21.10.2024 - 16:33 | Son Güncellenme:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MKYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
AK Parti'li Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle; Milletimize ihanet etmiş bir haindi. Terörist Gülen vatansız olarak dünyayı terk etti.
Dinimize yaptığı kötülükler böyle bir şahsın ismini Netanyahu gibi biriyle yan yana yazdırması neticesinden başka bir sonuç doğurmayacaktır. Bütün geçmişe doğru değerlendirildiğinde gerek 15 Temmuz darbe girişimi ile çıkan tablo bu terörist başının ülkemizin milli egemenliğini çalmak üzere ordumuza, milletimize büyük kötülükler yapmak üzere bir projenin taşeronluğunu net bir şekilde göstermektedir.
Bugün bütün bu suçlarıyla birlikte bütün ihanetleriyle ve cinayetleriyle birlikte bu dünyayı terk etti. Tabi burada örgütün fiziki unsurlarıyla sonuna kadar mücadele edeceğimiz konusundaki kararlılıkta hiçbir eskime söz konusu değildir.
Uzun zamandır örgüt mensuplarının yaptığı faaliyetlere dikkat ettiğimizde bunları aynı ihanet ve cinayet şebekesini işlevsel kılmak için çeşitli ülkelerde ülkemize karşı faaliyetlerde yürüttüğünü, kendilerince uygun bir fırsat bulmaya çalıştıklarını net bir şekilde görüyoruz.
Bu zihniyetin, şebekenin şimdi yaptıkları birtakım açıklamaları gördüğümüzde aynı ihanet ve cinayet şebekesini sürdürmeye çalıştıklarını görüyoruz. Gelinen noktada 15 Temmuz’dan sonra kimler tarafından himaye edildiklerini de görmüş olduk. Birçok odakları bertaraf edildi. Kutsal değerlere ve insanlığa kötülük etme bakımından ismini Netanyahu gibi katillerle yan yana yazdıran bir kötülük abidesinin hayatı son bulmuş oldu.
NOBEL ÖDÜLÜ ALAN HACEMOĞLU HAKKINDA
Nobel Ödülü Kazanan Daron Hacemoğlu’nu tebrik ediyoruz. Bilimsel çalışmalarına yapılan atıflar dikkatle takip edilmesi gereken konular.
BÜTÇE SÜRECİ BAŞLIYOR
Ortaya koyduğumuz siyasi başarı 23’üncü bütçe ile taçlanmış olacak. Yarın itibarıyla süreç başlamış olacak.
‘NAZİLERDEN DAHA BETER TABLO ORTAYA ÇIKARMIŞTIR’
Yahya Sinvar’ın şehit edilmesiyle Netanyahu hükümetinin katliamlarına devam ettiği net bir şekilde görülmüştür. Filistin meselesini MKYK’da ayrıntılı bir şekilde ele aldığımızda gördük ki ortaya koydukları soykırım Nazileri fersah fersah geçmiş, Nazilerden daha beter bir tablo ortaya çıkarmıştır.
Bugün yeni bir İsrail saldırısından da bahsediliyor. Netanyahu hükümeti barışa ait her şeyi hedef almaya devam ediyor. Bu saldırgan politikanın durmayacağı görülüyor. Buna silahla destek olanlar eninde sonunda bunun altında kalacaklardır. Bunu bugün durdurmayanlar yarın kendi halklarının daha büyük tepsisiyle karşı karşıya kalacaklardır. Soykırım şebekesi insanlık mahkemesinde yargılanacak ve hak ettikleri en ağır cezayı alacaklar.
Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanlığımızın ev sahipliğinde Azerbaycan, Ermenistan, Rusya Dışişleri Bakanları Türkiye’deydi. Cumhurbaşkanımızın kabulünde ifade ettiği konular Kafkasya barış perspektifi bakımından önemlidir. Net bir şekilde Türkiye Kafkasya’daki barış içinde kilit rol oynayan bir ülkedir. Yıllarca Ermenistan’ı silahlandırarak çıkar elde etmeye çalışanlara karşı Türkiye herkesin yararına olacak. Azerbaycan’ın, Ermenistan’ın Rusya’nın içinde olduğu konularla Kafkasya barışını koruma iradesi bir kez daha ortaya çıkmıştır.
