GündemFelaketin 20. yılında acı gerçek: Kesin olarak hazır değiliz

Felaketin 20. yılında acı gerçek: Kesin olarak hazır değiliz

22.08.2019 - 08:11 | Son Güncellenme:

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, 17 Ağustos depreminin 20. yılı nedeniyle özel bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. Türkiye’deki deprem riski konusunda farkındalık yaratmak ve alınacak tedbirleri hatırlatmak amacıyla gerçekleştirilen toplantı sonrası bir grup kadına afet eğitimi verildi. Kadınlar ayrıca DepremPark’ta 5.1 büyüklüğündeki deprem simülasyonunu deneyimledi.

Felaketin 20. yılında acı gerçek: Kesin olarak hazır değiliz

Toplantıda konuşan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, depreme yönelik hazırlıklarda eksikler olduğuna dikkat çekti. Özener şunları anlattı: “17 Ağustos 1999’dan bugüne kadar, köprüler, viyadükler, okullar, hastaneler ve tarihi binalar gibi önemli yapılar elden geçirildi. Ancak tüm bunlar depreme kesin olarak hazırız anlamına gelmiyor. Önemli olan tüm toplumun, karar vericilerin, bilim insanları ve vatandaşların bir bütün olarak üstlerine düşen vazifeleri titizlikle yerine getirmesi.

Haberin Devamı

‘Hedefler önemli’

Kentsel dönüşüm projelerinde sıkıntılar yaşanıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanımız deprem güvensiz 6 milyon 700 bin yapıdan bahsederken, yılda 300 bin dönüşüm hedefiyle 20 yıllık süreçte sorunun çözüleceğini dile getiriyor. Hedefler çok önemli ancak umarız büyük depremler 20 yıl bekler. Belirli çabalar var ama açıkçası yeterli olduğunu düşünmüyorum.”

İlginç istatistikler

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Afete Hazırlık Eğitim Birimi Koordinatör Yardımcısı Yavuz Güneş; “1999 depreminde ölümlerin yüzde 3’ü, yaralanmaların yüzde 50’si yapısal olmayan nedenlerden yani ev içindeki eşyaların sabitlenmemiş olmasından kaynaklandı. 17 Ağustos’ta her 100 vatandaşımızdan 3’ü dolap altında kaldı” bilgisini paylaştı. Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat ise “Depreme dayanıklı binalarda oturmak bu işin olmazsa olmazı. İstanbul’a 250 km uzaktaki 5.3’lük Ayvacık depreminde kentteki en yüksek katlı binanın, en üst katı 13 dakika sallanıp titreşti. Ne kadar yüksek bina o kadar sallanma süresi demektir” uyarısında bulundu.