31.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
Yasemin Bay
Savaşın ardından ne kalır bir şehrin ellerinde? Yıkık dökük binalar, harap olmuş mahalleler, kurşun izleriyle dolu duvarlar mı sadece? Yoksa tüm bunların ötesinde 'bir şey’ mi kentin ruhuna sinenler...
Ünlü göstergebilimci Roland Barthes, fotoğraf edebiyatının başyapıtlarından sayılan “Camera Lucida”sında 'punctum’u anlatır. Punctum, fotoğrafta insanı delip geçen şeydir. Ne olduğu size kalmış. Bazen fotoğraftaki kişinin yüzünde var olan bir ifade, bazen yerdeki bir nesne... İzleyiciyi donduran, şaşırtan, olduğu yere çakılmasına neden olandır punctum... Ali Arif Ersen’in fotoğraflarına baktığımızda bu kavramın ne anlama geldiğini daha iyi anlarız.
Ali Arif Ersen, yeni sergisinde, savaştan tam 10 yıl sonra Saraybosna’daki hüznü getiriyor izleyicinin gözlerinin önüne. Ersen’in insanı delip geçen fotoğraflarında kurşun izleriyle dolu binaların ötesine uzanabiliyorsunuz. Görünmeyeni görünür kılabiliyor sanatçı. Her duvarda, her binada, her sokakta savaşın ardında bıraktıkları duruyor. Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde açılan “Sarajevo” adlı sergisinde Ali Arif Ersen, bir savaşın ardında bıraktıklarını anlatmayı amaçlıyor, insan öğesinden uzak durarak üstelik. İnsanlığın en büyük trajedilerinden birinin yaşandığı ve dünyanın aslında pek de 'göremediği’ Saraybosna’yı anlatırken neden insan öğesinden uzak bir anlatım tercih ettiğini şöyle açıklıyor Ersen:
“Somut objelerle insanların arkasındaki izleri anlamlandırmaktı amacım. Bu izler, yaşam ve ölüm arasında değişime uğramış, yeniden şekillenmiş nesneler. Tüm bu değişim aslında insanı ve ona ait zaafları bence çok iyi anlatıyor.”
Ersen siyah beyaz fotoğraflarında bir yandan savaşın hüznünü ağır bir şekilde hissettirirken bir yandan da yaralarını sarmaya çalışan kenti ortaya koyuyor. Mezarlıklar, dikenli teller, yıkık duvarlar, köhne binalar arasından yeniden bir doğuş da görülebiliyor.
Daha önce de kentler üzerine çalışmalar yapmış bir sanatçı Ersen. 2001’de “Fotografi U.S.A.”, 2003’te “Fotografi Havana”, 2004’te ise “Fotografi Buenos Aires”i yayımlamıştı.
Kentler beni cezbediyor
Yine 2004’te “Tres Americas” adlı fotoğraf sergisi ve kitabı izleyiciyle buluştu. Belirtmeden geçmeyelim, Tomris Uyar’ın “Güzel Yazı Defteri” adlı uzun öyküsünün resimleri de Ali Arif Ersen tarafından hazırlanmıştı.
“Kentler beni her zaman cezbetmiştir” diyor Ersen ve ekliyor: “Her kentin bir hikâyesi ve yaşam kurgusu var. Bu kurguyu anlamaya çalışmak beni heyecanlandırıyor.”
Sergi 10 Şubat’a kadar izlenebilir. (0212) 230 19 76
Yolunu fotoğraftan yana çizdi
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü mezunu Ersen, resim çalışmalarının yanı sıra ağırlıklı olarak yolunu fotoğraftan yana çizdi. Çünkü fotoğraf, yolculuklarında onu heyecanlandıran kentleri kaydedebilmesi ve o kenti yorumlayabilmesi için seçtiği bir yoldu. Bir kentin yaşama savaşını gösteren, mücadelesini anlatan Ali Arif Ersen’in de mücadeleden hiç vazgeçmeyeceğine inanıyoruz.Survivor 2025 tüm hızıyla devam ediyor. Batuhan ve Sema, adada ev yapmıştı. İkili yarışmada beklenmedik sürprizle karşılaştı.