GündemFETÖ'nün karanlık yüzü! Her şeyi deşifre etti

FETÖ'nün karanlık yüzü! Her şeyi deşifre etti

17.03.2020 - 11:18 | Son Güncellenme:

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) karanlık yüzünü, uzun yıllar örgütün mahrem birimlerinde görev alan itirafçılar anlattı.

FETÖnün karanlık yüzü Her şeyi deşifre etti

Örgütün bilişim yapılanmasını deşifre eden örgütün mahrem imamlarından  İ.E, 2010'da Karadeniz Teknik Üniversitesinden mezun olduktan sonra Trabzon'da  örgüte ait Hasret Öğrenci Yurdu'nda muhasebeci olarak çalışmaya başladığını ifade  etti.

Haberin Devamı

Daha sonra örgüte ait dershanelerde kendisini sigortalı gösterip,  örgüt evlerinde sorumlu düzeyde "abi" olarak görev yaptığını belirten İ.E,  Akçaabat'ta 2013, Trabzon merkezinde de 2014'te örgüt adına çalıştığını bildirdi.

Ankara'ya 2014'ün Haziran ayında geldiğini ve "Burç İletişim" isimli  örgüte ait bir firmada görev yapmaya başladığını kaydeden İ.E, Temmuz 2016'da bu  firmadan ayrıldığını ve memleketi Tokat'a giderek iki yıl boyunca çeşitli işlerde  çalıştığını aktardı. İ.E, 2018'de askere gittiğini, 15 Ekim 2018'de  tutuklandığını aktardı.

Akçaabat'ta 2008'de örgüte ait "İrem" adı verilen bir evde kaldığını  belirten İ.E, örgütle ilk kez burada tanıştığını, ilk başta eve gelen bazı  öğrencilere matematik ve fizik dersleri verdiğini, 2009-2010 yıllarında başka bir  evde "ev abisi" olarak görevlendirildiğini bildirdi ve aynı evde kalanların  isimlerini verdi.

Haberin Devamı

İ.E, "2010-2012 yılları arası Hasret Öğrenci Yurdu'ndan muhasebecilik  yaptım. O yıllarda Akçaabat'ta 2 yurt, 1 büyük bölgeci, 3 bölgeci (sohbet abisi)  ve 1 büyük bölge talebe mesulü bulunuyordu. Büyük bölgeci Akçaabat'ın abisi  olurdu. Esnafın burs ve kurban miktarlarını belirlerdi. Ona bağlı bölgeciler,  sohbet abiliği yapardı. BBTM ise Akçaabat'ta bulunan yaklaşık 45 evde  öğrencilerinden sorumluydu." ifadesini kullandı.

Mahrem imam İ.E, 2013'de Trabzon Meydan Bölgesi Abisi olarak Usame kod  adlı Yüksel Yavaş'ın görev aldığını anlattı.

"BİZİM İLGİLENDİĞİMİZ KURUM TÜBİTAK"

FETÖ'nün bilişim yapılanmasında nasıl görevlendirildiğini de anlatan  İ.E, şunları aktardı:

"2013 yılı sonlarına doğru annemin kanser hastalığı nüksetti. Tedavi  için Ankara'ya gitmem gerektiğini Recep Öztürk'e söyledim. O da beni Trabzon  eğitim danışmanı İsmail kod adlı şahsa yönlendirdi. 2014 yılında iki kişi  Trabzon'da bulunan Melikşah yurduna geldi. Asıl görüşmeyi Nazif kod adlı kişi  yaptı. Durumumu anlattım. Benimle kısa bir mülakat yaptıktan sonra 'Tamam'  dediler. 2014'ün haziran ayında beni telefonumda kayıtlı olmayan bir numaradan  aradılar. Ankara'ya gelmem istendi. Bana bir tarih vererek, Batıkent'teki metro  istasyonunda görüşeceğimiz söylendi. Ankara'ya gittim. İsminin Emrah olduğunu  sonradan öğrendiğim kendisini Engin olarak tanıtan şahıs beni karşıladı. Burç  İletişim isimli firmada çalışacağımı, bir de dernek olduğunu, burada da evrak  işlerini takip edeceğimi söyledi. Demetevler'den ev tutmam istendi. Ben aynı yıl  temmuz ayında Demetevler'de bir ev tuttum. Eşim ve annemle orada kalmaya  başlandık. Yaklaşık 4-5 ay sonra Törekent'e taşındık. Bir ay sonra Engin,  çalıştığım Burç İletişim isimli şirkete geldi. Kendilerinin devlet kurumu  personelleriyle ilgilendiklerini söyledi, benim de ilgilenmemi istedi. Yapmak  istemediğimi söyledim. 'Yapmayacaksan seni burada istihdam edemeyiz.' dedi.  Annemin tedavisi için mecburen kabul ettim."

Haberin Devamı

Engin adlı kişinin görüşmeleri yapacakları programı yüklemek için  kendisinden akıllı telefon talep ettiğini, satın aldığı telefona ByLock  programının yüklendiğini dile getiren İ.E, "ByLock programından genellikle  toplantı yeri ve zamanını yazıştık. Engin bir zaman sonra Burç İletişime geldi ve  'Bizim ilgilendiğimiz kurum TÜBİTAK. Oradaki personelle seni tanıştıracağım.'  dedi. Benim TÜBİTAK yapılanmasıyla tanışmam bu şeklide 2014 yılının 8. ayında  oldu." ifadesine yer verdi.

