13.01.2022 - 12:33 | Son Güncellenme:
Süleyman EKİN/ANTALYA (DHA)
Olay, geçen yıl 17 Kasım günü, Muratpaşa ilçesi, Deniz Mahallesi 129 Sokak'ta meydana geldi. Bir kişinin, 5 katlı apartmanın çatısından atlayarak intihar ettiği ihbarı üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen sağlık ekibinin yaptığı kontrolde, güvenlik görevlisi Suat Sırım'ın (47) hayatını kaybettiği tespit edildi. Kayıtlara 'yüksekten atlamak suretiyle intihar' olarak geçen olayın ardından Sırım'ın cansız bedeni, Akdeniz Üniversitesi Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Yapılan ilk muayenesinde, Sırım’ın vücudunda boyun sol yanda 6, göğüs sol yanda 19 olmak üzere 25 kesici alet yarası bulunduğu tespit edildi. Olay yeri inceleme ekiplerinin yaptığı araştırmada, Suat Sırım'ın atladığı çatıda kanlı ekmek bıçağı, cebinde de 'Bana bir şey olursa kendinize iyi bakın' yazılı not bulundu.
RAPOR SONRASI TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ
Olay sırasında Suat Sırım'ın yanında bulunduğu belirtilen eşi T.S. ile kayınbiraderi A.T. gözaltına alındı. Emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edilen iki kardeş, nöbetçi sulh ceza hakimliğince 'kasten insan öldürmek' suçlamasıyla tutuklandı. Tutuklama müzekkeresinde sanıklar için 'şüphelilerin birbirleri ile çelişkili savunmaları, kaçma ve delilleri karartma girişiminde bulunacağı varsayımı, suçun cezası göz önüne alındığında tutuklamanın ölçülü olduğu kanaatine varılmıştır' denildi. İstanbul Adli Tıp Kurumu'nun, 'kişinin vücudunda tespit edilen kesici delici alet yaralarının tamamının kendisi tarafından oluşturulmasının mümkün olduğu ve sonrasında yüksekten atlayarak intihar etmiş olduğunun kabulü gerektiği' yönündeki raporun ardından T.S. ile A.T. hakkında takipsizlik kararı verilerek, serbest bırakıldı.
AİLE SERBEST BIRAKILMAYA TEPKİ GÖSTERDİ
Şüphelilerin serbest bırakılmasına Suat Sırım'ın annesi, kız kardeşi ve avukatları tepki gösterdi. Kız kardeşi Yasemin Şirin, ağabeyinin planlı bir cinayete kurban gittiğini öne sürdü. Ağabeyinin mal varlığı için öldürüldüğünü iddia eden Yasemin Şirin, "Ağabeyim vefat etmeden önce anneme, evdeki tüpün iki kez eşi tarafından açık bırakıldığını, uyandığında evin her tarafının gaz koktuğunu söylemiş. Ayrıca eşinin bir kez de üzerine bıçakla yürüdüğünü anlatmış. Arkadaşına da bu konuları, ölmeden 5 ay önce anlatmış. Bu işin peşini bırakmayacağız" dedi.
BAŞSAVCILIKTAN YENİ RAPOR TALEBİ
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Cinayet Suçları Soruşturma Bürosu dosyayı, yeni bir rapor alınması için İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'na gönderdi. Savcılık, bıçak darbelerinin olduğu bölgeler, meydana getirdiği yaralamanın niteliği itibarıyla maktul tarafından kendi kendine yapılabilir nitelikte olup olmadığının saptanmasını istedi. Bu kadar bıçak darbesinden sonra maktulün yanına gelen kayınbiraderi ile bir müddet konuşması ve ardından eşinin gelmesi üzerine aniden hareketlenerek kendisini aşağıya atması yönündeki iddianın da irdelenmesi istenen yazıda, şöyle denildi:
"Bu kadar bıçak darbesi alan birinin söz konusu bıçak darbelerinin niteliği de dikkate alındığında bir adım dahi olsa yürüyerek kendisini yüksekten atlamak sureti ile intiharının mümkün olup olmadığının belirlenmesini talep ediyoruz. Ayrıca maktulün meydana gelen bıçak darbeleri sonucu mu yoksa yüksekten düştükten sonra mı ölüp ölmediği hususunun irdelenmesi acele olarak Cumhuriyet savcılığımıza dosyanın aslı ile birlikte gönderilmesi rica olunur."
'OLAYIN ADLİ TAHKİKAT İLE AYDINLATILMASI UYGUN'
İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan gelen raporda, maktulün el parmaklarında savunma kesilerinin tanımlandığı, bu kesilerin kendisi tarafından veya başkası tarafından oluşturulmuş olabileceği belirtilerek, "Kişinin vücudunda tespit edilen kesici delici alet yaralanmalarının tamamının kendisi tarafından oluşturulmuş olabileceği ve sonrasında olay yerinden yüksekten atlamasının mümkün olduğu, ancak kişinin vücudunda tespit edilen kesici delici alet yaralarının bir başkası ya da başkaları tarafından da oluşturulmuş olabileceği ve yine iddia edildiği üzere sonrasında yüksekten atılmış olabileceği, yüksekten düşme olayının kişi canlıyken meydana gelmiş olduğu, mevcut verilerle olayın oluş şeklinin tıbben kesin olarak değerlendirilemediği ve sorulan diğer hususlar hakkında tıbben değerlendirme yapılamadığı, olayın adli tahkikat ile aydınlatılmasının uygun olacağı oy birliği ile mütalaa olunur" denildi.
DOSYA AĞIR CEZADA GÖRÜLECEK
Yeni raporun ardından Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'nca iddianame hazırlandı. İddianamede maktul Suat Sırım'ın eşi T.S. ile kayınbiraderi A.T.'nin, 'kasten öldürme' suçundan yargılanmaları istendi. İddianamede eş için ağırlaştırılmış ömür boyu hapis, kayınbirader için ömür boyu hapis talep edildi. İddianame Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilirken, ilk duruşma 5 Nisan'da görülecek.