08.01.2020 - 18:28 | Son Güncellenme:
DHA
Prof. Dr. Sina Ercan ise nefes almada güçlük yaşayan hastaların bir kısmına yanlış teşhis koyularak KOAH ya da astım tedavisi gördüğünü söyledi. Uzun süre nefes darlığı yaşayan ve tedaviyle iyileşemeyen hastaların nefes borusunda tümör ya da nefes borusu (trakea) darlığı olması ihtimalinin hem hastalar hem de hekimler tarafından akılda tutulması gerektiğini belirtti.
“NEFES BORUSU DARLIKLARINDA TRAKEOSTOMİ KADERİNİZ DEĞİL”
Prof. Dr. Ercan nefes borusu darlığı yaşayan hastalar için trakeostominin kader olmadığını ancak aynı bölgeyi ikinci kez ameliyat etmenin riskli olduğunu vurgulayarak, "Mesude Hanım'ın boğaz bölgesinde tiroid bezinden kaynaklanan bir tümoral dokusu vardı. Kulak Burun Boğaz doktoru tarafından değerlendirilirken tümörün tiroid bezinden kaynaklandığı düşünülmüş ve tiroid bezi her iki ses teli de korunarak tümör çıkarılmış. Ancak ameliyat sırasında tümörün nefes borusuna da sirayet ettiği görülmüş. Nefes borusunda tümörün büyüdüğü bölge de ses tellerinin olduğu kompleks bir bölge. Biz de gerekli hazırlıklardan sonra tekrar yapılan cerrahilerde oluşan artmış komplikasyon riskine rağmen başarılı bir ameliyat ile her iki ses telini de koruyarak kitleyi oradan çıkarttık. Bundan sonra da radyoterapi ile bölgeyi destekleyeceğiz ve hastamızın kalıcı olarak bu hastalıktan kurtulmasını sağlamak için elimizden gelen ve mümkün olan en iyi tedaviyi yapmış olacağız" dedi.
"NEFES DARLIĞI NEDENİYLE ZAMAN KAZANMAK İÇİN BİLİNÇSİZCE YAPILAN AMELİYAT VE GİRİŞİMLER BAZEN HASTALARIN TAM İYİLEŞME ŞANSINI KAYBETMESİNE NEDEN OLABİLİYOR"
Nefes darlığı olan hastaların başka ihtimalleri de akıllarında tutması ve dikkat etmesi gerektiğini anlatan Prof. Dr. Ercan sözlerine şöyle devam etti: "Nefes darlığı olan hastalarda, hastalar ve hekimlerin nefes borusu ya da boğaz bölgesinde darlık olabileceğini akılda tutması gerekiyor. Bu durumdaki hastalar için de bu konuda uzmanlaşmış kliniklerde, farklı branşların hastayı iş birliği yaparak değerlendirip tedaviyi birlikte planlamaları, hastaların ancak ilk ameliyatta mümkün olan yüksek iyileşme şanslarını en iyi şekilde kullanmalarını sağlayacaktır. Tek seferde başarı sağlanamayan nefes borusu darlıklarında yapılacak tekrar ameliyatlarda başarı şansı giderek düşmekte ve ses kısıklığı, tekrar daralma ya da boğazda delik açılmak zorunda kalınması gibi komplikasyonların görülme riski artmaktadır. Hastalar bu tekrarlayan girişimler, ya da nefes darlığı nedeniyle zaman kazanmak için iyi bir değerlendirme yapılmadan acele ile yapılan kontrolsüz lazer ve çeşitli endoskopik girişimler sonucunda, en başta doğru şekilde müdahale edildiğinde yakalayabilecekleri 'tam kurtulma' şanslarını kaybedebiliyorlar."
"ASTIM, KOAH TEDAVİSİNDEN FAYDA GÖREMEYEN HASTALAR NEFES BORUSU DARLIĞINI DÜŞÜNEBİLİR"
Her astım ya da KOAH teşhisi konulan hastada nefes borusu darlığı var demek asla doğru olmaz. Diğer taraftan nefes borusu darlığı olan hastaların önemli bir bölümüne teşhis konulmadan önce uzunca süreler astım ya da KOAH gibi hastalık tanılarıyla ilaç tedavisi verilebiliyor ancak bir iyileşme sağlanamayabiliyor. Prof. Dr. Sina Ercan, "Boğaz bölgesinde ufak bile olsa bir travma geçirmiş olan ya da geçmişte ameliyat sırasında veya yoğun bakımda kalan hastalarda ventilatör (solunum aleti) tedavisi için nefes borusuna tüp konulan hastalar eğer nefes darlığı çekiyorlarsa, uzun süre doktorlara gidiyor ve nefes açıcı ilaçlarla astım veya KOAH tedavisi oluyor ve fayda görmüyorsa bu hastalarda nefes borusunda darlığa bağlı bir sorun olabileceği akılda tutulmalı" dedi.
"KENDİMİ HAYATA YENİ GELMİŞ GİBİ HİSSEDİYORUM"
Ameliyat olan 60 yaşında, 2 çocuk annesi Mesude Uçak ise boğazında şişlik şikâyeti ile doktora başvurduğunu belirterek şunları söyledi: "Boğazımda şişlik başladı ve ben hemen doktora gittim. Bademciklerimden kaynaklandığı söylendi. Tedavi ile geçmeyince başka bir doktora gittim ve tiroidlerimde sorun olduğunu söylediler. Ardından hemen ameliyat oldum. Ancak ameliyattan sonra doktorum nefes borumda küçük bir kitlenin kaldığını ve kendi alanı olmadığı için başka bir doktorun görmesi ve ameliyat etmesi gerektiğini belirtti. Ondan sonra doktor arayış sürecim başladı ve doktorum Prof. Dr. Sina Ercan'a ulaştık. Kendisine çok teşekkür ediyorum. O kadar memnunum ki kendimi hayata yeni gelmiş gibi hissediyorum ve hiçbir hastalık hissetmiyorum şu anda. Sesim de gayet iyi."