GündemKüresel ısınma gölleri de vurdu

Küresel ısınma gölleri de vurdu

12.08.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:

Türkiye’de son 60 yılda üç Van Gölü büyüklüğünde 70’e yakın göl kurudu. Milliyet, iklim krizinin vurdugu gölleri görüntüledi. Yalnızca bu kareler bile göllerin durumunu anlatmak için yeterli

Küresel ısınma gölleri de vurdu

EREN KOCA, BURAK DEMİRBAŞ / HABER MERKEZİ - İklim değişikliğinin yanı sıra, bilinçsiz su kullanımıyla birlikte yer altı sularının azalması, gölleri olumsuz etkiledi.

Haberin Devamı

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin 2020 yılında hazırladığı rapora göre, son 60 yılda üç Van Gölü büyüklüğünde 70’e yakın doğal göl kurudu. 2023’te Science dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre de dünyada göllerin yüzde 53’ü son 30 yılda su kaybetti.

Araştırmacılar bu sürede Türkiye’nin göllerinin yüzde 54 küçüldüğünü açıkladı. Ülkemizde kuruyan ve kurumaya yüz tutan gölleri görüntüledik. Peki bu fotoğraflar en anlatıyor?

- Burdur Gölü: Su hacmi 1970 yılından günümüze yaklaşık yarıya indi, su seviyesi yaklaşık 23 metre azaldı. Su seviyesindeki azalma son beş yılda yaklaşık üç metre civarında.

- Yarışlı Gölü (Burdur Yeşilova): 16 kilometrekare genişliğe ve dört metre kadar derinliğe sahip olan gölden geriye, küçük su birikintileri kaldı.

Haberin Devamı

Küresel ısınma gölleri de vurdu

- Salda Gölü (Burdur Yeşilova): Sular yüzde beş oranında çekildi. Fotoğraflar, gölün kıyı çizgisinin metrelerce içeriye çekildiğini gösteriyor.

- Akşehir Gölü (Konya Akşehir): Neredeyse tamamen kurudu ve artık otlak olarak kullanılıyor. Fotoğraflarda kıyı sınır çizgisinin değiştiği ve gölün orta bölgesinde bir su kütlesi kaldığı görülüyor.

- Beyşehir Gölü (Konya Beyşehir): Türkiye’nin üçüncü büyük gölü. Gölün derinliği 25 metreden beş metreye kadar geriledi. 650 kilometrekare olan göl, son 20 yılda 112 kilometrekare su kaybetti. Fotoğraflar suyun kıyıdan onlarca metre çekildiğini ve habitatında otlanmaların ortaya çıktığını gösteriyor.

- Akgöl - Ereğli Sazlığı (Konya Ereğli): Ereğli Sazlıkları’nın güney kısmında hiçbir su varlığı gözlemlenmedi. Son yıllardaki yağışlar ve restorasyon çalışmaları sonucunda sazlığın orta kesimlerinde su varlığı oluşmaya başladı. Fotoğrafta suların göl kıyısından uzaklaştığı, göl tabanının bazı bölgelerde tamamen ortaya çıktığı görülüyor.

Küresel ısınma gölleri de vurdu

- Meke Gölü (Konya Karapınar): Daha önce 12 metre derinliğinde olan krater gölü, susuz kaldı. Krater etrafındaki suyun büyük bölümünün kuruduğu görülüyor.

- Suğla Gölü (Konya Seydişehir): Geçmişte 16 bin hektarlık alanı kapsayan göl, 2 bin 500 hektara kadar küçüldü. Fotoğrafta suların çekilmesi sonunda kıyıya bağlı kayıkların göl tabanına oturduğu görülüyor.

Haberin Devamı

Küresel ısınma gölleri de vurdu

- Acıgöl (Afyonkarahisar-Denizli): Türkiye’nin tek, dünyanın ise ikinci en büyük temiz ve doğal sodyum potansiyeline sahip. 1970’li yıllarda 160 kilometrekare olan gölün yüzey alanı, 40 kilometrekarenin altına indi. Gölün büyük bölümünün kuruduğu ve su kalitesinin azaldığı açıkça görülüyor. Mevcut çok sığ su kütlesi de aşırı sıcaklarla tamamen ortadan kalkabilecek durumda. Ayrıca suyu çekilen gölün tabanı, rüzgar erozyonu sonucu etraftaki arazilere de zarar verecek ve olumsuz çevresel etkiler oluşturabilir.

TEKRAR AYNI GÖL OLMAZLAR

Uzmanlar, konuyla ilgili olarak Milliyet’e değerlendirmelerde bulundu. Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, “İklim değişikliği, meteorolojik kuraklık, sıcak hava dalgaları göllerin kurumasında etkili koşullardır” dedi.

Yıldız, kuruyan göllerde biyoçeşitliliğin zarar gördüğünü, bitki ve hayvan türleri ile planktonların yok olduğunu belirterek “Bu göller tekrar dolabilir ancak ekosistem zinciri koptuğu ve dengesi bozulduğu için tekrar aynı göl olmaz. Belirli türlerin yeniden yerleştirilmesi, su kalitesinin iyileştirilmesi ve su seviyelerinin yönetilmesi sağlanabilir ancak bu süreç genellikle uzun ve karmaşık bir süreç olduğu için göl genellikle eski durumuna dönmez” dedi.

Haberin Devamı

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu da “Sıcaklık arttıkça buharlaşma artıyor. Bu da şiddetli su kaybına neden oluyor. Ürünlerin sulama sıklığı arttı. Suyun tarım alanlarına yönetilmesi o göllere ulaşan akarsu kaynaklarını büyük ölçüde azaltmaya başladı. Bugünler aslında iyi günlerimiz. Büyük ekstremlerin 2030 ve sonrasına ilişkin olduğuna dair bir sürü rapor var” dedi. Yer altı sularının kullanılmasının da göllerdeki su seviyesinin düşmesine neden olduğunu belirterek, “Bizim en önemli su kaybı alanımız tarımsal sulamalar” diyen Alaeddinoğlu “Göllerin tekrar bir göl haline dönmesi de artık pek mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Yazarlar