Gündem‘Kendimizi suya atıp ölümden kurtulduk’

‘Kendimizi suya atıp ölümden kurtulduk’

07.08.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Manavgat ormanlarını kül eden korkunç yangında çok sayıda sera da alevlere direnemedi. Yeni kurduğu 1.5 milyonluk serası yanan Serkan Güngör, ‘Alevlerden kaçmak için ırmağa atladık, 2 saat ölümü ensemizde hissettik’ diye konuştu

CAN AROK - CİHAT ASLAN / Antalya’nın Manavgat ilçesinde çıkan orman yangınları büyük tahribat yarattı. Geçtiği bölgeyi enkaza çeviren yangın, Manavgat’ın seralarına da zarar verdi. 1.5 milyon TL değerindeki serası yanan Serkan Güngör, ırmakta iki saate yakın dallara tutunarak hayatta kaldığını belirterek, “Irmakta ellerimizi yukarı kaldırarak dualar ettik. O sırada bir tek kızımı düşündüm. İnsan başka bir şey düşünmüyor. Nisan ayında kurduğum seradaki her bir ağacı evladım gibi büyüttüm” dedi.

Haberin Devamı

1.5 milyonluk sera yandı

Antalya’nın Manavgat ilçesinde 10 gün önce başlayan orman yangınları seraları da vurdu. Ulukapı Mahallesi Çaltılıbük mevkiinde 10 dönüm üzerine ocak ayında kurulan muz serası da bunlardan biri. Turizmci Serkan Güngör’ün 1.5 milyon TL’lik kredi ile kurduğu seradaki demirler çöktü, muz ağaçları tamamen yandı.

Yangına seranın yanındaki Manavgat Irmağı’na girerek kurtulan Güngör, o gece cehennemi yaşadıklarını söyledi.

‘Her taraf yanıyordu’

Milliyet’e konuşan Güngör şunları anlattı:

“29 Temmuz’da sabaha karşı 02.00 gibi arkadaşlarım ‘Tepeler yanıyor, yangın serana yaklaşıyor’ deyince seraya geldim. Sabah 05.00 gibi üst köydeki çoban ve kızının keçilerini yangından kaçırdıklarını gördüm. Biz de ‘Hayvanları kurtaralım arabaya binip gidelim’ diye uğraştık. Vakit kalmayınca sera ıslak olduğu için hayvanları seraya koydum. Sonra bir baktık ki seranın etrafındaki otlar tutuştu. Karşımızdaki çiftlik, arka tarafımız her taraf yanıyor. Sert esen rüzgar nedeniyle yarım saat önce uzaktan görünen yangın dibimize kadar geldi. Orman yolundan kaçmaya çalıştık ama her tarafımızın ateşle kuşandığını gördük. Gideceğimiz hiçbir yer yoktu. İki çalışanımla birlikte baktık kurtuluş yok, kendimizi hemen ırmağa attık.”

Haberin Devamı

‘Kendimizi suya atıp ölümden kurtulduk’

1 saat 40 dakikalık korku

Irmakta dallara alevlerin ulaştığını belirten Güngör, “Irmağın içi buz gibi, dışarıdan alevler geliyor. Dumandan zaten nefes alamadık. Tişörtümüzü çıkarıp suya batırdık ve yüzümüze tuttuk. Nehirde kalınca ellerimizi yukarı kaldırdık. ‘Allahım sen bizi kurtar’ diye gökyüzüne bağırıyoruz. O sırada bir tek kızımı düşündüm. (Burada ağlıyor) Üç yaşındaki kızım. İnsan başka bir şey düşünmüyor. Şurada 1.5 milyonluk seram yandı. Koyunları kurtaralım diye geç kaldık. Biz o canları kurtaralım diye üzüldük. İçimden ‘1.5 saate bitecek Suda dur’ dedim. En çok oksijensiz kalmaktan korktum. Nefes alamıyorduk. Acayip duman, kapkara. Tam bir saat 40 dakika sonra yangın bizim buradan geçti, çıktık. Bu süre içinde ağacın dallarına tutunarak hayatta kaldık” diye konuştu.

Haberin Devamı

Hayvanların çığlıkları

Alevlerin ilerlemesiyle ırmaktan çıktıklarını ifade eden Güngör, “Seraya geldiğimde her şeyin yandığını gördüm. Öyle bir hızlı yanıyordu ki, yan taraftaki çiftlikteki hayvanların çığlıklarını duydum. Çığlık ata ata yandılar. O sesleri unutamıyorum. Kıyamet, mahşer günü gibiydi. Arka arkaya patlamalar oldu. Sonra hayvanları seradan çıkardım. 10 dönümlük arazi üzerine kredi ile yapılmıştı. Eşyalarımız ile birlikte 1.5 milyon TL’ye mal olmuştu” ifadelerini kullandı.

‘Muzları evladım gibi büyüttüm’

Ocak ayında serayı kuran ve nisan ayında dikim yapan Güngör, şunları söyledi:

“Şu anda bu serayı 1.5 milyon TL’ye tekrar yapamayız. Bunların (muz ağaçlarının) her birini evladımız gibi ellerimizle büyüttük. Önümüzdeki Mart ayında satacaktık. Komple her taraf yandı. Tesisat yıkıldı. İlk yaptığın iş olur ya farklıdır, üstüne titrersin.

Şimdi o kadar emek gitti. Her hafta gübreleme, ilaçlama, ama sonuç bu. Şu an seranın etrafı yangından dolayı açık olduğundan hiçbir şey bekleyemiyoruz. Dalların hepsi yandı ve tiftik oldu. Şu an burada yüzde 70 nem olması lazım. Nem kalmadı, toprağımın çamur olması lazım. Seranın etrafındaki bütün naylonlar yırtıldı. Bu sera senede 50-60 ton muz verirdi. 350 bin TL para gelecekti. Biz daha beş kuruş kazanamadan yaptığımız emekler bu hale geldi.”

Yazarlar