28.05.2009 - 01:16 | Son Güncellenme:
İSTANBUL Milliyet
Bostancı çatışmasının ardından Devrimci Karargâh örgütüne yönelik operasyonda tutuklanan gazeteci Aylin Duruoğlu ile ilgili olarak Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan haber, basın meslek örgütlerini ayağa kaldırdı. “Gazetenin uydurma bir haberle Duruoğlu‘nu yargılanmadan mahkûm ettiğini” belirten meslek örgütü temsilcileri, haberin manipülasyon amaçlı ve taraflı olduğu görüşünde. Soruşturma hakkında “gizlilik kararı” bulunduğunu belirten Duruoğlu’nun avukatı Naime Kılıç da, “Ben bile hiçbir şey öğrenemezken bu haberler nereden sızıyor?” diye soruyor.
Devrimci Karargâh örgütü üyesi terörist Orhan Yılmazkaya ile 1’i polis 2 kişinin öldüğü Bostancı çatışmasının ardından başlayan operasyonda, www.gazetevatan.com Yayın Yönetmeni Aylin Duruoğlu da gözaltına alınmıştı. Yılmazkaya ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle sorgulanan Duruoğlu’nun terör suçlamasıyla tutuklanması, Vatan gazetesi yazarları başta olmak üzere birçok gazetecinin tepkisine neden olmuştu.
Gizlilik kararı verilen soruşturma sürerken Yeni Şafak gazetesi dün ilginç bir habere imza attı. Gazetenin manşetinde yer alan haberde, Duruoğlu’nun el konulan bilgisayarında bulunduğu iddia edilen ve özel hayatı ilgilendiren bir fotoğrafla soruşturma arasında bağlantı kuruldu. Haberde, Duruoğlu’nun Orhan Yılmazkaya ile telefon görüşmesi yapmamış olması da “şaibeli bir durum gibi” sunuldu.
‘Taraflı bir tablo’
Haber, basın meslek örgütlerinin tepkisini topladı. Haberin manipülasyon amaçlı olduğunu belirten Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, “Burada Yeni Şafak, gazete olarak meslektaşımızı peşinen mahkûm etmeye karar vermiş. Mahkeme yerine koymuş kendini. Bunu haberciliğin yüz karası olarak görüyorum ben. Bu kadar kolay mı insanları mahkûm etmek? Ayıptır. Böyle haber kamu vicdanında suç” dedi.
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi de, Basın Konseyi Başkanı olarak değil de deneyimli bir gazeteci olarak haberi değerlendirebileceğini belirterek, “Haber yönlendirici ve taraflı. İçeriğinde hanım kızın özel yaşantısı anlatılıyor. Taraflı bir haber tablosu var” diye konuştu.
Haberin, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne ve tüm etik ilkelere baştan sona aykırı olduğunu söyleyen Avukat Fikret İlkiz de, “Davalar mahkemede görülür. Hiç kimsenin medyada mahkeme kurmaya, yargılama yapmaya hakkı yoktur” dedi.
Soruşturma gizli
Haberi ciddiye almadıklarını ifade eden Duruoğlu’nun avukatı Naime Kılıç, dosya ile ilgili kendisinin dahi bilgi alamadığı bir ortamda bu haberlerin nasıl sızdırıldığını sordu. Kılıç, “Gazetecilere bu haberleri kim sızdırıyorsa, bir de çarpıtarak veriliyor. Karalamak amaçlı bir şey. İstediğiniz insanla ilgili bu tip bir şeyi her gün haber yaparsınız. Korkunç bir şey” diye konuştu.
GÜNGÖR MENGİ:
‘İftira için çarpıtılmış’
VATAN gazetesi başyazarı Güngör Mengi de şunları kaydetti: “Aylin Duruoğlu’nun adını dün namus ve şeref cellatlığı yapan bir gazetenin manşetinde gördük ve üzüldük. Bu gazetenin manşeti, düşman seçilen kişi ve kurumları hedef göstermektir.
Öne sürdükleri iddiaların mahkeme katında hukuken hiçbir değeri yoktur. Çünkü uydurdukları öykü yalan ve iftiradır. Teknik takipten kurtulmak için telefonla konuşmadıkları büyük bir yalan.
Çünkü Aylin, sorgusunda, ‘eski okul arkadaşı’ olarak tanıdığı kişiyle telefonda birkaç kez konuştuğunu kendisi açıkladı. Aylin, okul arkadaşı olan Yılmazkaya’nın yazdığı bir kitabın tanıtımına yardımcı olmasını istediği için onunla gazetenin yanındaki Astoria’da oturup konuştuklarını ama o yardımı da yapamadığını belirttikten sonra, polis ifadesinde aynen şunu söyledi:
‘Daha sonraki süreçte birkaç defa beni aradı. Ayıp olmasın diye kendisiyle konuştum. Kıramadığım için bir iki kez dışarı çıkmışımdır.’
Telefon konuşma kayıtlarının bulunmaması ancak yasadışı bir ilişkilerinin olmadığını ortaya koyabilir. Ama Yeni Şafak gazetesi Aylin’in masumiyetini ispatlayan bu tespitleri ona iftira amacıyla çarpıtmıştır.
Bu haksızlık, mutlaka adil bir mahkemede cezasını bulacaktır. Yeni Şafak’ın çaresizliğini anlıyorum. Vatan gazetesi Deniz Feneri dolandırıcılığını ve suçlularını kovalıyor ve kaçıp kurtulma tertiplerini de sürekli teşhir ediyor. Alman mahkemesinin profesyonel suçlu olarak tarif ettiği çetenin medya kolu iftira atarak, diş göstererek bizi korkutup sindirmeye çalışıyor. Boşuna...”