TÜRKİYE’NİN BRICS GÖRÜŞMELERİ HAKKINDA
Çarşamba günü sayın Cumhurbaşkanımızın Rusya Kazan ziyareti olacak. BRICS toplantısı gerçekleşecek. Türkiye’nin tarihsel yürüyüşü korunurken ilişkilerin çeşitlendirilmesi açısından Türkiye’nin dünyanın her türlü birliğinde yer alma iradesi baştan itibaren ilan edilmiştir. Cumhurbaşkanımızın yapacağı temaslar önümüzdeki dönem için yol gösterici ve aydınlatıcı olacaktır.
YENİDOĞAN CİNAYET ŞEBEKESİ
Yenidoğan bebekleri öldüren cinayet şebekesiyle ilgili gündem ve gelişmeleri ve bu şebekeye dönük her türlü girişimi yakından takip ediyoruz. Sağlık Bakanlığımız, İçişleri ve Adalet Bakanlığımız tam koordinasyon içinde. Bu çetenin tamamen çökertilmesi varsa benzerlerin bertaraf edilmesi için güçlü bir çalışmayı sürdürüyorlar. Cumhurbaşkanımız sonuna kadar ve tavizsiz şekilde bu meselenin üstüne gidilmesi konusunda tutumunu ortaya koydu. Bu cinayet şebekesini tümüyle kazıyacağımızı, cezaları almaları için gayret göstereceğimizi ifade ediyoruz.
FRANSIZ ŞİRKETİ HAKKINDAKİ SORUŞTURMA
Fransız şirketinin gerek PKK gerek DEAŞ terör örgütlerini desteklediği haberler vardı. Fransa'daki savcıların ifadesinde Fransız istihbaratının bilgisi dahilinde bunları yaptığı ifade ediliyordu. Bütün bunlar yargı faaliyeti haline gelmiştir. Çatışmaları körükleyenlerin ceza almaları gerektiren süreç devam etmektedir. Bölgedeki kirli ilişkilerin, bölgeye dönük kasıtlı faaliyetlerin ortaya çıkması bakımından örnek teşkil etmektedir. Birilerinin terör örgütleri üzerinden iş yürütmesi tablosunun somut örneğidir.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN RUSYA'YA GİDİYOR
Çarşamba günü sayın Cumhurbaşkanımızın Rusya, Kazan toplantısı olacak. Türkiye'nin şimdiye kadar ki, geleneksel ittifakları, tarihsel yürüyüşü korunurken ilişkilerin çeşitlendirilmesi açısından da Türkiye'nin dünyanın her türlü platformda yer alması baştan beri ilan edilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın temasları önümüzdeki dönem için yol gösterici olacaktır.
RİZE'DEKİ AÇILIŞ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA
Rize'deki açılışa katılma olayıyla ilgili olarak oraya katılan belediye başkanlarımız ve yöneticilerimiz hakkında disipline sevk işlemi yapılmıştır ve süreç kurul tarafından takip edilmektedir. O konudaki gelişme şimdilik bu noktadadır.
SORU-CEVAP
12 BEBEK DIŞINDA FARKLI VAKALAR VAR MI?
Bu iddiaların hepsi ayrıntılı biçimde inceleniyor. Bunlar çeşitli vatandaşlarımız ve sağlık çalışanları tarafından dile getiriliyor. Hepsi en ayrıntılı şekilde inceleniyor. Vardığımız sonuçları muhakkak surette kamuoyuyla paylaşacağız. Bu vahşet örneği dolayısıyla başka alanlarla ilgili olarak da gündeme geldi. Birçok alanda acaba burada da böyle bir şey var mıdır şüpheler gündeme gelmiştir. Bir yandan gerçekten pandemi zamanında ve diğer zamanlarda büyük fedakârlıkla çalışan sağlık çalışanlarımızı topyekûn töhmet altında da bırakacak ifadelerden kaçınmak gerekir. Vatandaşlarımızdan gelen uyarılar var. Bu konuyu son derece ciddiye aldığımızı ifade etmek istiyoruz. Bizim aynı şekilde Cimer'e geldiği gibi partimize gelen ihbar söz konusu olduğunda bütün ayrıntılarıyla bakıyoruz.
