14.10.2020 - 11:13 | Son Güncellenme:
Birebir yapılacak yürüyüşlerde, katılımcılar İstanbul’da “ev” olarak tanımladıkları yere doğru yürürken, sanatçı Oleva’nın da Londra’dan eşlik edeceği Eve Yürüyüş adlı performansta, aralarındaki bağı telefonları sağlayacak ve süreçler izleyicisiz olarak gerçekleşecek. Kadınların şehre bıraktığı izler üzerinden belirlenen başlangıç noktaları seçilirken, katılımcıya, kadın(lar)la ilgili tarihi ve önemli şahıslar, olaylar, yapıtlar üzerinden şehrin okumasının yapıldığı bir harita kılavuzluk edecek. Bu izler arasında, Halide Edip Adıvar’ın 1919 yılında yaptığı aktivist ve politik bir konuşma anısına Fatih’teki Sultanahmet Meydanı, Gürdal Duyar’ın İstanbul’u kadın bedeniyle temsil ettiği heykeli anısına Yıldız Parkı, Füsun Onur’un belediye ekipleri tarafından park düzenlemesi sırasında kaldırılan 50. yıl heykeli anısına Fındıklı Parkı ve Süreyya Operası gibi yer ve mekânlar bulunuyor. Süreç dâhilinde her katılımcı, kendi hikâyelerinden bir parkur oluşturarak, bu haritanın bir parçası olarak ortak yaratıcılarından birine dönüşecek. Açık çağrı bir seçim olmadan, çağrıya yanıt veren herkesi kapsayacak ve performans gece veya gündüz fark etmeksizin karşılıklı belirlenen başlangıç noktası ve süresi çerçevesinde hayata geçecek.
Sanatçı “Benimle eve yürümeni istesem, beni nereye götürürdün? Ev, güvende hissetmekle aynı anlamı taşır mı? Sana ev hissini ne verir? Bu yaşadığın yer mi yoksa başka bir yer midir? Bu belki bir yer bile değildir? Şimdi yürümenin ve evi bulmanın zamanı!” sözleriyle “ev” kavramının ne anlama geldiği sorusunun cevaplarını arıyor. İstanbul’da yaşayan kadınları* eve giden yolda, adımlarını paylaşmaya çağırıyor. Yuva, güvenli bölge, aile, kaçış, savunmasız alan, öze dönüş gibi kişi için pek çok tanımı çağrıştırabilecek “ev” kavramı, Eve Yürüyüş adlı performansın merkezini oluşturuyor. Katılımcılara, “ev” kavramını tanımlamak için çeşitli sorular yönlendirecek olan sanatçı, herhangi bir ev tarifi yanıtı alabileceği gibi bir park, deniz kenarı, kütüphane veya bu hissi taşıyan herhangi bir yer, kişi veya nesne gibi pek çok karşılık da bulabilir. Yanıtsız da kalabilir...
Siz de açık çağrıya katılmak ve “ev” kavramını beraber düşünüp sorgulamak için 25 Ekim 2020 Pazar gününe kadar info@performistanbul.org adresine yazabilirsiniz. Açık çağrı devam ederken, 18 Ekim’den itibaren başlayacak performanslar 31 Ekim tarihine kadar devam edecek. Zamanı sanatçıyla beraber kararlaştırılacak performans ile ilgili detaylı bilgiler başvuran katılımcılarla mail aracılığıyla paylaşılacak.
Performansların dokümantasyonu üzerinden gerçekleştirilecek çalışma, çevrim içi arşiv sergisi ve e-kitap formatında yeniden izleyicilerle buluşacak. Kasım ayında ise Alisa Oleva performatif bir sunumla, çevrim içi Zoom etkinliği kapsamında süreci ve çalışmasını izleyicilerle paylaşacak. İzleyiciye açık olacak çevrim içi buluşmanın tarihi, önümüzdeki günlerde açıklanacak.