07.04.2018 - 15:46 | Son Güncellenme:
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün altından geçen 225 metre boyundaki Malta bayraklı dökme yüklü "Vitaspirit" adlı gemi Mısır'dan geliyordu...
Dümeni kilitlenince sürüklenerek Beylerbeyi tarafında bulunan Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı'na çarptı. Tankerin çarptığı Hekimbaşı Salih Efendi yalısını bir organizasyon firmasının işlettiği öğrenildi.
Organizasyon şirketinin dört ortağı şu şekilde: Aslı Zeynep, H. Jefra Süveyda, Payidar Zerhan ve Salih Burak. Söz konusu isimler Hekimbaşı Salih Efendi'nin en küçük kızı Sakıbe Hanım'dan doğma torunu Mehlika Hanımın kızları Süveyda ve Zerhan ile çocukları Zeynep ve Salih Burak. Yalıda düğün ve konser organizasyonları düzenleniyordu...
KONUŞMALAR ORTAYA ÇIKTI
Çarpmanın ardından yalıda ağır hasar oluşurken, olayda can kaybı ya da yaralanma yaşanmadı. Çarpışmanın hemen öncesindeki telsiz konuşmaları ise kayıtlara böyle geçti:
Kıyı Emniyeti: Demirleyebilirsiniz. Tamam.
Kurtarma 3: Harun Kaptan, Tam yol geliyorum üzerinize.
Klavuz Kaptan: Sancak demiri funda edeceğim, kaptan etmiyor. Bütün sorumluluk bende diyor.
Kıyı Emniyeti:Harun kaptan dümen dinliyor mu şu anda?
Kılavuz Kaptan: Dümen dinlemiyor. Sahile oldukça yaklaştık. Çarpacak gemi büyük bir ihtimalle. Sancak demiri iki kilit tutmaya çalışıyorum. Kıç sahile yaslasın diye.
Kıyı Emniyeti:Kurtarma 3, şu an tam yolda mısınız?
Kurtarma3: Doğrudur tam yolda ilerliyorum.
Klavuz Kaptan: Makine tam yol verdi ama mümkün değil kurtaramayız. Sahile çarpacağız.
Kıyı Emniyeti:Harun Kaptan dümen dinlemiyor anlaşıldı, demir atamıyor musunuz?
Klavuz Kaptan: Kaptana iki kere söyledim atmadı. Şimdi sancak demiri atıyoruz.
Kıyı Emniyeti:Tamam bir an önce atın. Emergency dümen de mi çalışmıyor? Alamıyor musunuz dümeni sancağa?
Klavuz Kaptan: Şu anda hiçbir şey çalışmıyor, tam yol yalıya doğru gidiyoruz. Çok sert bir şekilde çarpacağız.
İSTANBUL VALİLİĞİ AÇIKLAMA YAPTI
İstanbul Valiliği, İstanbul Boğazı'ndaki gemi kazasında can kaybı ve deniz kirliliği olmadığını, olayın ana makinanın tamamen stop etmesi nedeniyle yaşandığını bildirdi.
Valilik'ten yapılan açıklamada, saat 15.25'de Malta bayraklı "VITASPIRIT" isimli geminin, Rusya'dan Suudi Arabistan'a gitmek üzere İstanbul Boğazı'nda kuzey-güney yönünde ilerlerken Kanlıca önlerinde gemi makinasının tamamen stop etmesi nedeniyle hem ana makina hem de dümen çalışmadığı için hızla karaya doğru sürüklenirken acil olarak demir atıldığı, ancak karaya giden geminin 15.30'da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü Anadolu Yakası'nda yalıya çarptığının tespit edildiği belirtildi.
Geminin, kılavuz kaptanla İstanbul Boğaz girişini yaptığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Gemi boyu 225 metre olup 62.623 ton arpa yükü bulunmaktadır. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne ait gemiler ivedi olarak yerine İstanbul Gemi Hizmetleri merkezimizce gönderilmiştir. Nene Hatun Kurtarma Gemisi, Kurtarma-3, Kurtarma-6, Kurtarma-7, Kurtarma-8 römorkörleri ile Kıyı Emniyeti-1 ve Kıyem-1 hızlı tahsiliye botları ve Fener 1 botu ile balık adam ekibi ile kara tahsiliye ekibi ivedi olarak olay yerine intikal etmiştir. Boğaz trafiği çift yönlü olarak askıya alınmıştır. Kazazede geminin demir alması sonrasında çapasının deniz dibi kablosuna takılı olduğu tespit edilmiş, kablodan kurtarma operasyonuna müteakiben römorkörler vasıtasıyla emniyetli bir şekilde Ahırkapı Demir yerine sevki sağlanmaktadır. Olayda can kaybı ve deniz kirliliği olmamıştır. Olay ana makinanın tamamen stop etmesi nedeniyle yaşanmıştır."
İŞTE GEMİNİN YALIYA ÇARPMA ANI
YALIDA AĞIR HASAR OLUŞTU
Yalıda ağır hasar oluştuğu gelen ilk bilgiler arasında...
Olay yerinde ölü veya yaralı olup olmadığı henüz bilinmiyor.
GEMİ ÇEKİLİYOR
Bölgeye Kıyı Emniyeti tahlisiye botu ve römorkörleri sevk edildi. Yaklaşık 1 saatlik çalışma sonucu gemi kablolardan kurtarıldı. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne bağlı römorkörler, gemiyi Ahırkapı'ya çekiyor.
YALIDA FİLM ÇEKİLMİŞTİ
Usta yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi İstanbul Kırmızısı, bugün enkaza dönen ünlü yalıda çekilmişti.
HEKİMBAŞI SALİH EFENDİ YALISI
Hekimbaşı Salih Efendi yalıyı XVIII. Yüzyıl başında iki oda bir sofadan oluşan küçük bir yapı olarak satın almış, daha sonra ilave inşaatlarla büyütmüştür. Kuzey kısmı selamlık, güney kısmı ise harem olarak inşa edilmiştir.
Selamlıkta güney bölümü gibi kazıklar üzerinde bulunmaktaydı. Kuzey tarafı büyük çiçek bahçesine, batısı denize, doğusu da yalının arkasındaki ormana bakan etrafı çepeçevre şark sedirleri ile döşenmiş, bu büyük salonun ortasına kadar deniz süzülerek girer, ortadaki kapaklar kaldırılarak etrafına limon saksıları dizilir ve denizin sesi dinlenirmiş. Bu bölüm Hekimbaşı’nın ortanca kızı Meliha hanım tarafından 1947 yılında yıkılarak satılmıştır.
Günümüze kadar ayakta kalmayı başaran harem kısmı ise Hekimbaşı Salih Efendi’nin eşi Payidar Hanıma kalan kısımdır. Payidar hanımın ölümünden sonra bu bölüm en küçük kızı Sakibe’ye geçmiş ve onun varisleri tarafından günümüze kadar korunmuştur.
Büyük botanik bahçesi Hekimbaşının büyük kızı Übeyde’ye kalmış, varisleri bahçeyi 1966 yılında satmışlardır.