Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr - Adana'da ailesiyle birlikte yaşayan Doktor Osman Sarı, hem Türk hem de Belarus vatandaşı olan eşi Alexandra Sarı ve 2,5 yaşındaki kızlarıyla birlikte yıllarca arabayla Avrupa seyahati yapmanın hayalini kurdu. 6 Şubat'ta meydana gelen depremleri, doğal afetten etkilenen illerden biri olan Adana'da hisseden Sarı ailesi, tam bu olayın üzerine Alexandra Sarı'nın kardeşinin vefatıyla birlikte derinden sarsıldı. Daha önce yarım kalan arabayla Avrupa seyahati planlarını hayata geçirmek için yola koyulan ailenin bu seyahat kararı ise onlar için hüsranla sonuçlandı.
'SADECE BENZİN MASRAFI YAPTIK'
"Hem cenazesine gidemediğimiz kardeşimizin kabrini ziyaret edip taziyede bulunmak hem de biraz olsun deprem kâbusundan uzaklaşmak için Belarus'a gitmeye karar verdik" diyen Osman Sarı, tüm seyahat masraflarını ekonomik bir hale getirmek için yola koyuldu ve bir çözüm planı üretti. Osman Sarı, "Sadece benzin masrafı yaptık" diyerek geliştirdikleri planı şöyle anlattı:
"Ukrayna'da devam eden savaştan dolayı uçak bileti fiyatları aktarmalı ve çok pahalı olduğundan yıllardır hayal ettiğimiz bu yolculuğu kendi aracımızla yapmaya karar verdik. Aracımızın üstünde açılır kapanır çadır olduğu için konaklamayı da uygun yerlerde çadırda uyuyup çok ekonomik bir seyahat planladık. Aracımız pikap ve arkasına (pişirme, su depolama vb.) kamp ekipmanlarını da rahatlıkla koyabildik. Zaten doğada vakit geçiren Kitesurf (uçurtma sörfü) ile 10 yıldır uğraşan biriyim, o sebeple bu tarz seyahat ve konaklama bize oldukça uygundu. Bu şekilde sadece benzine masraf yaparak birçok ülke gezebildik."
ROMA'YA KADAR HER ŞEY YOLUNDAYDI
Sarı çiftinin hayata geçirdiği plan tam da düşündükleri gibi ilerliyordu. Aslında onlar İtalya'nın başkenti Roma'ya ulaşana kadar her şey yolundaydı. Seyahat rotaları gidişte mümkün oldukça vakit kaybetmeyecek şekilde Türkiye-Bulgaristan-Macaristan-Sırbistan-Slovakya-Çekya-Polonya-Belarus şeklindeydi. Ardından Polonya'da Varşova, Çekya'da Prag, Almanya'da Münih, İsviçre'de Zürih, İtalya'da Genova, Floransa, Roma ve Bari ve Yunanistan'a gitmeyi ve finalde de Türkiye'ye varmayı planladılar. Bu plana neredeyse harfi harfine uyacak kadar sorunsuz geçen yolculukları esnasında Belarus'tan çıkarken Litvanya'ya uğrayan çift, İsviçre'de Zürih'ten vazgeçip başka bir şehri gezdi. "Gerçekten çok güzel ve ekonomik bir seyahat ile gerek AutoGrilllerde (otobanlarda araçlı konaklama yapabildiğiniz, oldukça güvenli tesisleri işleten şirket) gerekse bazı arkadaşlarımızda konaklayarak yolculuğumuzu gerçekleştirdik" diyen Osman Sarı ve ailesinin Roma'ya vardıklarında ise yolculukları bir kâbusa dönüştü.
HIRSIZLIĞA KARŞI UYARI KURTARAMADI
Osman Sarı ve ailesine yaptıkları yolculuk esnasında birçok arkadaşları tarafından dikkatli olmaları söylendi. Özellikle de turistik bir ülke olan İtalya'da yapacakları seyahat konusunda birçok kişiden tedbirli olmaları yönünde uyarılar alan Sarı ailesi, güvenli olmadığını duydukları şehirlerde konaklamayı tercih etti. Başlarına gelecek talihsiz olaya kadar uğradıkları yerlerden yüklü alışveriş yapmaları ise aldıkları önlemlerin işe yarayacağını düşünmelerinden ötürüydü.
"Eşimin çocukluk arkadaşı bizi Genova'ya çok yakın Novi Ligure şehrinde güzel bir outlet mağazaya götürmüştü. Orada uygun fiyatlara birçok ürün almıştık. Pikabımız gerçekten tam anlamıyla dolmuştu. İhtiyacımız olan birçok ürünü almış ve artık uzun süre alışveriş ihtiyacımız da olmaz diye düşünmüştük." - Osman Sarı
Novi Ligure şehrinden sonra Floransa'ya uğrayan, ardından Roma'ya geçen Sarı ailesi, Airbnb'ye kayıtlı bir otelde rezervasyon yaptırdı. Özellikle Güney İtalya'da hırsızlığa karşı dikkatli olmaları yönünde çok sayıda tavsiye alan Sarı ailesi, daha güvenli buldukları bu oteli tercih etti. Ancak işler tam da bu noktada ters gitmeye başladı.