Doğrusunu yanlışını ayırt etmeyip ilgili makamlara ileterek en ayrıntılı şekilde bakılmasını sağlayacağız. Günlerdir bizi uyutmayan diyalog ve tablolar ortaya çıktı. Vatandaşımızdan gelen her ihbarı muhakkak surette takip ediyoruz. Çıkarsa bunu paylaşırız, üstüne de sonuna kadar gideceğimizi ifade etmek istiyorum.
Muhalefetten de bazı teklifler geliyor. Burada topyekûn suçlamaya gitmeksizin ortaya konulan her şeye bakıyoruz. Denetim sisteminin bu olaylarla ilgili olarak yeniden güncellenmesi ve daha da güçlü hale getirilmesi, sağlık çalışanlarının fedakarlıklarının tam zıddında ölüm şebekesi kurmuş çetesi dünyada da gündeme geliyor. Bunlarla ilgili yeni mekanizmalar kuracağız. Vatandaşlarımızın gösterdiği infial son derece haklıdır. Biz bunlarla mücadele konusunda acımasız olacağız dediğimizde cümle yanlış yere gidiyor. En yüksek kararlılığı göstereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Bu olayların tekerrür etmemesi için ortaya konulan tüm teklifleri değerlendireceğimizi ifade etmek isterim.
NEÇİRVAN BARZANİ'NİN ZİYARETİ
Irak'ın toprak bütünlüğü ve istikrarını savunmak konusunda güçlü bir irademiz var. Burada hem merkezi hükümetle hem Kuzey Irak'taki yönetimle terörle mücadele ve PKK'yla mücadelede görüşlerimizin daha da yakınlaştığını gördük. KYB'nin yanlış bir yönde hareket etmesi problemdir. Biz KYB yetkililerine şunu söylüyoruz; Türkiye'ye karşı faaliyet yürüten unsurlarla yan yana durmasınlar. Bu hassasiyetleri koruma bakımından Neçirvan Bey'in ziyareti önemlidir. Yerinde ve verimli bir ziyaret olarak gerçekleşmiştir.
YENİ BİR ÇÖZÜM SÜRECİ GÜNDEMDE VAR MI?
Burada net bir şekilde ifade edildi. Sayın Cumhurbaşkanımızın Meclis açılışından sonra sayın Devlet Bahçeli'nin açıklamaları iç cepheyi güçlendirme başlığı üzerinden. Bölgede ve diğer gelişmeleri birlikte okuduğumuzda Türkiye'de iç cephenin korunması herkes için bir sorumluluk olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin meşruiyet alanından taviz söz konusu değildir. Terör örgütüne destek veren ifadeler kullanan siyasi partiye dönük olarak terörle aralarına mesafe koymaları, Türkiye partisi olmalarına dönük faaliyettir. Çözüm sürecinde yapılan devletin sert gücünü kullandığı kadar yumuşak gücünü kullanılması, terör örgütünün silah bırakması ve ülke topraklarını terk etmesiydi.
Sayın Cumhurbaşkanımız 'ülkeyi terk etmeleri yetmez silahlarını gömerek ülkeyi terk etsinler' demiştir. Terör nihayetinde insanlık suçudur. Türkiye'de siyasal katılma yolları açıktır. Terörün hiçbir meşruiyeti ve mazereti zaten sözkonusu olamaz. Buradaki iç cephe kavramı Türkiye'nin temel değerleri ve hassasiyeti etrafında daha doğru, kararlı hareket etme, Türkiye'nin demokrasisi, Cumhuriyetin kazanımlarını daha güçlü şekilde koruma davetidir. Bunun bu şekilde anlaşılması gerekir.
Sayın Bahçeli terörist başına 'Türkiye'ye hizmet etmek istiyorsan silah bırakmalarını söyle' dedi. Bunu İYİ Parti Genel Başkanı sayın Müsavvat Bey çarpıttı. Terörle bir pazarlık sözkonusu değildir. Türkiye'nin içindeki siyasetin de bu t emel hassasiyetler etrafında konsolide olmasına dönük bir çağrıdır. Sayın Özgür Özel de bir tarafından tutup, başka türlü ifadeler kullanmış. Muhalefetteki diğer partilerden de başka türlü ifadeler geldi. Hem Cumhurbaşkanımızın hem Devlet Bey'in ifadeleri açıktır.
