Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Dünya genelinde iklim değişikliğinin beraberinde getirdiği doğal afetlerin sayısında bir artış yaşanıyor. Türkiye de bu yıl Karadeniz Bölgesi'nde meydana gelen sel felaketlerinin acısını derinden yaşadı. Peki, afetlerin önüne geçmek için ne tür tedbirler alınmalı? Erken uyarı sistemleri yeterli korumayı sağlayabilir mi?
'ERKEN UYARI SİSTEMİ HER AFET İÇİN FARKLI'
Erken uyarı sisteminin birbirinden farklı modelleri olabildiği gibi, her bir afet için uygulanan uyarı sistemleri de birbirinden farklı. Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, meteorolojik afetlerde erken uyarı sisteminin çok önemli olduğunu ve bu sistemi kullanarak vatandaşları önceden haberdar etmenin mümkün olduğunu söylüyor. Deprem için durumun daha farklı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şerif Barış, "Deprem olmadan önce vatandaşları erken uyarı sistemi ile bilgilendirmek mümkün değildir" diyor.
Erken uyarı sisteminin deprem olduktan sonra devreye girdiğini söyleyen Prof. Dr. Şerif Barış, bütün erken uyarı sistemlerinin aynı formatta olmadığının altını çiziyor. Depremle ilgili erken uyarı sisteminin yalnızca belirli kuruluşlar tarafından kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Barış, deprem afetinden önce vatandaşları bilgilendiren bir erken uyarı sistemi teknolojisinin henüz olmadığını söylüyor.
'SEL FELAKETİNDEN TAM KORUNMAK İÇİN YETERLİ DEĞİL'
Son zamanlarda ülke genelinde yaşadığımız sel felaketlerini ve bu felaketlerin beraberinde getirdiği can kayıplarının yarattığı durumu düşündüğümüzde, erken uyarı sistemi oldukça önemli bir sistem. Ancak hiçbir sistemin tam koruma sağlamadığını söyleyen Prof. Dr. Şerif Barış, sel felaketinin geleceğini önceden öğrenen vatandaşın afet yaşanmadan bulunduğu bölgeyi tahliye edebileceğini ama önemli olanın sel felaketinin yaşanabileceği yerleri yerleşim yeri olarak seçmemek olduğunu vurguluyor.
'SİSTEMİN AMACI VATANDAŞLARI DEĞİL, YETKİLİLERİ UYARMAK'
Türkiye'deki mevcut erken uyarı sisteminin nasıl işlediğine değinen Prof. Dr. Şerif Barış, "Türkiye'de uygulanan erken uyarı sistemi tamamen farklıdır. Mesela, Japonya'da uygulanan erken uyarı sistemi ile Türkiye'deki model aynı değil. Türkiye'deki erken uyarı sisteminin amacı, önce yetkilileri bilgilendirmektir" diyor. Prof. Dr. Barış, Japonya'daki erken uyarı sisteminin, deprem olduktan sonra tsunami olacağını birer dakikalık fark ile mesaj şeklinde ilettiğini ve vatandaşların da bu afete karşı ne yapacağı konusunda bilinçli olduğunun altını çiziyor.
'CAN VE MAL KAYIPLARINI ÖNLEYEBİLİRİZ'
Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen ise, sel için erken uyarı sisteminin önemini anlatırken yaz aylarında Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde yaşanan sel felaketi üzerinden bir örnek veriyor. Bozkurt'ta yaşanan sel felaketinin öncesinde yağış miktarının modellenmesi ve hesaplanmasıyla yağışın hangi şiddetle akacağını tahmin edip vatandaşları bilgilendirmenin mümkün olduğunu fakat yapıları korumanın mümkün olmadığını söylüyor.
