03.09.2019 - 10:13 | Son Güncellenme:
Ketojenik diyet veya düşük karbonhidrat diyeti anlamına gelir. Vücudun glukoz yerine keton üretip yakmasını sağlamak için günlük kalori ihtiyacının mümkün olduğu kadar azını şeker ve karbonhidratlardan, büyük çoğunluğunun ise yağlarla karşılanmasını hedefleyen rejim olarak bilinir.
Normal beslenme koşullarında gıdada bulunan karbonhidratlar glukoza dönüştürülür, bu glukoz vücuttaki hücrelere taşınır ve özellikle kas ve beyin fonksiyonlarının gerçekleştirilmesinde kullanılır. Bununla birlikte beslenirken vücudun yakıt gereksiniminden daha az miktarda karbonhidrat alınırsa karaciğer yağları yağ asitlerine ve keton grubu içeren moleküllere dönüştürür. Keton cisimleri olarak adlandırılan bu moleküller kaslara ve beyine geçer ve enerji kaynağı olarak glukozun yerini alır. Kandaki yüksek miktarda keton cisimcikleri, ketozis olarak adlandırılır ve bu durum idrarda ve nefeste aseton benzeri bir koku olarak kendini belli eder.
KETOJENİK DİYETTE HANGİ BESİNLER BULUNUR?
Ketojenik diyette, meyveler dahil bütün tatlı veya şekerli yiyeceklerin, tahıl ürünlerinin, nohut fasulye tarzı nişastalı yiyeceklerin, yer altında büyüyen havuç, patates gibi köklerin mümkün olduğunca az yenmesi, sebze ve yeşilliklerin ise lifler hariç toplam karbonhidrat miktarının kişinin faaliyet seviyesine bağlı olarak günde yaklaşık 20 gramın altında kalacak kadar az yenmesi, et, balık, yumurta gibi protein kaynağı yemeklerin ise kişinin yağsız ağırlığının her kilosu için büyüme ihtiyacına bağlı olarak 1 ile 2 gram protein verecek kadarı özellikle içeriğindeki ω-6 yağ asitlerinin ω-3 yağ asitlerine oranı mümkün olduğunca az olan yağlı gıdalarla giderilmesi demektir.
Vücudun keton ürettiğinden veya sindirilen karbonhidrat ve protein miktarının yetersiz kalıp, kalori ihtiyacının yağlardan sağladığından emin olmak için nefeste, idrarda ve ya kanda amaçlanan keton seviyelerinin oluştuğunu gösterebilen günlük ölçümler yapmak gerekebilir. Bu sayılar kişiden kişiye ve o kişiler için bile durumdan duruma değişebileceği için genellikle bir uzman takibi ve gözetimi altında başlanması tavsiye edilir.