04.03.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
ELİF ALTIN İstanbul - İstanbul’un Bakırköy ilçesind İncirli Caddesi’ndeki 36 daireli Emekevler Sitesi, 2017 yılında riskli yapı ilan edildi. Bunun üzerine 34 bağımsız bölümün sahipleri, 2018 yılında müteahhit firmayla arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladı ve 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu çerçevesinde 2/3 kararı alarak süreci başlattılar. 2/3 kararına katılmayan iki malikin arsa payları Bakırköy Belediyesi tarafından 6306 Sayılı Kanun çerçevesinde satışa çıkarıldı. Bu karara karşı itiraz eden iki malik söz konusu kararın iptali için İstanbul İdare Mahkemesi’ne dava açtı. İdare Mahkemesi, 18 Şubat 2021 tarihinde oy birliği ile davayı reddederek yapılan işlemlerin kentsel dönüşüm yasasına uygun olduğuna karar verdi. Ettikleri itiraz da reddedildi.
DANIŞTAY KARAR VERDİ
İtirazcı malikler, eş zamanlı olarak Bakırköy 13. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne kararın Kat Mülkiyeti Kanunu’na aykırı olduğu iddiasıyla dava açtı. Bakırköy 13. Sulh Hukuk Mahkemesi ise “Bina yıkılmadan 2/3 çoğunluk kararı alınamayacağı, bina yıkılmadığı için Kat Mülkiyeti Kanunu çerçevesinde oy birliği ile karar alınması gerektiği” gerekçeleriyle apartmanın aldığı yenileme kararını iptal etti. İtirazcı malikler mahkemenin bu kararını da gerekçe göstererek idari yargıda aleyhlerine verilen kararı Danıştay 6. Dairesi’ne taşıyarak temyiz etti. Danıştay da oybirliği ile aldığı kararda itirazcı maliklerin tüm itirazlarını reddederek yapılan işlemlerin kanuna uygun olduğunu ve itirazcı maliklerin paylarının satışının hukuka uygun olduğuna kesin olarak karar verdi.
6 AYDA 2 FARKLI KARAR
Bu süreçte ise 2019 yılında riskli binanın yıkım işlemi gerçekleşti. 34 aile, dört yıl süren bu hukuki sürecin Danıştay 6. Dairesi’nin verdiği kesin karar sonucu tamamlandığını ve dört yıldır bekledikleri inşaatın başlayacağını düşünürken, itirazcı iki malik bu kez de Bakırköy Belediyesi’nin verdiği satış kararının ve ihalenin iptali için yine İdare Mahkemesi’ne dava açtı.
Açılan dava sonucunda Danıştay denetiminden geçmiş ve kesinleşmiş satış kararı İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi ve bu karar onandı. Yani Bölge İdare Mahkemesi, altı ay arayla aynı işlemin yürütmesinin durdurulmasına dair birbirinden farklı kararlar verdi. 34 malikin bu karara itirazı ise şu anda esastan incelenmek üzere aynı dairede İstinaf Mahkemesi’nde kentsel dönüşüm süreçlerinde hukuki danışmanlık yapan avukat Ömer Faruk Fırat, durumu Milliyet’e şöyle değerlendirdi:
“Van depremi sonrasında yürürlüğe giren 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu uygulanması bakımından vatandaşlar büyük bir sorunla karşı karşıya. Gerek mevzuatın yazım tekniğindeki hatalar ve gerek yargıda ortaya çıkan kararlar, yasanın işlerliğine darbe vurmuştur. Yaşanan süreçte arzu edilen yenileme süreci yani kentsel dönüşüm süreci işleyememiştir. Burada en kritik hususlardan birisi de adli yargı ve idari yargıda adeta birbirlerinin kararlarını uygulanamaz hale getiren, yasanın temel kuralına dair 180 derece farklı kararların veriliyor olmasıdır. Görüldüğü üzere uygulamada kentsel dönüşüm çok büyük bir hukuki çıkmazda ve yenileme süreci arzu edilen hızda ilerleyememektedir. Bu nedenle ivedi olarak mevzuatın netleştirilmesi, kentsel dönüşüm ve türev davalarda ihtisaslaşmış mahkemelerin kurulmasının çok önemli olduğunu düşünmekteyim. Aksi takdirde başta İstanbul olmak üzere tüm kentlerimizi depreme güvenli hale getirmemiz güçleşecektir.”
‘KALP HASTASI OLDUM’
Mağdurlardan emekli öğretmen Ali Demirbaş, “Emekli olduğum zaman aldığım ikramiyenin de üzerine para ekleyerek evi sıfırladım. Şahane bir daire oldu. Ama arkasından bu iş çıktı ve o güzelim ev yıkıldı. İki daire buna karşı geldiler. 34 dairedeki yüz kişiden fazla insanı mağdur ettiler. Ben kalp hastası oldum o işten sonra. Bir yandan da Koah hastasıyım. Kira verdiğim için sağlık giderlerinden de kısmak zorunda kalıyorum. Mahkemeleri kazanıyoruz, yeni bir mahkeme tekrar açıyorlar, tekrar kazanıyoruz, tekrar açıyorlar. Kira yardımı birçok aile alamadı. İlk başta emekli maaşımla karşılayabiliyordum. Ama şu anda kiralar çok çok arttı, bu da beni çok mağdur etti. Birçok komşumuz bu bekleme sürecinde hayatını kaybetti. Kaldığımız evler depreme dayanıklı mı değil mi onu da bilmiyoruz” dedi.
‘EVLERİNİ GÖREMEDEN VEFAT ETTİLER’
Bir şirkette yönetici olan 36 daireli apartmanın maliki Fatih Güner, “Buranın da çoğu zaten emeklidir. Altı yıldır kirada oturuyorlar ve emekli bu insanlar. Son dönemdeki kira fiyatlarını da biliyorsunuz. Bir senede tamamlanır zannediyorduk ama iş bu noktaya geldi. Birçok dairenin ekstra geliri ve evi de yok. Üstüne bu deprem ortamı biraz daha insanların gerilmesine neden oldu. Bu süreçte oradaki maliklerden vefat edenler de oldu. Bu insanlar 70’lerin üzerindeydi. Evlerini göremeden vefat ettiler” dedi.