerine kocasının tecavüz edip şiddet uyguladığı Titus’un kızı Lavinia’yı canlandırıyor. Babası ve ağabeyi dahil kimse Lavinia’nın çığlığını duymuyor. Çünkü işlerine gelmiyor, çünkü güç dengesini değiştirmek istemiyorlar, çünkü duymadıklarına inanırlarsa bu adaletsizliği gidermek için bir şey yapmaları gerekmez.
Ama Lavinia herkese inat daha yüksek haykırıyor. Hatta balkondan öyle bir tirat atıyor ki öldürülen, şiddet gören, tecavüze uğrayan hemcinslerinin duyulmayan, kulak tıkanan haykırışlarına ses oluyor.