08.09.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Mine Özdemir
Yaklaşık 18 milyon ilk ve ortaöğretim öğrencisi için ders zili 18 Eylül’de çalacak. Ana sınıfı, ilkokul birinci sınıf, ortaokul ve imam hatip ortaokulu 5. sınıf öğrencileri ise 11-15 Eylül’de okula uyum eğitimine başlayacak. Ancak 2017-2018 eğitim öğretim döneminin başlamasına günler kala eğitimde birçok konuda tartışmalar devam ediyor.
Öncelikli konuların başında Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ocak ayında taslak olarak kamuoyunun görüş ve önerilerine açtıktan sonra Talim Terbiye Kurulu’nun son şeklini verdiği yeni eğitim müfredatı geliyor. Yine öğretmen atamaları, okul servislerinin güvenliği, kayıtlarını yaptıramayan öğrenciler, okullara kayıtlarda istenen bağışlar gibi pek çok sorun bulunuyor. Yeni eğitim yılı bu sorunlarla ilgili tartışmaların gölgesinde başlıyor.
‘Bilimsel değil’
MEB’in hazırladığı yeni müfredatın tamamı 2018-2019 eğitim öğretim yılında uygulanacak. Bu yıl 1, 5 ve 9. sınıflarda pilot uygulamaya geçiliyor. Yeni müfredatta Atatürkçülük ile ilgili konuların çıkarılması, Evrim Teorisi’ne yer verilmemesi, cihat kavramının öğretilmesi nedeniyle eğitimciler ve eğitim sendikalarının yanı sıra veli ve öğrenciler, bilimsel ve laik eğitimden uzaklaşıldığı yönünde endişeliler. Yeni müfredat aylardır tartışılıyor. Ancak okulların açılması yaklaşınca tartışmalar daha da alevlendi. Son olarak yeni müfredatla ilgili change.org’da “Atatürksüz müfredat istemiyoruz” başlığı altında imza kampanyası başlatıldı. 70 bin kişinin imzaladığı kampanyada “Atatürkçülük yalnızca bir ders değil, çağdaş ve aydınlık bir Türkiye demektir. Hazırlanan bu müfredat laik ve bilimsel eğitimi yok etmeyi amaçlamaktadır. İktidar, eğitimi çağdaş değerlerden uzaklaştırarak şimdi de çocuklarımızın geleceğini yok edecektir. Bu ülke Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’dir ve sonsuza dek böyle kalacaktır” açıklamasına yer verildi.
Eleştiriler üzerine Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, son yaptığı açıklamada “Yapılmış en demokratik, en bilimsel, en çağdaş müfredat” dedi. Bu açıklamanın ardından Twitter’da “LaikEğitimİstiyoruz” etiketiyle tartışmalar devam etti. Müfredatın yeniden gözden geçirilmesi amacıyla “Hepimiz için laik eğitim meclislerinde buluşalım” başlığı altında toplantılar düzenlenecek. Bu kapsamda 9 Eylül’de İstanbul, İzmir, Bursa’da; 13 Eylül’de de Ankara’da bir araya gelinecek.
Ders çizelgelerine dava
Haftalık Ders Çizelgeleri ile ilgili açıklama yapan Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), yeni müfredatla değerlendirildiğinde ders çizelgelerinin iktidarın siyasi amaçlarını yerine getirmeye yönelik olduğunu vurguluyor. Haftalık ders çizelgelerinin iptali için dava açan Eğitim-İş, iktidarın tüm okulları imam hatipleştirme arzusu içinde olduğunu iddia ediyor.
Bağışta zorlama yok
Her yıl olduğu gibi bu yıl da bazı okullarda bağış adı altında velilerden 10 bin TL’ye varan miktarlarda okul ücreti istendi.
MEB, “Öğrenci velileri bağış yapmaya zorlanamaz” şeklinde açıklama yaparak bu durumun önüne geçmeye çalıştı. Ancak MEB’in yeterli bütçe ayırmaması nedeniyle birçok okulun temizliği yapılamıyor, tuvaletlerinde sabun bulunmuyor.
Bu durumda eksikleri tamamlama görevi okul aile birlikleri ve idari personele düştü. Bazı okullarda paranın yanı sıra velilerden fotokopi kâğıdı, yapıştırıcı, pilot kalem, posta pulu, el sabunu ve çamaşır suyu gibi bağışlar da istendiği görüldü. Velilerden bu yönde şikâyetler geliyor.
Servisler güvenli mi?
Ümraniye’de yer alan Fatih İlkokulu bahçesinde 5 Eylül’de okul servisçileri arasında çıkan çatışmada 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı. Bu olay servislerin ne kadar güvenli olduğu tartışmasını da yeniden başlattı. Öyle ki olayla ilgili aranan şüphelilerin çocuğa cinsel istismar, uyuşturucu kullanımı gibi birçok suç kaydının bulunduğu tespit edildi. Bu olaydan kısa bir süre önce de İzmir’de anaokuluna giden 3 yaşındaki Alperen Şahin, okul servisinde unutulduğu için hayatını kaybetmişti. Arka arkaya yaşanan bu olaylar üzerine servis seçiminde yetkiyi okul aile birliğine veren 2007 tarihli Okul Servis Araçları Hizmet Yönetmeliği’nin 7. maddesinin değiştirilmesi için harekete geçildi. Servislerle ilgili velilerin endişesi sürüyor. Uzmanlar, velilerin servis aracı ve şoförlerin tüm yetki belgelerini kontrol etmelerini öneriyor.
