24.09.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Fisun Yalçınkaya / İstanbul
İyi bir komşu temasıyla 12 Kasım’a dek süren ve Elmgreen&Dragset sanatçı ikilisi tarafından küratörlüğü üstlenilen 15. İstanbul Bienali bu yıl hayvan hakları ihlalleriyle de gündemde. Bienalde İstanbul Modern’de sergilenen Xiao Yu’nun ‘Ground’ adlı eserinde bir hafta boyunca tarla sürmesi için kullanılan eşek Boncuk, Adel Abdessemed’in ‘Feryat’ eserinde kullanılan fildişi malzemesi ve Pera Müzesi’nde sergilenen Aude Pariset’in ‘Toddler Promession’ adlı işinde plastik yiyip organik atığa dönüştüren kurtçuklar tartışma konusu oldu. Konuyu gündeme taşıyanlara gelen tepkileri sorduk.
Dört Ayaklı Şehir topluluğundan Başak Deniz Özdoğan “Xiao Yu’nun işi maalesef tek hayvan sömürüsü işi değildi. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta ortasında Dört Ayaklı Şehir ve HAKİM olarak Adel Abdessemed’in fildişinden ‘Feryat’ adlı heykel önünde bir eylem gerçekleştirdik. Ancak bu sırada Bienal’in farklı bir mekânında Aude Pariset`in işinde ‘performans’ gerçekleştiren solucanlar strafor yiyerek yaşam savaşı vermeye devam ediyorlardı. Yaptığımız eylemin hayvan sömürüsünü görünür kıldığını ve farklı kesimlerden birçok insanın desteğini aldığını gördük,” diye belirtiyor.
Özdoğan, “Bienal küratörlerinin ve bu işlerin sahibi sanatçıların bu mesele üzerinde herhangi bir etik-politik sorgulama yaşamamış olması bir yana, gelen tepkilerden insanların bu işlere iki temel açıdan yaklaşması eylememizin başarılı olduğunu gösteriyor. Bu tartışmalarda hem hayvan haklarını hem de sanatın temsiliyet sorununu birlikte tartışabileceğimiz bir mecranın açıldığını gördük. Ancak bunu yapan maalesef bu işlerin başarısı değil, acımasızlıkları oldu. Sanatın konusu her şey olabilir ancak malzemesi her şey olamaz,” diye belirtiyor.
‘Yaşama karşı suç’
Hayvan Hakları İzleme Komitesi’nden Fatma Biltekin ise, “Hayvan hakkı ihlalleri hangi alanda yaşanırsa yaşansın bunun haklı bir gerekçesi olamaz bu yüzden hayvan sömürülen bütün alanlara karşı durmak gerekiyor. Ama tabii ki bu ihlaller sanat alanında yaşanınca daha fazla ilgi çekiyor. Üstelik bu işleri yapanlar çoğu zaman tepkilerden rahatsız olmuyorlar aksine tepkiler sayesinde gündemde kalıyorlar, yaratıcılık mottosunu da vurgulayarak işlerinin fiyatını artırıyorlar. Sanat özgürlüğü çok uç noktalara gidebiliyor. Konu sanat olduğunda her şey mübah olamaz, sanat içinse sorun değil demek eleştirilere cevap olamaz. Çünkü bizce ortada büyük bir suç var hem de yaşama karşı işlenmiş bir suç,” diyor.
‘Önemli bir adım’
Başak Deniz Özdoğan gelen tepkilerin önemli bir adım olduğunu belirtiyor: “Esasında hayvanların çalıştırılmaları ve deneylerde kullanılmaları 5199 numaralı Hayvanları Koruma Kanunu ile düzenlenmiş durumda. Ayrıca mesela fildişi gibi yasadışı bir ticaret uluslar arası sözleşmelerle denetime tabidir. Hayvan hakları kanunu bu haliyle yetersiz olsa da, hayvana yönelik suçu suç olarak değil kabahat olarak değerlendirse de hâlâ yapılabilecekler var. Bu açıdan bienale gelen tepkileri ve meselenin hayvan hakları açısından gündem yapılarak tartışılmasını çok önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz.” Fatma Biltekin ise, önceki benzer tartışmaya yol açan sergileri şöyle hatırlatıyor: “Damien Hirst’in 2013 yılında Türkiye’de hayvan bedeni kullandığı çalışmaları sergilendi. Hayvan hakları aktivistleri tarafından protesto edildi. 2011’de domuzlar üzerinde dövme yapan ve domuzları önce canlı sonra ya derilerini yüzerek ya da doldurarak sergileyen Wim Delvoye dokuz domuz derisi ile İstanbul’da sergi açmıştı. Tabii ki öncelikle sanat için hayvan kullanımının yasaklanması gerekiyor ama bu çok da yakın görünmüyor.”
‘Her türlü endişeyi anlıyoruz’
İKSV gösterilen tepkilerle ilgili olarak yaptığı açıklamada, “İstanbul Kültür Sanat Vakfı, düzenlediği tüm etkinliklerde olduğu gibi İstanbul Bienali’nde de sanatçılara ve küratörlere üretimlerini sergilemeleri için özgür bir platform sunmayı hedeflemekte, sergilerin ya da sergide yer alacak yapıtların sanatsal içeriğine müdahalede bulunmamaktadır. Bu yaklaşım, bienalde yer alan ve farklı canlıların katılımlarını içeren işler için de geçerlidir. İKSV, yapıtların sergilenme sürecinde canlılar için en iyi koşulları sağlamak ve süreçten zarar görmemeleri için mümkün olan tüm önlemleri almak ve sergilenen tüm eserlerin gerekli uluslararası belge ve izinlere sahip olmasını sağlamak sorumluluğundadır. 15. İstanbul Bienali’ndeki eserlerin etrafında gelişen tüm tartışmaların önemli olduğunu düşünüyor ve hayvan hakları konusunda gündeme getirdiği tüm tartışmaları memnuniyetle karşılıyoruz. 15. İstanbul Bienali küratörleri de, ‘halk eğlencesi, veya sanat için hayvanlara kötü davranılması konusunda duyulan her türlü endişeyi anladıklarını ve gösterilen hassasiyeti de son derece ciddiye aldıklarını, hayvanların doğalarına ve esenliklerine aykırı şekilde sömürülmelerinin kabul edilemez olduğuna inandıklarını’ açıklamışlardır” dedi.