18.10.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:
ÖNDER YILMAZ Ankara - Milliyet’in ulaştığı Meclis İklim Raporu’nda Türkiye’nin Paris İklim Anlaşmasını onaylamasının sevindirici bir gelişme olduğu ve yeni ufuklar açacağı ifade edilirken, 2053 net sıfır emisyon hedefi için atılması gereken daha çok önemli adımlar bulunduğu dile getirildi. Çevre Bakanlığı’na “iklim” biriminin eklenmesi ve “iklim başkanlığı” biriminin kurulmasına da vurgu yapılan raporda, “Küresel İklim Değişikliğinin Sebepleri ve Etkileri”, “İklim Değişikliği Azaltım Çalışmaları”, “İklim Değişikliği Uyum Çalışmaları” ve “Netici ve Tavsiyeler” başlıklı 4 bölümden oluşuyor. 729 sayfadan oluşan raporda şu tespit ve öneriler yer aldı:
Su kanunu çıkarılmalı
- Suyun korunması ve yönetimi için ‘su kanunu’ çıkarılmalı. Suyun kaynaktan tarlaya basınçlı borulu sistemlerle götürülmesi amacıyla “Damla Sulama Seferberliği” başlatılmalı. Zirai sulamanın toprak neminin dikkate alınarak planlanması, tasarruf tedbirlerinin ve dijital teknolojilerin geliştirilmesi, sürdürülebilir zirai üretim ve gıda güvenliği için bir zorunluluktur.
- Su kaynaklarının azalma eğilimine girdiği bir süreçte, yeni sulama işletmelerinin devreye alınması kapsamında küçük ve orta ölçekli tarla sahibi çiftçiler, kendi tarlaları içine sulama suyu ihtiyaçlarını karşılamak üzere “çiftlik rezervuarları” kurarak alternatif su kaynakları geliştirmeye yönlendirilmeli.
- Yer altı sularının kuraklık, savaş ya da tabii afet durumlarında hızla kullanıma sunulması ve kirlilikten az etkilenme avantajı sebebiyle, özellikle acil durumda içme
suyunda kullanılması için rezerve edilerek ve korunması gerekmekte.
Hastalıklar artıyor
- İklim değişikliği dolayısıyla yağış rejimlerinin değişmesi ve iklim kuşaklarının kayması kuraklık ile zirai üretimde önemli bir yeri olan toprak nem miktarındaki değişime, arazi bozunumuna, hastalık ve zararlılarının artmasına, bitki fizyolojisinin değişmesine ve gıda kaynaklı hastalıklarda artışlara yol açmakta olduğundan gerekli tedbirler alınmalı.
- Zirai kuraklıkla mücadele için akıllı tarım sistemlerinin geliştirilmesi, az su tüketen kuraklığa toleranslı hububat çeşitlerinin ıslah edilmesi ve üreticiler tarafından kullanması için desteklenmesi sağlanmalı.
- Tarımdan kaynaklı sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik olarak hayvansal kaynaklı sera gazı artışını azaltmak için gerekli tedbirle öncelikle alınmalı.
- İklim değişikliğine yönelik atılan adımların kimseyi geride bırakmadan ve adil yönetilmesi için; ulusal bir Adil Geçiş Mekanizması kurulmalı ve sosyoekonomik önceliklendirmeler yapılmalı.
Öğrenciye aktif rol
- Ders kitaplarında küresel iklim değişikliğinin ve etkilerinin anlaşılması gayesiyle öğretim programlarının öğrenciye aktif bir rol verecek şekilde tanzim edilmesi gereklidir. Öğrencilere, ders dışı ve ders içi faaliyetlerde öğrencilerin aktif katılımı sağlanmalı.
Yönetimi tek çatı altında olmalı
- Türkiye’nin tamamında, çölleşme, sel, taşkın ve çığ risk alanları ile ilgili ilmi olarak etüt ve envanter çalışmalarına hız verilmeli, veri bankası oluşturularak sürekli izlenmeli ve öncelikli risk alanları tespit ederek projelendirilmeli ve uygulanmalı.