Haberin Devamı

TÜBİTAK yapılanmasında yer aldığını, eşi dahil kimseye bahsetmemesinin  istendiğini belirten itirafçı İ.E, kendisini tanıyanlara 17-25 Aralık sürecinden  sonra cemaatten koptuğunu ve normal bir şirkette çalışmaya başladığını  söylemesinin talep edildiğini bildirdi. İ.E, "TÜBİTAK yapılanması içindeki  konumumun öğretmen, Engin'in ise müdür olduğunu burada öğrendim." ifadesini  kullandı.

İŞE GİRMELERİ SAĞLANDI

Engin'in kendisine bir dizüstü bilgisayar ile iki flaş bellek  verdiğini belirten İ.E, bu flaş belleklerin birinde LINUX adlı programın  bulunduğunu, diğer flaş bellekte ise örgüt mensuplarına derslerde göstereceği  dini sohbet ve videoların olduğunu anlattı.

ByLock programını 2015 başına kadar kullandıklarını dile getiren İ.E,  şunları kaydetti:

Haberin Devamı

"2015 başında Ali kod adlı Sami Yaldızbaş bana, 'ByLock isimli program  artık MİT tarafından tespit edildi. Bu programı kullanmayacağız. Bunu kullanmaya  devam edenler hizmete hainlik etmiş olacaklar.' dedi. Biz kullanmasak da hizmet  hareketi içindeki sivil kanatta faaliyet gösterenlerin 2016 temmuz ayına kadar bu  programı kullandıklarını duydum. Onlara öyle bir talimat gelmemesini  garipsemiştik. Bunu öğretmenler olarak bir araya geldiğimizde konuştuk. Hizmet  içinde bazı şeylerin yanlış gitmeye başladığını sorgulamaya başlamıştık."

İ.E, ByLock programının kişiler listesinde ekli olan 15 kişiyi teşhis  etti ve hangi görevleri yürüttüklerini de aktardı.

İtirafçı İ.E, örgütün bilişim biriminin Türkiye genelinde 7 bölgeye  ayrıldığını, her bölgenin bir müdürü bulunduğunu, müdürlerin örgüt evinde kalan  üniversitelerin mühendislik mezunlarıyla mülakat yaptığını, mülakat sonunda işe  girmeye uygun gördüğü kişileri bilişim birimindeki görevlilere iletip, mezunların  kamuda işe girmesinin sağlandığını söyledi. Kurum personelinin gizliliğe çok önem  verdiğini aktaran İ.E, "Bu kişiler iş yerlerinde örgütle ilgili konuşmalar  yapmaz. Örgüte yakın dernek ve sendikalara üye yapılmaz. Örgütün okullarına  gitmez. Gazete ve dergi almaz. Bank Asya hesabı kullanmazlar ve kod adları  bulunur." bilgisini verdi.

İ.E, öğrencilerle sohbet toplantısı yapılacağı zaman baz birlikteliği  vermemek için telefonları evde bıraktıklarını, toplantı zamanının bir önceki  toplantıda belirlendiğini, polis baskınına karşı evlerde belge  bulundurmadıklarını ve ne olursa olsun telefonla irtibata geçmediklerini  belirtti.

SORUMLULARIN İSİMLERİNİ VERDİ

Bilişim yapılanmasının TAİ, HAVELSAN, Roketsan, TÜBİTAK, ASELSAN,  Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Türk  Telekom'dan sorumlu olduğunu bildiren İ.E, 2014-2015 yılları arasında örgütün  Türkiye bilişim yapılanmasından sorumlu kişinin Selçuk kod adlı Suat Yiğit  olduğunu, TÜBİTAK yapılanmasının başında ise Nazif kod adlı Hüseyin Civan'ın  bulunduğunu ifade etti.

2015-2016 yıllarında Hüseyin Civan'ın hem bilişim yapılanmasının hem  de TÜBİTAK'ın sorumluğunu aldığını belirten İ.E, Civan'ın altında Sami  Yaldızbaş'ın bulunduğunu, kendisinin Yaldızbaş'a bağlı olduğunu, kendisiyle  birlikte Mustafa Ç, Orhan Ç, Muhammet B. ve Çetin K'nin de TÜBİTAK personelinden  sorumlu öğretmen statüsünde bulunduğunu aktardı. İ.E, daha sonra Sami  Yaldızbaş'ın TÜBİTAK'tan sorumlu olduğunu dile getirdi.

İ.E, FETÖ'nün darbe girişiminin yaşandığı 2016'da örgütün bilişim  imamlığı görevini Hüseyin Civan'ın yürüttüğünü, Civan'ın altında örgütün TÜBİTAK  abisi olarak Mehmet Alatlı'nın görev yaptığını, kendisinin de Alatlı'nın altında  öğretmen konumunda bulunduğunu ve 7 öğrenciden sorumlu olduğunu ifade etti.

Kendisiyle aynı konumda Mustafa Murat K, Muhammet B. ve Alperen Ş.  adlı 3 öğretmenin bulunduğunu aktaran İ.E, bu dönemde savunma sanayi alanındaki  şirket ve derneklerden örgüt adına sorumlu kişinin Mehmet Bayramoğlu olduğunu,  örgütün bilişim birimi izdivaç sorumluluğu görevinin de Halit kod adlı Enes  Osmanoğlu tarafından yürütüldüğünü anlattı.

İ.E, sorumluluğunda bulunan personelin isimlerini de verdi.

"Hain darbe girişimine inanamadım. Üç gün boyunca kendime gelemedim.  Bu hainliği aklım, mantığım ve vicdanım bir türlü kabul etmedi. Bütün bağımı  kesmeye karar verdim." diyen İ.E, darbe girişiminin ardından örgütten ayrıldığını  kaydetti.