05.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Mert İnan / İstanbul
Geçtiğimiz pazartesi günü yaşamını yitiren Emekli Tümgeneral Mehmet Cihat Akyol (95), Türkiye’nin yakın tarihinde adı az bilinen, en önemli isimlerinden biriydi. ‘Kontrgerilla’nın Türkiye’deki mimarı olduğu iddia edilen Akyol için, yıllar boyunca ‘derin devletin babası’ iddiaları ortaya atıldı. Öyle ki; Soğuk Savaş döneminde hakkında CIA ile derin bağlantılı olduğu bile ileri sürülen Akyol, kısa bir dönem MİT İstihbarat Başkanlığı yaptıktan sonra Özel Harp Dairesi’nin başında yer almıştı.
‘Gurur duyuyorum’
Akyol, kendi imkanlarıyla bir matbaada bastırdığı, çok az kişi tarafından bilinen ve bugün piyasada olmayan “Kontr-Gerilla Anı-Araştırma” başlıklı kitabında, Özel Harp Dairesi’nin, TSK bünyesinde Genelkurmay 2. Başkanı’na bağlı olarak kurulduğunu ve buradaki görevin gayri nizami harp olarak belirlendiğini ifade ediyor.
Akyol, Özel Harp Dairesi’ne kontrgerilla yakıştırmasının ise CHP’liler tarafından yapıldığını anlatıyor: “Özel Harp Dairesi, Genelkurmay 2.Başkanı’nın emir ve komutası ile yönetilen bir dairedir. TSK’nın diğer birimlerinde olduğu gibi tasdik edilmiş bir kuruluşu, onaylı kadrosu ve Genelkurmay Başkanlığı görev talimatı içinde yer alan resmi görev talimatı vardır. Ben 30 Ağustos 1967’de Tuğgeneral olarak bu dairenin başkanlığına atandım.
Bana sataşıldığından bu yana her zaman ifade ettiğim gibi şeref duyarak 4 yıl başkanlığını yaptığım bu dairede verdiğim devlet hizmetlerinde iftihar ve gurur duyuyorum. (..) Benim için yepyeni bir görevdi. Dışarıdan bakıldığında çok gizli ve önemli bir vazifesi olduğu intibaı uyandıran dairenin bazı çevrelere göre de bir istihbarat hizmeti gibi yorumlanabilir görünümü de vardı. Yaptığımız incelemelerde gayri nizami harp olarak belirlediğimiz dairenin hizmetini ileriye götürmek üzere çalışmalara konuldu.”
CHP’li parlamenter
Akyol, anılarında kendisine yöneltilen suçlamaların arkasında 1970’li yıllarda CHP Erzincan Senatörlüğü yapan Niyazi Uysal olduğunu öne sürerken, kontr-gerilla diye sözü edilen örgütün devlet içindeki adının Özel Harp Dairesi olduğunu da merhum Bülent Ecevit’in dile getirdiğini söylüyor.
Akyol anılarında, 30 mart 1976’da eşi ve kızıyla tatilden dönerken Ankara’daki evine bomba atıldığını anlatıyor ve, “40 küsur yılını memleket hizmetinde geçirmiş bir generaldim. Parlak ve şerefli bir mazim vardı. Cuntalardan uzak kalmış, son yılların siyasi olaylarına karışmamıştım. 12 Mart döneminde Tümen Komutanlığı yapmıştım. Yaptığım bütün görevlerin iç politikayla uzaktan yakından ilgisi yoktu” diyor.
‘Bu cunta ile ilişkim yoktu’
Talat Aydemir cunta hareketine de anılarında değinen Akyol, bu konuda şunları yazıyor: “Hatırlanacaktır. 22 Şubat 1962 öncesinde o zaman Kara Harp Okulu Komutanı olan Albay Talat Aydemir’in oluşturduğu bir askeri cuntayı herkes biliyor ve konuşuyordu. O tarihlerde ben de çok genç bir Kurmay Albay olarak Genelkurmay İstihbarat Başkan Yardımcılığı görevinde bulunuyordum. Benim bu cunta ile de ilişkim yoktu. Cuntaya dahil olanlarla, bunların Genelkurmay Başkanlığı’nda bile yaptığı toplantılar gizli değildi. Bu subaylardan bazıları idareye müdahale etmede istical gösterdiklerine, buna sebep olarak da birliklerinde alttan gelen tazyike dayanamadıklarını ve adeta şişenin tıpasına döndüklerini ifade ile kendilerine göre gerekçe ileri sürdüklerine tesadüfen tanık olmuşumdur.”