Erken uyarı sistemi ile can ve mal kayıplarının önlenebileceğine, hasar miktarının azaltılabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Bülent Özmen, bir diğer afet çeşidi olan depreme de değiniyor. Deprem için uygulanan erken uyarı sisteminin deprem sonrasında oluşması muhtemel yangın, doğal gaz patlaması ve çeşitli ikincil afetlerden koruduğunu söylüyor. Sel için önceden haber veren erken uyarı sistemi, deprem için afet olduktan sonra devreye giren bir sistemdir. Bu konu hakkında uzmanların ortak bir görüş paylaştığını söylemek mümkün.
'AŞIRI YAĞIŞLAR SEL FELAKETLERİNİ BERABERİNDE GETİRECEK'
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politika Çalışmaları Merkezi İklim Bilimcisi Prof. Dr Levent Kurnaz, iklim değişikliğine bağlı olarak gelişen sel ve heyelan felaketlerinin sıklaşmasının yaratacağı olası can ve mal kayıplarında, erken uyarı sisteminin önemli olduğunu vurguluyor.
Prof. Dr. Levent Kurnaz, felaketler için alınabilecek en iyi önlemin, felaketlerin gelebileceği noktada bulunmamak olduğunu söylüyor. Dere yatağından olabildiğince uzağa ev yapmanın sel felaketinden korunmak için uygun bir yöntem olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kurnaz, dere yataklarına ev yapılmadığı takdirde suyun yükselmesiyle ilgili bir erken uyarı sistemine de ihtiyaç duyulmayacağını vurguluyor. Erken uyarı sisteminin elbette çok önemli olduğunu fakat daha önemli olanın yerleşim yerlerini doğru seçmek olduğunu söylüyor.
Erken uyarı sisteminin önemini vurgulayan olaylardan biri de, geçtiğimiz temmuz ayında Avrupa'da yaşandı. Avrupa'nın batısındaki Almanya ve Belçika gibi ülkeleri derinden etkileyen sel felaketinde erken uyarı sisteminin kullanıldığı bilgisi verildi. Almanya medyasında yer alan bilgilere göre, Avrupa Sel Uyarı Sistemi (EFAS), şiddetli sağanak yağış ve seller konusunda, felaketten 4 gün önce hem Almanya hem de Belçika makamlarını uyardı. Avrupa Sel Uyarı Sistemi uyarısında Ren ve Maas nehirlerindeki taşkın riskini vurgulayarak, selden hangi bölgelerin etkileneceği büyük ölçüde tahmin edildi. Yapılan tüm uyarılara ve önlem çalışmalarına rağmen bu uyarıların ciddiye alınmadığını düşünen yetkililer, 'erken uyarı sistemi'nin önemini vurguladılar.
Erken uyarı sistemi, dünya genelinde tüm doğal afetlerin önceden tahmin edilmesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi için önemli bir uygulama. Deprem, tsunami ve sel gibi doğal afetler için geliştirilen bir erken uyarı sistemi ise ABD'de kullanılıyor. Bilim insanları, GPS teknolojisi ve diğer sensörleri kullanarak yaklaşan doğal afetleri tespit ediyor. GPS sensörleri ve meteorolojik cihazlar ayrıca havadaki nem oranını inceleyerek şiddetli yağış ihtimalini tespit ediyor. Böylece anında elde edilen verilere dayanarak sel felaketine karşı kamuoyunu bilgilendirmek mümkün oluyor.
'Erken uyarı sistemi' yaşanması muhtemel tüm doğal afetlerden vatandaşları bilgilendirmek için oldukça önemli. Ancak uzmanlar, erken uyarı sisteminden önce vatandaşların afet konusunda bilinçli olmasının ve afet esnasında neler yapılması gerektiğinin bilinmesinin daha önemli olduğunu vurguluyor. Japonya örneğinde de gördüğümüz gibi vatandaşların bilgilendirilmesi için oluşturulmuş erken uyarı sistemlerinin verimli olabilmesi, vatandaşların afet sürecinde neler yapılacağı konusunda bilinçli olmasından geçiyor.