Birileri şunu da söylüyor, yakından takip ediyoruz. Bölgesel gelişmeler olunca hükümetle, Cumhur İttifakı içeride sıkıştı, bunun için hamle yapıyor deniyor. Herhangi bir sıkışma sözkonusu değildir. Türkiye'ye dönük olarak kötü niyet besleyen herkesle hazırlıklarımız da kuvvetimiz de vardır. Atatürk'ten bugüne kadar iç bünyemizi güçlü tutalım çağrıları yapılmıştır, bu çağrıları da o şekilde değerlendirmek gerekir."
CHP LİDERİ ÖZEL'İN '29 EKİM RESEPSİYONU ÇANKAYA KÖŞKÜ'NDE OLSUN' AÇIKLAMASI
"Burada sayın Özel 29 Ekim resepsiyonu Çankaya Köşkü'nde olsun derken milletin evi olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin yapılması Atatürk'ün mirasına aykırı olarak ifade ediyor. Aynı zamanda külliyenin, milletin evini olumsuzlayan tavır içine giriyor. Devlet hayatımızda, bin yıllık tarih perspektifinden baktığımızda devletimizin ihtiyaçlarına göre devlet başkanlarının kullandığı farklı mekanlar olmuştur. Bu çerçevede gelişen ihtiyaçlarına göre Cumhurbaşkanlığı Külliyesi milletin evi olarak yapılmıştır. Sayın Özel'in ifadeleri son derece yanlıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtikten sonra külliyenin yapılmasının ne kadar gerekli olduğu görüldü. Bin yıllık devlet hayatımız içinde bu şekilde farklı mekanlar kullanılmıştır. Bu mekanları birbirine kavga ettirmek maalesef sayın Özel'e nasip oldu, kötü bir nasip, nasipsizlik aslında. Cumhurbaşkanımız Atatürk'ün mirasını korumak için bazı faaliyetlerini Çankaya'da yapmıştır. Resepsiyonlara katılım çok yüksek oluyor. Bu çerçevede 29 Ekim resepsiyonu milletin evinde gerçekleşecektir. Sayın Özel'in şart koşması siyaseten absürt bir yaklaşım olmuştur.
ÖZEL'İN DEMİRTAŞ'I ZİYARETİ
Burada kimin kimi ziyaret ettiği bizi çok ilgilendirmez. Yapılan açıklamaların ortak noktası var. Hükümete çağrı yaparken, hükümeti hukukun üstünlüğünü saygı duymaya davet ediyorlar. Hukukun üstünlüğünden bahsedenlerin öncelikle terör örgütüyle ilgili ne düşündüklerini açıklaması lazım. Kobani olaylarında yapılan konuşmaları biliyoruz.
Terörist başının heykelini dikmesinden kimin bahsettiğini biliyoruz. Hukukun üstünlüğü öncelikle terörün dışlanmasından geçer. Hukuk devletinin en büyük tehdidi terördür. Bütün cümleler hükümete karşı söylenmiş ama terör örgütüne karşı bir şey söylenmemiş. Hem ziyaret edenin hem ziyaret edilenin cümlelerinde bu söylenmemiş. Öncelikle Kobani olayları başta olmak üzere terörist başının heykelini dikmek yaklaşımı başta olmak üzere bunların yanlışlıkları konusuda sayın Özgür Özel'in bir şeyler söylemesi, PKK terör örgütüne karşı net bir tutumu söylenmesi ve bunun da kamuoyuyla paylaşılması gerekirdi.
Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar olan süreci değerlendirerek sayın Özel'in konuşmasında, bundan sonrasında da şöyle yapacağız gibisinden bir yaklaşım ortaya konuluyor. Bu da tek millet prensibinden bizim açımızdan aykırıdır. Biz ikinci sınıf vatandaş olgusunu kabul etmiyoruz. Bütün Kürt vatandaşlarımızı kast ederek 'kendilerini eşit hissedene kadar' diyor sayın Özel. Biz bu düzenlemeleri yaparken karşımızdaki en sert blok CHP'ydi. CHP'nin o zamanki yöneticileri bütün düzenlemeler yapılırken askeri ve yargı vesayetini kışkırtmak istiyordu. Başörtüsü söz konusu olduğunda bu sorunun en büyük siyasi destekçisi CHP'ydi. Sorunu çözdükten sonra aradan yıllar geçti sayın Kılıçdaroğlu çıkıp 'bu konuyu çözeceğiz' dedi. Halbuki biz bu konuyu çözerken de karşımızda olanların başında sayın Kılıçdaroğlu vardı. Aynı mesele Kürt vatandaşlarımıza dönük ayrımcı uygulamaları çözerken karşımızdaydılar. Şimdi bu sorunu çözmüşüz, sonra Özgür Özel bunu gündeme getiriyor gecikmiş bir tarih okuması olarak. Bu da gerçekten anokronik bir durum."
