Gündem‘Su körlüğüne kapılmamalıyız’

‘Su körlüğüne kapılmamalıyız’

10.09.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Küresel ısınma, iklim değişikliği, nüfus artışı gibi nedenler dünyada su kaynaklarını tehdit ediyor.

‘Su körlüğüne kapılmamalıyız’

GÖKHAN KARAKAŞ İstanbul - Su aktivisti ve ultra maraton koşucusu Avustralyalı Mina Guli, su krizine dikkat çekmek amacıyla 22 Mart Dünya Su Günü’nde bu yıl 200 maraton koşacağı Run Blue kampanyasını başlatmıştı. Thirst Foundation’ın (Susuzluk Vakfı) kurucusu Guli, Mart 2023’te New York’ta gerçekleşecek Birleşmiş Milletler Su Zirvesi’ne kadar 7 kıtada toplam 40 ülkede koşacak. Run Blue’nun Avrupa ayağı için Türkiye’ye gelen Guli, Tuz Gölü’nde 42 km koştu. Milliyet’e konuşan Guli, burayı seçme amacını anlattı:

Haberin Devamı

“Tuz Gölü iklim değişikliğinden en çok etkilenecek yerlerden biri. Geçen yıl binlerce yavru filamingonun susuzluk nedeniyle hayatını kaybetmesi beni Tuz Gölü’ne çekti. Konya’da oluşan obruk çukurlarının arasından Tuz Gölü’nde koşarken suyun sadece insanlar için değil tüm dünya ekosistemi için hayati önemli olduğunu anlatmaya çalıştım. Tuz Gölü’ne gelen suyun başka yere yönlendirilmesi (tarımsal sulama) bu sonuçları doğuruyor. Bir tarım ülkesi olan Türkiye’nin elindeki su kaynaklarını iyi koruması ve değerini bilmesi gerekiyor. Tuz Gölü’ndeki sorunların benzerleriyle Almanya’da Ren, İngiltere’de Thames ya da Fransa’da Loire Nehri de uğraşıyor. Dünyanın su sorunu var ve dünya görmezden geliyor. Ama ben görüyorum ve dünyanın da görerek harekete geçmesini istiyorum. Musluktan gelen suyun aslında ekosistemin dengesi olduğunu bilmemiz gerekiyor. Su körlüğüne kapılmamalıyız. Şirketlerin üretim için kullandığı suyun değerini bilmesi, bireylerin günlük su tüketimini sorgulaması gerekir.”

Haberin Devamı

‘Beş eşik aşıldı, oyun bitti’

İklim krizinin etkileri üzerine yapılan yeni bir araştırmaya göre, Sanayi Devrimi’nden bu yana yaşanan 1.1 santigrat derecelik sıcaklık artışının sonrasında 5 kritik eşik aşıldı. Çalışmada, söz konusu eşiklerin Grönland’ın buz tabakasının çökmesi, buz tabakasının deniz seviyesinde büyük bir yükselmeye yol açması, kuzey Atlantik’teki önemli bir akıntının çökmesi, milyarlarca insanın gıda için bağımlı olduğu yağmuru etkilemesi ve karbonca zengin permafrost’un aniden erimesi olduğu vurgulandı. Yapılan analizde, halihazırdaki sıcaklıkların söz konusu eşikleri kritik düzeye taşıdığı, yaşanması öngörülen 1.5 santigrat derecelik ısınmanın ise beş ek devrilme noktasını da aktif hale getirebileceğinin altı çizildi. Çalışmanın baş yazarı Exeter Üniversitesi’nden Dr. David Armstrong McKay, “Gerçekten endişe verici. Mutsuzluk için sebepler var ama hâlâ umut için de sebepler var. Bazı devrilme noktalarına yakında ulaşacağız, her şey kaybedildi ve oyun bitti” dedi.