30.03.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
Müjde Işıl - Nadir görülen bir hastalık nedeniyle acı hissetmeyen sıradan bir bankacı, gişede çalışan sevdiceği kaçırılınca âdeta bir süper kahramana dönüşür… “Novocaine/Acıya Yer Yok”un kısaca konusu böyle. Hikâyesinin 2018 tarihli “Mard Ko Dard Nahi Hota” adlı Hint filmiyle benzeştiği söyleniyor ama resmi olarak bir yeniden çevrim ya da esinlenme beyanı yok. Filmin de büyük bir iddiası yok aslında. Keyifle izlenebilecek bir aksiyon hedeflenmiş, sonuç da hedefi ıskalamamış.
Mizah aksiyonun önünde
Dan Berk ve Robert Olsen’in yönettiği, senaryosunu Lars Jacobson’ın yazdığı “Acıya Yer Yok” referanslarını başarılı şekilde harmanlıyor. Sıradan adamın kahramanlaşması özellikle ‘90’lar aksiyonlarını anımsatıyor. Dönüştüğü kişinin bir nevi süper kahramanlaşması ise Marvel ve/veya DC ikonlarına yakın duruyor. Mizah konusunda ise “Ant Man” ve “Deadpool”un tarzını referans alıyor. Jack Quaid’e göre ise Keanu Reeves’in John Wick’i kendisine ilham olmuş. Banka müdür yardımcısı Nate’in bir yandan sıkılgan beyaz yaka olmaya devam ederken bir yandan da akla hayale gelmeyecek çılgınlıklar yapmasına, kan revan içindeki atmosfer de eklenince “John Wick” serisinden de izler bulmak zor değil.
Büyük bir iddiasının olmaması, filmi daha eğlenceli hâle getiriyor. Ama bu iddiasızlık senaryoyu boşlama anlamında değil. İçerdiği sürprizlerle hikâye dinamiğini aksatmıyor. Filmde mizahının, aksiyonun önüne geçtiğini söylemek de mümkün. Nate’in karşılaştığı engellerle mücadelesi yani handikabının süper güce dönüşmesi eğlenceli sahneler üretiyor.
Neredeyse filmi tek başına sürükleyen Meg Ryan ve Dennis Quaid’in oğlu Jack Quaid, kendisine şöhret getiren süper kahraman dizisi “The Boys”un avantajını gayet iyi kullanıyor. “Acıya Yer Yok”tan sonra onu gerçek bir süper kahraman filminde izlemek kimse için sürpriz olmayacak muhtemelen.
'Uzak Şehir' dizisinin başarılı oyuncusu Atakan Özkaya verdiği röportajda samimi açıklamalarda bulundu.