05.10.2008 - 00:34 | Son Güncellenme:
Yıldız Yazıcıoğlu
Türkiye, 1 Ocak'ta liraya dönüşüyle birlikte üzerinde portreler olan paralar kullanmaya hazırlanırken, uzmanlar paralarda kullanılmak üzere seçilen portreleri değerlendirdi. Koleksiyoncular Derneği Başkanı Korkut Erkan, para ve pul üzerinden Türkiye tarihindeki dönüşümleri ve eğilimleri yorumlayabildiklerini vurgulayarak, "Yenilere baktığımızda Osmanlı ile cumhuriyet döneminden isimler seçilerek, harmanlama tercih edilmiş görünüyor" dedi.
Cumhuriyet ilk kurulduğunda çiftçiye özel vurgu yapıldığını kaydeden Erkan, "Bu durum tarıma dayalı kalkınma hamlesini yansıtır. Osmanlıca yazılı bir lirada Ankara'daki Meclis binası görüntüsü önünde öküzleriyle tarlasını süren çiftçi resmedildi. Para üzerinde Ankara hakimiyeti de sezilir.
İstanbul'un yıllar süren saltanatı sonrasında yeni başkent ön plana çıkartıldı. Örneğin 5 ve 10 lirada Ankara'nın kalesi, köprüsü arka yüzde bulunurken, ön yüzde Türklüğü simgelemesi için kurt figürü yer aldı" dedi.
Bu ilk paralarda köy, Afyon, Sivas, Sakarya Demiryolu ile Anadolu'nun kurtuluş ve kalkınma mücadelesine gönderme yapıldığını belirten Erkan, Zafer Anıtı, Güvenpark, Ankara kalesi ve keçisinden sonra, İstanbul'un ilk kez Boğaziçi ve Rumeli Hisarı görüntüsüyle 1939'da liraya girebildiğini dile getirdi.
Tek Şef hâkimiyeti
Türkiye'nin yurt dışındaki akımların etkisiyle "tek şef" dönemine girmesiyle birlikte Atatürk'ün yerine 1940'da İnönü'nün resmi olan paralar basıldığını anımsatan Erkan, "Bu Tek Şef hâkimiyeti döneminde yine kalkınmaya vurgu için köylü kadınları, genç kız, sanat okulu öğrencileri kullanılıyor ve Ankara görüntüleri varlığını koruyor. 1952'de ise Atatürk'ün resmi geri dönüyor" diye konuştu. 1950'li yıllarda Osmanlı etkisinin başladığını belirten Erkan, 1953'te Sultanahmet Camii'li İstanbul'un resmedildiğini kaydetti.
Ağrı Dağı, Türkiye'nin...
1972'de, 100 liranın arkasında Ağrı Dağı’nın bulunmasını o dönemde kendini hissettiren Ermeni sorunu ile yakından ilgili olduğunu ifade eden Erkan, "Türkiye Devleti, parası üzerinde Ağrı dağını kullanarak orası bizim dağımız. Orası Ararat değil ki resmi benim param üzerinde mesajını veriyor" dedi. Taşnak Komitesi'nin, "adalet komandoları" örgütlenmesiyle Türkiye'nin dış temsilciliklerine saldırılar düzenlenmesi kararı aldığı yıl 1972 idi.
Üniversite - devlet vurgusu
Bunun bir benzeri mesajı Eylül 1971'de piyasaya sürülen 500 lirada gördüğünü açıklayan Erkan, "12 Mart 1971 muhtırası sonrasında devlet, üniversitelere sahip olduğunu, para üzerinde İstanbul Üniversitesi'nin ünlü Beyazıt Meydanı'na açılan kapısını kullanarak gösteriyor" diye konuştu.
1983'te Mehmet Akif Ersoy'un Taceddin Dergâhı önünde resmedildiği 100 lirayı, 12 Eylül sonrasında yükselen Türk-İslam senteziyle paralel düşündüğünü söyleyen Erkan, bunun öncesinde, 1981'de Mevlana'nın, 1982'de Mimar Sinan'ın ve bunun devamında herhangi bir yıldönümüne denk gelmemesine rağmen 1000 lirada Fatih Sultan Mehmet'in kullanıldığını ifade etti.
Turizm ön planda
1990'lı yıllarda Türkiye'nin turizmi ön plana çıkarma hedefini lirada da gördüğünü belirten Erkan, 250 bin lirada Alanya'daki Kızıl Kule'nin, 20 milyon lirada Efes Antik Kenti'nin ve son olarak 50 yeni Türk Lirası'nda Kapadokya'nın bunu ifade ettiğini anlattı.
Bu çerçevede yeni liraları yorumladığında Osmanlı ile cumhuriyet harmanlaması yapıldığını söyleyen Erkan, saray müziği, tasavvuf alanlarından isimlerle Osmanlı'nın anımsatıldığını ancak bunun yanında bilim adamlarıyla cumhuriyet dönemine göndermede bulunulduğunu bildirdi.