- Korunan alanların farklı kurumlar tarafından yönetilmesinden kaynaklanan sorunların giderilmesi için korunan alan yönetiminin tek çatı altında birleştirilmesi gerekmekte.
- Ormanlar yeni bir anlayışla işletilmeli, teknolojik gelişmeler ışığında uygun yönetim sistemleri geliştirilmeli.
- Dünyada kabul gören iklim senaryolarına paralel ve geleceğe yönelik, orman ekosistemi içindeki canlı cansız bütün varlıkları gözeten; flora ve faunanın iklim değişikliğine karşı göstereceği davranışlar ile kuraklık, yangın ve böcek zararları gibi olası tehlikeler hakkında da tahminler yapılabilmesi ve en uygun tedbirlerin alınabilmesi için, iyimser ve kötümser senaryolar hazırlanmalı.
Alternatif turizm seçenekleri
- İklim değişikliği ile mücadelede, azaltım ve uyum eylemlerine yönelik yatırımların gerçekleştirebilmesi için ulusal teşvikler ve finans imkânları geliştirmeli.
- Dış ticaret açığını düşürmede önemli bir sektör olan turizmin, iklim değişikliğinin etkilerini değerlendirerek, yatırımlarının çeşitlendirilmesi, yatırımların mekânsal olarak dağılımının sağlanması, alternatif turizm seçeneklerinin çoğaltılması gerekmekte.
Şehirler yeniden planlanmalı
- İklim değişikliğinin neticesi olarak şiddetli hava hadiseleri ve meteorolojik afetlerde artış eğiliminin devam edeceği öngörülmekte olup bu kapsamda meydana gelebilecek can ve mal kayıplarının azaltılmasına yönelik olarak, özellikle şehirlerde mevcut şehir planları ve alt yapıların meteorolojik veriler ve tahminler göz önünde bulundurularak yenilenmeli. Yeni hazırlanacak şehir plan ve altyapı çalışmalarında bu veriler öncelikli olarak göz önünde bulundurulmalı ve gerekli görülmesi durumunda hukuki altyapının oluşturulması sağlanmalı.
- Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) tarafından şehirlerde meteorolojik veri elde edilen istasyonlar korunmalı, etrafında yapılaşmaya müsaade edilmemeli, bu duruma yönelik hukuki altyapı oluşturulmalı. MGM’nin erken uyarı sistemi doğrultusunda ilgili tüm birimleri eşgüdümü geliştirilmeli.
İklim dostu madencilik
- Ulaştırma, sanayi, elektrik ve ısı üretimi, binalar ve tarım sektörlerinde yakıt yakma prosesleri neticesinde ortaya çıkan sera gazı emisyonlarını kapsayan enerji sektörü emisyonlarının azaltılması için enerji verimliliğinin her sektörde en üst seviyede başarılması gerekmekte.
- Binalarda ısı tecridi yapılması için büyük bir seferberlik başlatılmalı.
- Sera gazı emisyonu bakımından daha temiz kaynakların teknik ve ekonomik şartların imkân sağladığı en üst seviyede devreye alınması ile emisyonun azaltılmasının sağlanması elzemdir.
- Madencilik sektöründe madenin çıkartılmasından taşınmasına, kullanımına ve sahanın rehabilitasyonuna kadar
bütün süreçlerin mümkün olan en üst seviyede iklim dostu olarak gerçekleştirilmesi gerekli.
Toprak kaybı
- Ülkemizde erozyonla denizlere ve göllere taşınan toprak miktarı 1970’li yıllarda takriben 500 milyon ton iken 2018 yılı itibarıyla 154 milyon tona indirilmiş olup 2023 yılında ise 130 milyon tona indirilmesi hedeflenmektedir. Bu hedefe ulaşabilmek için gerekli çalışmalar yapılmalı.
- Erozyon ve çölleşme izleme sistemleri ile şiddetli erozyon ve çölleşme tehdidi altındaki arazilerin (mera, tarım ve orman) bir an önce kurtarılması için rehabilitasyon ve restorasyona yönelik acil tedbirler alınarak uygulamalara geçilmeli.