20.04.2022 - 07:01 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - Kabataş’taki kamusal sanat projesi Yanköşe, yeni döneminde sokak sanatçısı No More Lies’ın “Origami Geyik” isimli çalışmasını ağırlıyor. Geçen yıl dünyanın pek çok yerinde çıkan ve önü alınamayan orman yangınlarından yola çıkarak hazırlanan eser, Kahve Dünyası’nın Kabataş mağazasının yanındaki iki duvarda, üstünden güneş ışınları sızan bir ormanı ve kâğıttan yapılmış bir geyiğin yanışını sergiliyor. Dev bir duvarın arasından göz göze geldiğiniz geyik doğaya dair bir hesaplaşma sürecine davet. No More Lies eserini anlattı.
“Origami Geyik”in serüvenine değinmek istiyorum. Nasıl karar verdiniz bu çalışmayı yapmaya?
Kahve Dünyası’nın güncel sanat projesi Yanköşe; her sene kamusal alanda yer alacak iki projeye/sanatçıya yer veriyor. Benden yedinci proje için öneri sunmam istendiğinde bir süredir iklim konusunda araştırma yapıyordum. Sanatın insanlar üzerindeki etkisini ve kalıcılığını, sokak sanatının erişilebilirliğini duyarlı biri olarak bu alanda kullanmak istedim. Son birkaç yıldır aynı görsellikle, bu sefer küresel iklim krizi, sürdürülebilirlik, orman yangınları ve kadın cinayetleri gibi toplumsal konuları işlemeye başladım. Çünkü dünya bir kişinin dertlerinden çok daha önemli sorunlarla yüz yüze şu an.
Yanköşe’deki varlığına da baktığımızda “Origami Geyik” bizler için bir yüzleşme ve hesaplaşma daveti diyebilir miyiz?
Geçen yıl tüm dünyada önünü alamadığımız orman yangınları yaşadık. Maalesef görünen o ki, sera gazı salımınının devamı, ormanların yok edilmesi, durdurulamayan tüketim alışkanlıklarımız nedeniyle ve bu yaşama biçimiyle hepimize yetemeyecek bir dünyaya sıkıştık. Herkesin bir an durup birçok şeyi daha farklı yapmayı düşünmesi gerekiyor. İnsan uzun zamana yayılan riskleri görmekte ve tepki vermekte çok yetersiz kalıyor. Bunun temelinde reaktif bir canlı olmamız yatıyor. “Origami Geyik”e şu pencereden bakarsak bir yüzleşme ve hesaplaşma daveti olduğunu pekâlâ görebiliriz; yangınlar sürerken birbirimizi suçlayıp, sosyal medya üzerinden haykırarak yapılması gerekenleri sıralarken, yangınlar durduğunda sanki tüm sorunlar yok olmuş, hepimiz üstümüze düşen sorumluluklarımızı yerine getirmişiz gibi normal yaşantımıza geri döndük. Biz insanlar, bu yaz yanacak ormanların zeminini hazırlıyoruz şu an. “Origami Geyik”ten beklentim, Kabataş’ta arabamızda trafikte sıkışmışken solumuza dönüp bakalım ve binaların arasında üstünden güneş ışıkları sızan bir orman görelim. Kafamızı diğer duvara çevirdiğimizde ise kâğıttan yapılmış bir geyiğin yandığını fark edelim. O geyik, biz trafikteyken yanıyor; yazın değil, şu an yanıyor. Bir şeyler yapalım, harekete geçelim.
İki parçalı duvarın bir parçasında doğa, diğer parçasında ise insan müdahalesi ile ortaya çıkan tablo çıkıyor karşımıza. Bu tercihin nedeni ve “Origami Geyik”in sözü nedir izleyiciye?
Son yıllarda ise daha çok çevre ve iklim konusuna yoğunlaşırken hayvanlarla olan ilişkimi derinleştirdim. Yanköşe’de alev almış geyik, ormanın içinde bize bakıyor. Orman yangınlarının sadece ağaçlara değil, içinde yaşayan canlılara da verdiği zararı geyiğin kırılganlığı ile anlatmak istedim. Ayrıca bu muralle sadece bu kırılganlığı, ormanın ve içindeki canlıların maruz kaldıklarını unutturmamak dışında bir de ileride olacak orman yangınlarına bir hatırlatma yapmak, şu anda güvende olduğumuz bahar aylarında önümüzdeki yaz mevsiminde bizi bekleyen tehlikenin de farkına varılmasını istedim.
Kamusal alandaki, sokaklardaki işler fiziksel galeriler ve mekânlar için üretilen işlerden ne yönde ayrışıyor? Ve bu işlerin etkisi ne yönde oluyor sizce?
Son beş yıldır sokak sanatı çıkış noktasından farklı bir kulvara doğru evrilerek Yanköşe gibi dev boyutta duvar resimlerine dönüştü. İstanbul’un her metropol gibi kent yaşantısına öncülük eden, yeni trendler yaratan semtleri var. Özellikle underground kültüre temas edebilen mahallelerde grafiti ve sokak sanatına kucak açılıyor. Karaköy, Kadıköy çarşı, Hasanpaşa, Beşiktaş ve Beyoğlu gibi semtlerde yerli ve yabancı sanatçıların güzel işlerini görüyoruz.