Öğretmenler atama bekliyor
Türkiye genelinde 80 binin üzerinde öğretmen açığını kapatmaya çalışan MEB, ücretli öğretmenlik için başvuru duyurusu yaptı. Ancak 400 binin üzerinde atama bekleyen öğretmen uygulamaya karşı. Milliyet gazetesini dün mail yağmuruna tutan atanamayan öğretmenler, ücretli öğretmenlik konusunun yanı sıra ağustosta 10 bin öğretmen atamasının yapılmamasına tepki gösterdi. “Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 bin kadro açıldığını ve ağustostan sonra 10 bin kadronun ilave edileceğini açıklamıştı” diyen öğretmenler, Bakan Yılmaz’ın 2017’de atama olmayacağı duyurusuna tepkililer. Atamaların bu ay yapılmasını talep eden öğretmenler mülakat uygulamasına da karşılar.
Hâlâ kayıt yaptıramadılar
Okulların açılmasına günler kala kayıt yaptıramayan birçok öğrenci var. Liselerde TEOG sistemi nedeniyle okul arayışı bitmedi. Puanı yetenler Anadolu, fen ve sosyal bilimler liselerini kazandı. Kazanamayan öğrencilerin önünde ise meslek ve imam hatip liseleri seçenekleri kaldı. Bu liseleri tercih etmeyenlerin kayıtları otomatik olarak açık liseye yapıldı. Açık liseye de gitmek istemeyen ve parası olanlar özel okula gitti. Parası olmayan, açık liseye de gitmek istemeyenlerin okul arayışı sürüyor. Ancak şansları az. Özellikle merkezi ilçelerdeki Anadolu, fen ve sosyal bilimler liseleri doldu.
İzmir Ekonomi’den DNA ile ilgili keşif
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Doluca, yaptığı araştırmada e-coli bakterisinin DNA’sında bulduğu anahtar yapının, potasyum ya da magnezyum fazlalığına bağlı olarak değişebildiğini ortaya koydu. Hücrenin mutasyona uğramasıyla kanser oluştuğuna dikkat çeken Doluca, insan DNA’sındaki değişikliklere yol açan anahtar yapısına ulaşmayı hedeflediklerini, böylece kanser tedavisinde yeni bir aşamaya gelinebileceğini ifade etti.
Çalışmalarında bakterinin bütün gen yapısını analiz ettiklerini belirten Doluca, “DNA kendi yapısında çift zincirli olarak dizilir ancak DNA içinde kendi içine katlanan G4’lüsü dediğimiz 4 zincirli DNA ya da kök ilmik yapısı bulunur. Çalışmada E.coli genomunda bu üç yapı arasında gidip gelebilen, anahtar olarak tanımlayabileceğimiz bir dizilim keşfettik. Bu yapının da ortamdaki tuz çeşidi ve miktarına bağlı olarak değişebildiğini gösterdik” dedi.
İnsanların DNA yapısında G4’lüsünde açılıp kapanan anahtarlar olup olmadığını araştıracaklarını aktaran Doluca, araştırmalarının TÜBİTAK tarafından desteklenmeye uygun görüldüğünü ve proje kapsamında bir lisans öğrencisine burs imkânı sunacaklarını ifade etti.
Doğa’nın hedefi 250 kampüs
Bu yıl yüzde 15 büyüyen Doğa Koleji, okul sayısını 110 kampüse, öğrenci sayısını 82 bine çıkardı. 8 bin 760 öğretmeni, 11 bin 500 çalışanıyla 41 ilde eğitim veren kolej, okul sayısını 5 yılda 250 kampüse çıkarmayı hedefliyor. Kampüs ve öğrenci sayısını artırarak yüzde 15 ivme yakaladıklarını belirten Doğa Koleji Genel Müdürü Ali Rıza Lüle, devir işlemi olduktan sonra yönetim kademesi ve akademik anlamda tüm eğitmenlerin ücretlerinde iyileştirmeye gidildiğini dile getirdi.Lüle, “Eğitimde ders saatleri artırılarak müfredatta farklılaşmaya gidildi. Öğretmenlerin profesyonel ve kişisel gelişimlerine büyük önem verildi” dedi.
İÜ’de sınavsız okuma olanağı
İstanbul Üniversitesi, “Aramıza Sınav Girmesin” sloganıyla tüm üniversite öğrencilerine ve mezunlarına kapılarını açıyor. Sınavsız evraksız kayıt imkânı sunan ve Türkiye’nin neredeyse her ilinde yer alan sınav merkezi bulunan İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (AUZEF) için kayıtlar başlıyor.
11 Eylül-6 Ekim 2017 tarihleri arasında online kayıt yapılabilen AUZEF’e herhangi bir lisans veya ön lisans programından mezun ya da bir lisans veya ön lisans programında okuyanlar kayıt yaptırabiliyor. 6 lisans ve 6 önlisans programı bulunan AUZEF, üniversitelilere ikinci üniversite olanağı sağlıyor.