KariyerMelek Yatırımcılık Yasası bir yılda neler getirdi?

Melek Yatırımcılık Yasası bir yılda neler getirdi?

25.02.2014 - 15:24 | Son Güncellenme:

Etohum'un Antalya'da bu yıl altıncısını düzenlediği Startup Turkey'de birinci yılını dolduran Bireysel Katılım Sermayesi Sistemi, Hazine Müsteşarlığı temsilcisinin katılımıyla artıları ve eksileriyle masaya yatırıldı.

Melek Yatırımcılık Yasası bir yılda neler getirdi

Silikon Vadisi dahil olmak üzere, dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılar ise, Türkiye'nin yatırımcılar için hala cazip olup olmadığını tartıştı.

Bu yıl 30 ülkeden 700 katılımcıya ev sahipliği yapan Startup Turkey, gündemdeki ekonomik ve siyasi çalkantılar ışığında Türkiye'nin yatırım potansiyelini konuştu. Bulgaristan, İran, Ortadoğu ve Japonya ekosistemlerini paneller aracılığıyla katılımcılara aktaran Startup Turkey'nin gündeminde, melek yatırımcıları yakından ilgilendiren ve birinci yılını dolduran Bireysel Katılım Sermayesi Hakkında Yönetmelik vardı.

Moderatörlüğünü TEPAV'dan Ussal Şahbaz'ın yaptığı panele Hazine Müsteşarlığı'nı temsilen Hakan Ertürk katıldı. Avukat Gökhan Uğur Bağcı ile son durumu değerlendiren Ertürk, bir yıl içindeki kazanımlarla ilgili olarak şunları söyledi: "Her şeyden önce, bu süre içinde lisanslama özelliğini getirdik ve bu sayede profesyonelleşmeye imkan tanıdık. İkincisi, melek yatırımcılarımızın yaptıkları yatırımı vergi matrahlarından düşebilmeleri için gerekli düzenlemeleri yaptık. Son olarak da melek yatırım ağlarımızı akredite ederek ağların kurumsal bir yapı kazanmasını sağladık."

Bir yıl içinde toplam yatırım başvuru sayısının 249 olduğunu ve bu başvurular arasından 204 melek yatırımcının lisans aldığını söyleyen Ertürk, şu anda 245 kişinin de lisans almayı beklediğini söyledi. Lisans başvurularında tahminlerinin çok üstünde bir sayıya ulaştıklarını belirten Ertürk, "Yine bir yıl içinde yatırımlarda 2.4 milyon TL'lik yatırım hacmine ulaştık. Yakında akredite ağlarla daha da büyüyeceğiz. Şimdilik üç ağı akredite etmiş bulunuyoruz. Etohum da akredite olan ağlardan biri artık" dedi.

Zaman içinde öğrenme eğrisinin etkisiyle daha da hızlanacaklarını, bilgi sistemi, lisanslama ve akreditasyon modüllerinin daha da etkili işleyeceğini belirten Ertürk, yatırım başvurusunun bundan böyle ağ üzerinden yapılacağını, yatırımcı ağına üye olmadan da yatırımcıların başvuru yapabileceğini, fakat son kararı Hazine Müsteşarlığı'nın vereceğini vurguladı. Fonların Fonu Kanunu'na da değinen Ertürk, bundan böyle girişim sermayesi fonlarına ve melek yatırımcılara fon sağlayan bir sermaye kaynağının olacağını da müjdeledi.

Avukat Gökhan Uğur Bağcı ise, uygulamada yaşanan en büyük sıkıntı olarak, yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyenlerin teşvik ve avantajlardan yararlanamadığını ve yasanın avantajdan çok bu açıdan engel teşkil ettiğini belirtti.

Türkiye yatırımcılar için hala yeterince cazip mi?

Haberin Devamı


Startup Turkey'nin kalabalık panellerinden bir diğeri de Earlybird Venture Capital'dan Evren Üçok, Simile Venture'dan Bastien Cadeac ve Ventech'ten Soussan Audrey'nin konuşmacı olarak yer aldığı paneldi. Moderatörlüğünü Benjamin Harvey'nin yaptığı panelde, risk sermayedarlarının ortak görüşü kısa vadeli yatırım ve kazanımlardan çok uzun vadeli yatırımları hedeflemeleri oldu. Konuşmasında Brezilya ile Türkiye'yi karşılaştıran Cadeac, genel ekonomik çalkantıda Türk Lirası'nın değer kaybetmesine ve politik istikrarsızlığın son aylarda artış göstermesine rağmen, kriz zamanlarında çok şey öğrenebileceğini dile getirdi ve lojistiğin, altyapı hizmetlerinin ve bankacılık sisteminin Türkiye'de gayet başarılı olduğunu, bu nedenle Türkiye'yi yatırım yapılacak ülkeler arasında gördüklerini belirtti. Üçok ise, Türkiye için uzun vadeli ekonomik büyümenin önemli olduğunu, ülkede çok büyük fırsatların yatırımcıları beklediğini, fakat özeleştiri yaparken de sabırlı olmayı ve tek bir başarı ile yetinmemeyi öğrenmemiz gerektiğini vurguladı.

Bulgaristan, Japonya, Ortadoğu ve İran startup kültürlerinin art arda değerlendirildiği dört farklı panelde, "yetenek avcılığı"nın, küresel vizyonun ve yerelde birbiriyle sürekli işbirliği halinde olan yatırımcı ve girişimci topluluklarının önemi konuşulurken, kısıtlayıcı yasal düzenlemeler ve internet sansürü gibi devlet müdahalelerinin ekonomik ve kültürel düzeyde nasıl artıya dönüştürülebileceği tartışıldı.