"NETANYAHU 'BÖLGE HARİTALARI DEĞİŞECEK' DEDİ"
"Olaylar gerçekleşirken güvenlik konularından bahsetmeden Netanyahu 'bölge haritaları değişecek' dedi. Arkasından 'devir koridorlarında kararlıyız' dedi. Daha geçen gün İsrail Maliye Bakanı, 'Ürdün, Suriye, Lübnan'ı içine alan büyük İsrail'i kurmak istiyoruz' dedi. Siyonistlerin 'Büyük İsrail' dediği coğrafyayı üzerine koyun, Türkiye topraklarının bir kısmına musallat olmayı içermektedir. Şu anki İsrail'in Nazi Dışişleri, sapkın Maliye Bakanı tarafından ifade edilen tehditlerdir. Bir tek Türkiye'nin içindeki muhalefet partisi çıkıp 'İsrail bizim için tehdit teşkil etmiyor' diyor. Hiçbir analiz, değerlendirme yok, bölge dinamikleriyle ilgili okuma yok. İsrail'in askeri hareketleri, siyasi denklem düzenleme çabaları yok.
İsrail Cumhurbaşkanı bunu ifade ediyor. Biz de şunu söylüyoruz, bölge haritaları değişecek ne demek? Soykırım şebekesinin başı bunu diyor. David koridorunu kuracağız diyor. İsrail Maliye Bakanı 'Büyük İsrail'i kuracağız' diyor. Bütün bunlar tehdit teşkil etmiyorsa ne teşkil ediyor? Bu bütün bölgenin altüst olması demektir. İsrail'den yapılan açıklamaları takip ettiğinizde İran'ın nükleer ve petrol tesislerini vuracaklarını söylüyorlar. Buna karşı net cümle kuran ülkelerden biri ABD. Onlar bile nükleer tesis vurulmasının ortaya çıkaracağı insani felaketin simülasyonlarına baktığınızda nasıl bir insani, siyasi, askeri tehdidin farkındalar. Bizdeki muhalefet partisinin sözcülerinin hiçbir tehdit değerlendirilmesi ve analiz yapılmaksızın 'böyle bir şey söz konusu değildir' demesi bilinçsizliktir.
Sembolik olarak ismi Netanyahu'nun yanına yazılmıştır dedim. Büyük bir ihanet ve cinayet şebekesinin mimarıydı. İhanet ve cinayet şebekelerinin üyeleri büyük güçler tarafından kullanırlar. Sonrasında gömülecek mezar bulamazlar. Bugün itibarıyla bizdeki bazı medya organlarında bile terörist başından bahsedilirken daha ince cümlelerin kullanılması, zannediyorum RTÜK de bununla ilgili açıklama yaptı. Birtakım gruplardan iyi dilek temennisi anlamına gelen cümleler kullanılması. Bu millete ihanet etme örgütünün birtakım hastalıklarının başka yerlere nasıl bulaştığını göstermesi açısından ibretlik olmuştur.
Bu ihanet gruplarının birden çok şapkası vardır. Genelde başka dini yapılara da ait olsalar, diyalog gibi kavramlar üzerinden ilerliyor. Türkiye'nin yaşadığı tecrübe herkese örnek olsun. Bunlar tarihimizin gördüğü en acımasız en hain ihanet şebekesi. Bunun başındaki kişi ülkemize ihanet edenlerin en başında gelen kişiydi. Türkiye demokrasisini bunlara karşı korumuştur. Milletin haklarını korumuştur. En ufak insan haklarında hassasiyeti olanların bu konulara hassas olması gerekir.