14.05.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Evrim Altuğ- Nuri Bilge Ceylan’ın “Başka Bir Yerde” adlı fotoğraf sergisi yeniden izleyicisine kavuşan İstanbul Modern’de Demet Yıldız Dinçer ile asistan küratör Dilara Ulu’nun küratörlüğünde açıldı. Sergide Altın Palmiye ödüllü Ceylan’ın yaklaşık 10 yılı aşkın bir süre içinde Gürcistan, Çin, Fas ve Rusya gibi ülkelerde çektiği 22 portresine ve bunların perde arkasından oluşan samimi bir duvar kolajına yer veriliyor.
Ceylan, küratör Dinçer’in tabiriyle “Coğrafyalar arasındaki farklılıklardan ziyade, ortak duygulara odaklanıyor.” Arşivsel pigment baskı, büyük ebatlı kadrajlarıyla Nuri Bilge Ceylan, “İklimler” filminin mekân arayışı esnasında geri döndüğü fotoğrafın bugüne varan suretlerini aynı çatı altında buluştururken sergi, onun filmlerinin fotoğrafları üzerindeki etkisinin altını çiziyor.
Ceylan’a ait fotoğraflar; gerçeküstü beden ve mekân ilişkileri, teknik berraklıkları, ışık hünerleri ve cömert ebatlarından da aldıkları hamursu enerji ile ziyaretçileri kendilerine yaklaştırıyor. Tanık olmanın getirdiği büyülenme ve gördüğüne inanarak onu kabullenme durumu arasında, artık birer ‘konu’ olmaktan çıkıp varlık, eylem hâlinde birer dilsiz özne olarak tümü insana gözleriyle seslenen kadrajlar, söz gelimi “Çamur İşçisi”ni (Hindistan, 2011), “Baba ve Kız”ı (Gürcistan, 2012), “Oka Nehri Kenarında Olya”yı (Rusya, 2012) veya “Arka Sokakta Bir Çocuk”u müze ziyaretçilerinin karşısına koyuyor.
Dünya düşü
Bu seri aynı zamanda 1990’larda deklanşörü bırakmamış, hatta reklamcılık adına da göz emeği verip karanlık odaya dalmış Ceylan’ın Fransa’nın Arles kentinde Türkiye’yi temsil ettiği, dönemin kuru ile 7,5 milyon TL para ödülü kazandığı kompozisyonlarını da akla getiriyor. Hatırlanacağı gibi Ceylan’ın kareleri, o dönemde Türkiye, Almanya ve İngiltere’de de kartpostal olarak basılıyor.
Sergide yer alan eserler bir bakıma, belki de bıktıkları o ‘el kadar’ ekranlarından kaçmak istercesine İstanbul Modern’e doluşan tüm ziyaretçiler için ‘devasa Polaroid’leri andırıyor, ‘şimdi’lik kudretleri ile büyük bir hayret ve takdir vesilesi oluyor.
Toplu hâlde ve açık gözle görülebilen bir dünya düşünü andıran etkinlik, yine küratör Dinçer’den alıntıladığımız gibi, Ceylan’ın ‘’Dünyanın en zengin manzarası’ olarak tanımladığı insan yüzü için de bulunmaz çeşitlilikte bir tanışma zemini üretiyor.
Tuval resmi ve sanat tarihi ile flörtünü, ‘pitoresk’ imgeleriyle perçinleyen Ceylan fotoğrafları bir diğer koridorda, izleyenleri Erzurumlu yetimlerle, Gürcü kız öğrencilerle buluştururken başka bir duvarda 2015’ten bize bakan “Pekinli İki Genç Kız”, ‘akıl almaz büyüleyicilikteki’ sıradanlıklarını yönetmenin objektifiyle gittikçe daha soyut bir güzellemeye büründürüyor.