'4-5 BİN EURO'LUK MALZEMENİN YERİNDE YELLER ESİYORDU'
Özellikle de İtalya'da satın aldıkları pahalı eşyalarla dolu arabalarını park etmek için güvenli bir otopark arayan Sarı ailesi, kendilerine önerilen ücretli otoparkın içlerine sinmemesi yüzünden arabalarını otele daha yakın bir noktaya bıraktı. Ancak bu karar aslında onların birçok şeylerini kaybetmelerine neden olacak büyük bir hataydı. Dünyanın en güvenilir şehirleri arasında 264'üncü sırada yer alan Roma, gezgin ailenin kâbusu oldu. Osman Sarı, ailesiyle çıktığı gezinin olaylı Roma durağını şöyle anlattı:
“Roma'nın dışında olan otel, sessiz sakin bir yerdeydi. Bir ailenin villasının büyük bir kısmını dönüştürmesiyle oluşturulmuş butik otel tarzında bir yerdi. Bizi sadece bir kişi karşıladı. Başka bir çalışan yoktu. Burada kaldığımızda bir kişi daha bizimle beraber giriş yapmıştı. Ancak bu kişi yaklaşık 1 saat içinde otelden ayrıldı. Biz bu otelde biraz gergin hissettik çünkü sadece biz misafirdik ve merkeze uzak, tenha bir yerdeydik. Ertesi sabah hızlıca otelden ayrıldık. Ayrılmadan önce Roma’da gezerken arabamızı park edebileceğimiz güvenli bir yer sorduk. Oteldeki kişi bize metro istasyonuna yakın ücretli bir yere park edip metro ile yolculuk yapmanın en mantıklısı olduğunu söyleyip bizimle buranın konumunu paylaştı. Otelden ayrılıp dediği yere gittik ama burası benim içime pek sinmedi. Sanki son istasyon gibiydi ve yerde yer yer cam kırıkları olunca şüphelenip bir sonraki metro istasyonuna bakmaya karar verdim. Daha merkezi olan bu yere ücretli otoparkın en görünür yerine park edip metro ile yaklaşık 2 saat süren gezimize başladık. Döndüğümüzde ise maalesef üzücü tabloyla karşılaştık. Aracımızın sol sürücü camı kırılmış, içinden değerli hemen hemen her şey alınmıştı. Bagaj kısmı ise levye gibi bir aparatla defalarca zorlanmış, sonra bir noktada açmayı başarmışlardı. Yaklaşık 4-5 bin euro’luk malzemenin yerinde yeller esiyordu. Parası bir yana o kamp malzemeleri ve diğer malzemeler için ciddi zaman harcamıştık.”
'BİR GECE ÖNCE OTELE GELİP GİDEN KİŞİ BİZİM İÇİN ŞÜPHELİYDİ'
Tıpkı daha önce İtalya'da karavanları çalındıktan sonra yaşadıklarını Milliyet.com.tr'de manşete taşıdığımız öğretmen Bilge-Kenan Türker çifti gibi ilk şoku atlattıktan sonra polisi arayan Sarı ailesi, hiç beklemedikleri bir ilgisizlikle karşılaştı. Polis, gerçekleşen soyguna pek de ilgi göstermedi. Osman Sarı, polisin kayıtsızlığından sonra yaptıklarını şöyle anlattı:
"Hemen polisi aradık. Araç çalışıyorsa yanlarına gelmemizi istediler. Otoparkın hemen karsısındaki polis noktasına geçtik. Çalınan eşyalarla ve olayla ilgili tutanak tutup bizi yolladılar. Bizden sonra bir inceleme ya da araştırma yaptılar mı derseniz, ben hiç zannetmiyorum. İlk şoku atlattıktan sonra çok yanlış bir bölgede olduğumuza kanaat getirdik ve bizi otelden oraya yollayan kişiden de şüphelendik. Hatta bir gece önce gelip giden kişi bile bizim için şüpheli olmuştu. Bir süre sonra her gün buna benzer yüzlerce olayın yaşandığı bu ülkede turist soymanın rutin olduğuna kanaat getirdik. Her ne kadar turistler hedef olsa da 3 sene önce yanında kaldığımız İtalyan ailenin de bir yaşını doldurmamış aracı çalınmıştı. Canımıza zarar gelmediği için mutluyduk ama hırsızlığın bu kadar yaygın olduğu başka bir ülke bilmiyorum."