11.07.2018 - 10:41 | Son Güncellenme:
Srebrenitsa katliamının üzerinden tam 23 yıl geçti! Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa'nın 11 Temmuz 1995'te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birlikler tarafından işgal edilmesinin ardından BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, Sırplara teslim edildi. Sırplar 8 bin 372 boşnak erkeği vahşice katletti. Avrupa'nın göbeğinde yaşanan olaya dünya sessiz kaldı. Srebrenitsa soykrımının üzerinden 23 yıl geçse de acıları hala sarılabilmiş değil.
Srebrenitsa'da ne yaşandı?
Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa'nın 11 Temmuz 1995'te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birlikler tarafından işgal edilmesinin ardından BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, Sırplara teslim edildi.
Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlarda, fabrikalarda ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar, farklı toplu mezarlara gömüldü. Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda bedenlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz'da Potoçari Anıt Mezarlığı'nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.
6 bin 575 soykırım kurbanının mezarının bulunduğu Potoçari Anıt Mezarlığı'nda 11 Temmuz'da düzenlenecek anma ve cenaze törenlerinde kimlik tespiti tamamlanan 35 kurban daha toprağa verilecek.
"Ölüm yolu"nda gördüklerini bugün de unutamıyor
Srebrenitsa'da 1995 yılında yaşanan soykırımından kurtulmak isteyenlerin kullandığı ve halk arasında "ölüm yolu" olarak bilinen orman yolunda Sırpların kurduğu pusularda yaralananlara ilk müdahaleyi yapanlardan Suljo Cakanovic, o günlerde gördüklerini unutamıyor - Sağlık görevlisi Suljo Cakanovic: - "Ölüm yolunda karşılaştığım manzaralar, insanların tasavvur edemeyeceği manzaralardı. Hangi uzvun kime ait olduğunu bilemediğimiz zamanlar oluyordu"
Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa'da 1995 yılında yaşanan soykırımdan kurtulmak isteyenlerin kullandığı orman yolunda, Sırp askerlerin kurduğu pusularda yaralanan Boşnakların yaralarını saran Suljo Cakanovic, gördüklerini unutamıyor.
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Avrupa'da yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak kabul edilen Srebrenitsa Soykırımı'ndan kurtulmak isteyen Boşnakların gittiği ve yaşanan katliamlar nedeniyle halk arasında "ölüm yolu" olarak anılan ormanlık alanda yaşananlar, tanıkların zihninde hala taze. Ölüm yolunda sağlık görevlisi olarak yaralılara ilk müdahalelerini yapanlardan Cakanovic, ormanlık alanda yaşam mücadelesi veren yaralı komşuları ve dostlarına şifa dağıtmak için çabaladığı o günleri aklından çıkaramadığını anlattı.
Srebrenitsa düşmeden birkaç gün öncesine kadar şehrin savunmasında bulunduğunu kaydeden Cakanovic, "Yola çıktığımda yorgun, bitkin, harap haldeydim. Cepheden eve uğrayıp o zaman 1 yaşında olan oğlumu ve eşimi gördüm. Sonra yola çıktım." diye konuştu.
Cakanovic, ormanlık yolda 6 gün geçirdiğini anlatarak, Boşnakların kontrolündeki Tuzla'ya giden bu yolda, sivillerin önünden giden devriyelerden birinde bulunduğunu söyledi.
Orman yolunda pusu kuran Sırpların silahlı devriyelere değil, arkalarındaki sivillere saldırdığını anlatan Cakanovic, ölüm yolunun en büyük katliamlarından birinin yaşandığı Kamenica mevkisine ulaştıklarında çok sayıda ölü ve yaralıyla karşılaştıklarını aktardı.
Cakanovic, "Sağlık görevlisi olarak orada üzerime büyük görev düşüyordu. O bölgeyi ileri-geri koşarak iki kez geçtim. Yaralılara yardım edebilmek için yeterli malzemem ve ilacım yoktu. Yine de müdahalelerimle birçok insanın hayatta kalmasına vesile olduğumu düşünüyorum." dedi.
23 yıl geçse de gördüklerini unutamadı
İçinde bulunduğu gruptan Bajkovica bölgesine ulaşan ilk kişi olduğunu söyleyen Cakanovic, "Orada hafif yaralandım. Bu bölgeye geçmeyi başaramayan çok sayıda arkadaşımdan daha şanslıydım." ifadelerini kullandı.
Cakanovic, erkek kardeşini bulmak için birçok kez geri döndüğünü anlatarak, "Gruplar halinde yürüyen insanların arasından geçtim. İnsanlar bitkin ve açtı. Üç yıl boyunca açlıkla imtihan edilmiştik. Bazı insanlar yerde yatıyordu. Ayaklarında derin nasırlar vardı. İnsanların bu halde yola devam etmesini beklemek anlamsızdı." dedi.
Ölüm yolunda çok korkunç manzaralarla karşılaştığını aktaran Cakanovic, "Ölüm yolunda karşılaştığım manzaralar, insanların tasavvur edemeyeceği manzaralardı. Hangi uzvun kime ait olduğunu bilemediğimiz zamanlar oluyordu. Yetersiz ekipmanlarla yardım etmek zordu. Ağır yaralıyken müdahale ettiğimiz iki kişinin hala hayatta olduğunu biliyorum." diye konuştu.