02.04.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
YAVUZ HAKAN TOK
Mehmet Erdem’in dördüncü albümü ‘Neden Böyleyiz?’, Sony Müzik etiketiyle yayınlandı. Albüm, tıpkı önceki Mehmet Erdem albümleri gibi yine bir kısım ‘cover’, bir kısım da yeni şarkıdan oluşuyor. ‘Cover’ kontenjanından albüme giren şarkılar Ahmet Kaya’dan ‘Söyle’, MFÖ’den ‘Ateş-i Aşka’, Cem-Ali’den ‘Duymak İstiyorum’ (Cem-Ali ile düet), Nilüfer’den ‘Böyle Ayrılık Olmaz’ (Rubato ile düet), Çamur’dan ‘Hara’ ve Taner’den ‘Affetmedim Kendimi’. Albümdeki üç yeni şarkının ikisi Cihan Güçlü, biri de Erdem Ergün imzası taşıyor.
- Yeniden seslendirilmiş eski şarkılar bir Mehmet Erdem albümünden beklenenlerin başında gelir oldu. Bu hep böyle mi gidecek?
Onu ben de bilmiyorum. Bir gün sıfır bestelerden bir albüm de yapabilirim ya da komple ‘cover’ şarkılardan bir albüm. Bu ara bu şarkılarla iyi hissettik, bunları yapalım dedik. Bana o kadar çok şarkı geliyor ki “Mehmet şunu da söylesene” diye. Hatta onun şakasını da yaptık; bir sonraki albümün adını “Mehmet Şunu da Söylesene” koyalım dedik. Bazen müzisyen arkadaşlarımdan bile “Kendime şarkı arıyordum, bir şey buldum, bu tam sana yakışır” diye şarkı gönderenler oluyor. Onların bana yakıştırdığı şarkı sahiden bana yakışacak bir şarkıdır onu da tahmin edebiliyorum. Gerçekten öyle bir albüm yapabiliriz yani bir gün.
- Ben size sorsam ne cevap verirsiniz? Neden böyleyiz?
İşte biz de biraz onu sorguluyoruz. Herkes sürekli birbirine laf atıyor. Müzik piyasasında bile artık kendi yaptığın işten çok başkası hakkında söylediğin şeylerle anılıyorsun. Neden biz kendi işimizi doğru düzgün yapıp da başkalarıyla uğraşmayı bırakamıyoruz?
- Sürekli bir konser, turne halindesiniz. “Of yeter artık!” dediğiniz anlar oluyor mu?
Peş peşe dört-beş konser olduğunda sabah otelde uyanıp “Neredeyiz biz?” diye sormuşluğum çok olmuştur. O kadar dolanınca insan karıştırabiliyor arada. Ama sonuçta amacımız buydu, istediğimiz şey insanlarla buluşmaktı ve oldu. Bundan yakınacak bir lüksümüz yok. Talep var ki gidebiliyoruz sonuçta.
- Hep böyle uslu, efendi duruyorsunuz. Hiç mi çevrenizdeki insanların illallah dediği bir huyunuz, tabiri caizse bir arızanız yok?
Aceleciyimdir biraz. Hemen her şey olsun isterim. Biraz da mühendislikten geliyor galiba; daha rasyonelim. Bir yerlerde bir aksaklık olunca onun birtakım hatalardan dolayı olduğunu fark ederim ve duramam, müdahale ederim. Çevremdekileri yorabilirim tabii o arada. Herkese sürekli “Hadi hadi hadi,” diyebilirim. Bir de bu efendilik mevzuu çok saçma bir yere geldi. Bir yere girince selam veriyorum, “Abi ne kadar mütevazısın,” diyorlar. Selam vermemek zaten ayıp değil mi?
Selam vermeyenler olduğu için sen verince mütevazısın sanıyorlar. Hayır, benim yaptığım normal, olması gereken. Selam vermeyenin yaptığı terbiyesizlik. O yüzden bana fazladan bir efendilik yüklendi. Ben normal davranıyorum aslında.