03.11.2009 - 18:00 | Son Güncellenme:
1925-1927 arasında eski Türkçe ile yayımlanan belgesel değeri yüksek Kadın Yolu dergisini, Prof. Nevin Yurdsever Ateş Latin harflerine çevirerek kitaplaştırdı.
Türkiye’de kadın hareketleri tarihinde 1925-1927 arasında eski Türkçe ile yayımlanan Kadın Yolu dergisi son derece önemlidir. Kadın Yolu, 30 Temmuz 1925 tarihli 3. sayısında, Türk Kadın Yolu adıyla çıkmaya başlamış. 30 sayı çıkmış olan bu dergiyi tarihçi Prof. Nevin Yurdsever Ateş, Latin harflerine çevirerek kültürümüze kazandırdı.
Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı’nın 20. yıl özel yayını olarak çıkan kitap, 520 sayfa ve “Yeni Harflerle Kadın Yolu / Türk Kadın Yolu” adını taşıyor.
Dergi, Haziran 1923’te Kadınlar Halk Fırkası’nı kuran kadın hareketinin yayın organıdır. Tabii hareketin lideri de, derginin sahip ve başyazarı da Nezihe Muhiddin Hanım’dır.
Milliyetçi, modern kadın
Prof. Ateş, kitabının “Giriş” bölümünde bizdeki kadın hareketinin tarihçesini anlatıyor. Tanzimat, ilk defa kızlara rüşdiye (orta öğretim) okullarını açıyor. 1844 yılında nüfus sayımında ilk defa kadınlar da sayılıyor. 1869’da çıkmaya başlayan haftalık Terakki gazetesi, ilk defa kadınlara yönelik ilave veriyor. 1895’de Kadınlara Mahsus Gazete çıkıyor; burada özellikle Cevdet Paşa’nın kızı yazar Fatma Aliye Hanım’ı zikretmek gerekir.
1908’den sonra kadın hareketi hızla gelişiyor. Artık hareketin adı da vardır; Hareket-i Nisvan. Hatta “Peçeye isyan” gibi eylemler bile yapmaktadırlar. Kadın dergi ve gazetelerinin sayısı artmıştır. (Sf. 22)
Milli Mücadele’de kadın hareketi daha da gelişiyor. Prof. Ateş özellikle Müdafaa-i Hukuk Kadın Cemiyetleri ile Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyetleri’ne dikkat çekiyor. Hatta işgal altındaki İstanbul’da Türk kadınları yeraltı direniş örgütlerinde önemli roller üstleniyor. Bunların içinde Enver Paşa’nın kardeşi Mediha Hanım, Recep Peker’in kayınvalidesi Şahende Hanım, şair Şükufe Nihal, Abdülhamid’in kızı Naime Sultan, V. Murat’ın kızı Fehime Sultan gibi isimler de var. (Sf. 34)
Zaferden sonra 16 Haziran 1923’te Kadınlar Halk Fırkası kuruluyor. Mustafa Kemal’in Halk Fırkası’ndan önce!
Kadın tarihimizin bu fevkalade önemli kuruluşu, ‘fırka’; ama “siyasi cereyanlara müdahil olmak arzusunda olmadığını” açıklıyor.
Tek parti projesine sahip yeni rejim, Kadınlar Halk Fırkası’na izin vermiyor. Prof. Ateş bunu, rejimin “Henüz kendi partisini oluşturmadan alternatif bir diğer fırkanın, hem de kadınlar tarafından kurulmasına izin vermeyeceklerdi” diye yorumluyor.
Bu durumda, Nezihe Muhiddin ve arkadaşları, tüzüklerinden “kadınlar için siyasi hak talebi” maddesini çıkararak, Türk Kadın Birliği adlı derneği kuruyorlar. Rejim bu defa izin veriyor. Fakat 1935’te ‘devlet dışında’ diğer bağımsız kuruluşlar gibi, Türk Kadın Birliği de kendini feshetmek durumunda kalıyor. (Sf. 41)
İnkılapçı heyecan
Derginin içeriğine baktığımızda, cumhuriyetçi ve laik karakteri açık olan derginin Tek Parti’ye mesafeli duruşu dikkat çekiyor. 1925-27 arasında büyük siyasi hadiseler yaşandığı halde dergi bunlara yer vermiyor. 30 sayıda Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin resmini sadece 5 defa, Başvekil İnönü ve Mareşal Çakmak’ın resimlerini birer defa yayımlamış.
Derginin ilk sayısında Gazi Paşa ile Latife Hanım’ın resmi bulunduğu halde, sonraki sayılarda Latife Hanım’ın adı geçmiyor.
Derginin 29. sayısında Pakize Ahmed’in “Ankara İntibaları” yazısı tam cumhuriyetçi ve inkılapçı heyecanla yazılmış, ama Gazi’den ve partisinden hiç bahsetmiyor.
Derginin ağırlıklı konuları dünya kadın hareketi, moda, güzellik, takı, sağlık, elişleri, “iyi ev kadının vasıfları” gbi konular... Sevimli, ışıklı ve belgesel değeri yüksek bu dergiyi yeniden dilimize kazandırdığı için Prof. Nevin Y. Ateş’e teşekkür-
ler.